Güldüren milletvekili anıları

Nisan ve Mayıs ayları çok hareketli ve tartışmalı geçti. Öyle ki ilgili ilgisiz herkes siyaset konuşmaya başladı. Neredeyse kundaktaki bebeler bile, “Cumhurbaşkanı kim olacak? Asker bu saatten sonra darbe yapabilir mi? 367 mi? O ne ki? Ne olacak bu Deniz Baykal’ın hali?” gibi sorular sormaya başladı. Doğal olarak ben de bu ay biraz politik olmaya karar verdim. Gördüm ki siyaset her zaman tartışma ve asık suratlılık değil. Bu işin gülünç hatta keyifli tarafları da var.

Mumcu bir bekçiyi neden 7 kez öptü?
Eski Anavatan Partisi Genel Başkanı yeni DP Eşbaşkanı Erkan Mumcu Isparta’da yaşadığı ilk adaylık tecrübesini anlatıyor:
"İlk aday olduğum dönemde, seçim çalışmaları için Eğridir’e tepeden bakan bir köye gittik. Ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Karşılama sırasında vatandaşlarla tek tek öpüşmeye başladım. İşin en zor kısmının bu olduğunu öğrendim orada. Çünkü köylük yer olduğu için, insanlar her gün tıraş olmaya gerek duymuyorlardı. Bu yüzden, daha üçüncü kişiyle öpüşürken yüzümün alı al moru mor hale geldiğini hissettim. Ancak asıl dikkatimi çeken şey başkaydı; 30-40 kişide bir, bir köy bekçisini öpüyordum. 6-7 kez köy bekçisi öptüm. ’Burada çok mu olay oluyor acaba, niye bu kadar bekçisi var’ diye kendi kendime sorup, etrafı dikkatlice süzdüğümde durumu çözdüm. Köy bekçisi bir taneymiş ama ben onu her öptüğümde sıranın en başına geçiyormuş ve ben hep aynı bekçiyi öpüyormuşum. Dahası da, köy halkı bir daire oluşturmuş, ben, döne döne sürekli aynı kişileri öpüp duruyormuşum."

Gece üçte vatandaştan telefon
CHP Trabzon Milletvekili Şevket Arz anlatıyor:
"Trabzon’dan arayan bir vatandaş ’Vekilim yarın sizi ziyarete geleceğim’ dedi. Ben de, ’Buyur gel...’ dedim. Aynı günün gecesi saat üçte telefonum çaldı, arayan aynı kişiydi. ’Vekilim otobüs Sungurlu’da mola verdi. Geliyorum’ dedi."

“Orada gitmiş mektup okuyorsun”
CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün:
"Annem, Bilecik Belediye Başkanlığı’nın ardından milletvekili olmama pek sıcak bakmıyordu. Çünkü, Ankara’ya gitmemden hoşnut değildi. Meclis Başkanlık Divanı üyeliğine seçildim. Meclis TV’yi izleyenler görmüşlerdir; ben görevim gereği Meclis’teki programı okurum. Anneme ’Partim iktidar olamadığı için bakan olamadım ama Meclis’in bakanı oldum. Başkanlık Divanı üyesi oldum’ dedim. Annem ise şöyle karşılık verdi: ‘Bırak be oğlum, koskoca belediye başkanlığını bıraktın gittin de, orada mektup okuyorsun.’”

Meclis değil hababