Gençler Soruyor

[size=18px][color=olive]Gençler Soruyor
..


SORU:
Ben yirmi yaşında üniversite öğrencisi bir gencim. Size bir sıkıntımı anlatmak istiyorum. Ben dininin gereklerini yapmaya çalışan bir gencim, fakat cinsel arzu ve isteklerime bir türlü hâkim olamıyorum. Dışarıda gördüğüm manzaralar (açıklık-saçıklık) zihnimi fazlasıyla meşgul ediyor. Ne ders çalışabiliyorum ne de başka bir şey yapabiliyorum. Kendime hâkim olamıyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Dışarı çıksan olmuyor, çıkmasan olmuyor.

Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Her an her saniye bu gibi şeyleri düşünüyorum. Hâl böyle olunca hiçbir şeyden zevk almaz hale geldim. Ne olur bana yardım edin.



CEVAP:

BAHSETTİĞİN SORUN, cinsiyet hormonları çalışan her gencin hatta yetişkinin yaşadığı bir sorun günümüzde. Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor: Karşımızda bizi rahatsız eden manzaraların ne kadar doğru olmadığını düşünsek bile, o manzaraları değişterebilecek bir durumda da değiliz. Dolayısıyla bu konuda kendimiz tedbir almak durumundayız.

Peygamber Efendimiz’in, senin durumunda olan gençlere yaptığı ilk tavsiye, eğer güçleri yetiyorsa evlenmeleridir. Burada güçten kasıt, daha ziyade maddi yeterlilik ve bir ev geçindirebilecek bir kazanca sahip olmadır. Ama senin gibi üniversite öğrencilerinin maddi yeterliliği olsa bile henüz öğrenci olmaktan kaynaklanan başka sıkıntıları söz konusudur. Pek çok üniversite öğrencisi, maddi açıdan sıkıntısı olmasa bile, evlenmek için okuduğu bölümü bitirmeyi beklemektedir ki, kimse bunun için onları suçlayamaz. Fakat öte yandan az sayıda olsa da, üniversite okurken evlenen çiftler de vardır ki, bunlar arasında mutlu ve sağlıklı evlilik gerçekleştirenler de bulunmaktadır. Fakat yine de evliliğin kişinin kendisini hazır hissetmesiyle ilgili bir mesele olduğunu her zaman göz önünde bulundurmalısın.

Peygamberimizin gençlere yaptığı ikinci tavsiyeyi merak ediyorsan, hemen söyleyeyim: oruç tutmalarını tavsiye ediyor. Bunun ne kadar yerinde bir tavsiye olduğunu anlamak için nefsin heva ve isteklerinin ancak dolu bir mideyle şiddetlendiğini bilmek yeterlidir. Mide dolduğu zaman, nefis şaha kalkmış at gibi şahlanır. Başta cinsel arzular olmak üzere, gemlerini kırıp atmak isterler. O yüzden, oruç tutmasan bile yeme rejimine çok dikkat etmen gerektiğini söyleyebilirim.

Bu sorununu aşmak istiyorsan, bilmen gereken bir şey daha var, o da şu: Manevi hayatımızın merkezi olan kalp, hiçbir zaman boş bırakmaya gelmez. Tabiat boşluk kabul etmediği gibi, kalp de eğer boş kalırsa nefsin arzularının kuşatması altında kalır ve o arzular tarafından işgale uğrar. Bu kuşatma ve işgalden kalbi korumanın tek yolu, kalbi başka şeylerle meşgul etmektir.

Kalbi nelerle meşgul edebilirsin ve etmelisin?

Bir üniversite genci olarak iş hayatına başladığında belki fırsat bulamayacağın sportif aktivitelere bu dönemde daha çok zaman ayırabilirsin. Ayrıca yetenekli olduğun bir alanı tespit edip o alanda yoğunlaşarak ve derslerine çalışarak kendini kanıtlama yolunu seçebilirsin.

Bunların dışında asıl, ibadet ve sohbetlerle kalbine iman hakikatlerinin zevkini yerleştirmeye çalışmalısın. Çünkü kalb imanla dolu olursa, hem nefsin düşük arzu ve isteklerine mukavemet gösterebilir, hem de bundan ilahi bir zevk duyabilir.

Ayrıca son olarak ailesi ve arkadaşlarıyla iletişimi zayıf olan, akrabalarıyla pek görüşmeyen gençlerin, özgüven duyguları zayıf olacağı için, kendisini sevilmeyen, değersiz ve işe yaramaz hissetmesi çok daha olağandır. Buradan doğan sıkıntı, senin durumundaki gençleri cinsel istekleri meşru olmayan yollardan tatmin etmeye yönlendirebilir. O bakımdan, ailenle, akrabalarınla ve arkadaşlarınla düzenli olarak görüşmeyi ve üzerindeki negatif elektrikleri atmayı ihmal etme.

Son olarak, gözlerini olabildiğince harama bakmaktan korumaya gayret etmen gerekiyor. Bunun ölçüsü ise, bir baktığına dikkatle bir daha bakmamaktır.

Fazla madde saydığımı düşünebilirsin. Ama her genç gibi senin de bütün bunları gerçekleştirebilecek bir potansiyele sahip olduğuna inanıyorum. Çünkü Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden fazlasını yüklemediği gibi, siz gençlere de yüklemez. Yeter ki, kalbinizi iyi dinleyin. O size hakiki ihtiyaçlarını söyleyecektir

[url]www.zaferdergisi.com/[/url]
370, Ekim - 2007 [/color][/size]

5 yorum

Re: Gençler Soruyor

[quote="dutkmd"][size=18px][color=olive]Gençler Soruyor
..


SORU:
Ben yirmi yaşında üniversite öğrencisi bir gencim. Size bir sıkıntımı anlatmak istiyorum. Ben dininin gereklerini yapmaya çalışan bir gencim, fakat cinsel arzu ve isteklerime bir türlü hâkim olamıyorum. Dışarıda gördüğüm manzaralar (açıklık-saçıklık) zihnimi fazlasıyla meşgul ediyor. Ne ders çalışabiliyorum ne de başka bir şey yapabiliyorum. Kendime hâkim olamıyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Dışarı çıksan olmuyor, çıkmasan olmuyor.

Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Her an her saniye bu gibi şeyleri düşünüyorum. Hâl böyle olunca hiçbir şeyden zevk almaz hale geldim. Ne olur bana yardım edin.



CEVAP:

BAHSETTİĞİN SORUN, cinsiyet hormonları çalışan her gencin hatta yetişkinin yaşadığı bir sorun günümüzde. Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor: Karşımızda bizi rahatsız eden manzaraların ne kadar doğru olmadığını düşünsek bile, o manzaraları değişterebilecek bir durumda da değiliz. Dolayısıyla bu konuda kendimiz tedbir almak durumundayız.

Peygamber Efendimiz’in, senin durumunda olan gençlere yaptığı ilk tavsiye, eğer güçleri yetiyorsa evlenmeleridir. Burada güçten kasıt, daha ziyade maddi yeterlilik ve bir ev geçindirebilecek bir kazanca sahip olmadır. Ama senin gibi üniversite öğrencilerinin maddi yeterliliği olsa bile henüz öğrenci olmaktan kaynaklanan başka sıkıntıları söz konusudur. Pek çok üniversite öğrencisi, maddi açıdan sıkıntısı olmasa bile, evlenmek için okuduğu bölümü bitirmeyi beklemektedir ki, kimse bunun için onları suçlayamaz. Fakat öte yandan az sayıda olsa da, üniversite okurken evlenen çiftler de vardır ki, bunlar arasında mutlu ve sağlıklı evlilik gerçekleştirenler de bulunmaktadır. Fakat yine de evliliğin kişinin kendisini hazır hissetmesiyle ilgili bir mesele olduğunu her zaman göz önünde bulundurmalısın.

Peygamberimizin gençlere yaptığı ikinci tavsiyeyi merak ediyorsan, hemen söyleyeyim: oruç tutmalarını tavsiye ediyor. Bunun ne kadar yerinde bir tavsiye olduğunu anlamak için nefsin heva ve isteklerinin ancak dolu bir mideyle şiddetlendiğini bilmek yeterlidir. Mide dolduğu zaman, nefis şaha kalkmış at gibi şahlanır. Başta cinsel arzular olmak üzere, gemlerini kırıp atmak isterler. O yüzden, oruç tutmasan bile yeme rejimine çok dikkat etmen gerektiğini söyleyebilirim.

Bu sorununu aşmak istiyorsan, bilmen gereken bir şey daha var, o da şu: Manevi hayatımızın merkezi olan kalp, hiçbir zaman boş bırakmaya gelmez. Tabiat boşluk kabul etmediği gibi, kalp de eğer boş kalırsa nefsin arzularının kuşatması altında kalır ve o arzular tarafından işgale uğrar. Bu kuşatma ve işgalden kalbi korumanın tek yolu, kalbi başka şeylerle meşgul etmektir.

Kalbi nelerle meşgul edebilirsin ve etmelisin?

Bir üniversite genci olarak iş hayatına başladığında belki fırsat bulamayacağın sportif aktivitelere bu dönemde daha çok zaman ayırabilirsin. Ayrıca yetenekli olduğun bir alanı tespit edip o alanda yoğunlaşarak ve derslerine çalışarak kendini kanıtlama yolunu seçebilirsin.

Bunların dışında asıl, ibadet ve sohbetlerle kalbine iman hakikatlerinin zevkini yerleştirmeye çalışmalısın. Çünkü kalb imanla dolu olursa, hem nefsin düşük arzu ve isteklerine mukavemet gösterebilir, hem de bundan ilahi bir zevk duyabilir.

Ayrıca son olarak ailesi ve arkadaşlarıyla iletişimi zayıf olan, akrabalarıyla pek görüşmeyen gençlerin, özgüven duyguları zayıf olacağı için, kendisini sevilmeyen, değersiz ve işe yaramaz hissetmesi çok daha olağandır. Buradan doğan sıkıntı, senin durumundaki gençleri cinsel istekleri meşru olmayan yollardan tatmin etmeye yönlendirebilir. O bakımdan, ailenle, akrabalarınla ve arkadaşlarınla düzenli olarak görüşmeyi ve üzerindeki negatif elektrikleri atmayı ihmal etme.

Son olarak, gözlerini olabildiğince harama bakmaktan korumaya gayret etmen gerekiyor. Bunun ölçüsü ise, bir baktığına dikkatle bir daha bakmamaktır.

Fazla madde saydığımı düşünebilirsin. Ama her genç gibi senin de bütün bunları gerçekleştirebilecek bir potansiyele sahip olduğuna inanıyorum. Çünkü Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden fazlasını yüklemediği gibi, siz gençlere de yüklemez. Yeter ki, kalbinizi iyi dinleyin. O size hakiki ihtiyaçlarını söyleyecektir

[url]www.zaferdergisi.com/[/url]
370, Ekim - 2007 [/color][/size][/quote]

03.12.2007 - Tefekkür

Re: Gençler Soruyor

[quote="dutkmd"][size=18px][color=olive]Gençler Soruyor
..


SORU:
Ben yirmi yaşında üniversite öğrencisi bir gencim. Size bir sıkıntımı anlatmak istiyorum. Ben dininin gereklerini yapmaya çalışan bir gencim, fakat cinsel arzu ve isteklerime bir türlü hâkim olamıyorum. Dışarıda gördüğüm manzaralar (açıklık-saçıklık) zihnimi fazlasıyla meşgul ediyor. Ne ders çalışabiliyorum ne de başka bir şey yapabiliyorum. Kendime hâkim olamıyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Dışarı çıksan olmuyor, çıkmasan olmuyor.

Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Her an her saniye bu gibi şeyleri düşünüyorum. Hâl böyle olunca hiçbir şeyden zevk almaz hale geldim. Ne olur bana yardım edin.



CEVAP:

BAHSETTİĞİN SORUN, cinsiyet hormonları çalışan her gencin hatta yetişkinin yaşadığı bir sorun günümüzde. Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor: Karşımızda bizi rahatsız eden manzaraların ne kadar doğru olmadığını düşünsek bile, o manzaraları değişterebilecek bir durumda da değiliz. Dolayısıyla bu konuda kendimiz tedbir almak durumundayız.

Peygamber Efendimiz’in, senin durumunda olan gençlere yaptığı ilk tavsiye, eğer güçleri yetiyorsa evlenmeleridir. Burada güçten kasıt, daha ziyade maddi yeterlilik ve bir ev geçindirebilecek bir kazanca sahip olmadır. Ama senin gibi üniversite öğrencilerinin maddi yeterliliği olsa bile henüz öğrenci olmaktan kaynaklanan başka sıkıntıları söz konusudur. Pek çok üniversite öğrencisi, maddi açıdan sıkıntısı olmasa bile, evlenmek için okuduğu bölümü bitirmeyi beklemektedir ki, kimse bunun için onları suçlayamaz. Fakat öte yandan az sayıda olsa da, üniversite okurken evlenen çiftler de vardır ki, bunlar arasında mutlu ve sağlıklı evlilik gerçekleştirenler de bulunmaktadır. Fakat yine de evliliğin kişinin kendisini hazır hissetmesiyle ilgili bir mesele olduğunu her zaman göz önünde bulundurmalısın.

Peygamberimizin gençlere yaptığı ikinci tavsiyeyi merak ediyorsan, hemen söyleyeyim: oruç tutmalarını tavsiye ediyor. Bunun ne kadar yerinde bir tavsiye olduğunu anlamak için nefsin heva ve isteklerinin ancak dolu bir mideyle şiddetlendiğini bilmek yeterlidir. Mide dolduğu zaman, nefis şaha kalkmış at gibi şahlanır. Başta cinsel arzular olmak üzere, gemlerini kırıp atmak isterler. O yüzden, oruç tutmasan bile yeme rejimine çok dikkat etmen gerektiğini söyleyebilirim.

Bu sorununu aşmak istiyorsan, bilmen gereken bir şey daha var, o da şu: Manevi hayatımızın merkezi olan kalp, hiçbir zaman boş bırakmaya gelmez. Tabiat boşluk kabul etmediği gibi, kalp de eğer boş kalırsa nefsin arzularının kuşatması altında kalır ve o arzular tarafından işgale uğrar. Bu kuşatma ve işgalden kalbi korumanın tek yolu, kalbi başka şeylerle meşgul etmektir.

Kalbi nelerle meşgul edebilirsin ve etmelisin?

Bir üniversite genci olarak iş hayatına başladığında belki fırsat bulamayacağın sportif aktivitelere bu dönemde daha çok zaman ayırabilirsin. Ayrıca yetenekli olduğun bir alanı tespit edip o alanda yoğunlaşarak ve derslerine çalışarak kendini kanıtlama yolunu seçebilirsin.

Bunların dışında asıl, ibadet ve sohbetlerle kalbine iman hakikatlerinin zevkini yerleştirmeye çalışmalısın. Çünkü kalb imanla dolu olursa, hem nefsin düşük arzu ve isteklerine mukavemet gösterebilir, hem de bundan ilahi bir zevk duyabilir.

Ayrıca son olarak ailesi ve arkadaşlarıyla iletişimi zayıf olan, akrabalarıyla pek görüşmeyen gençlerin, özgüven duyguları zayıf olacağı için, kendisini sevilmeyen, değersiz ve işe yaramaz hissetmesi çok daha olağandır. Buradan doğan sıkıntı, senin durumundaki gençleri cinsel istekleri meşru olmayan yollardan tatmin etmeye yönlendirebilir. O bakımdan, ailenle, akrabalarınla ve arkadaşlarınla düzenli olarak görüşmeyi ve üzerindeki negatif elektrikleri atmayı ihmal etme.

Son olarak, gözlerini olabildiğince harama bakmaktan korumaya gayret etmen gerekiyor. Bunun ölçüsü ise, bir baktığına dikkatle bir daha bakmamaktır.

Fazla madde saydığımı düşünebilirsin. Ama her genç gibi senin de bütün bunları gerçekleştirebilecek bir potansiyele sahip olduğuna inanıyorum. Çünkü Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden fazlasını yüklemediği gibi, siz gençlere de yüklemez. Yeter ki, kalbinizi iyi dinleyin. O size hakiki ihtiyaçlarını söyleyecektir

[url]www.zaferdergisi.com/[/url]
370, Ekim - 2007 [/color][/size][/quote]selamün aleyküm kardeşim afedersiniz siz baymısınız bayanmısınız sordüğüm için afedersiniz ben fırsatim oldükce yazılarınızı oküyorüm çök höşüma gidiyör ellerınıze yüreğınıze sağlik ben ökümayi çök severim kiminle yaziştığımı merak ettim küsüra bakmayin iyi akşamlar ALLAHA emanet olün höşca kalın dösca kalin

03.12.2007 - Tefekkür

Gençler Soruyor

[color=green]teşekkür ederim.
sonsuz güzellikler dilerim sizlere ve kendime.
sağlıcakla kalınız.[/color]

03.12.2007 - dutkmd

Gençler Soruyor

açiklamanız çök güzel olmüş dutkmd kardeşim büyaziyi bütün gençler okümalı nefisten ve kovülmüş şeytanlardan ALLAHA sığınıp yardım istemek lazım gençlere ALLAHsabır versin amin elerınıza yüreğınıze sağlik rahman ve rahimin selamı ve bereketi üzerımıze ve üzerınıze olsün amin höşca kalın döscakalın

01.12.2007 - Tefekkür

Gençler Soruyor

kardesim güzel aciklamaniz icin tesekkürler.

30.11.2007 - talib

Konular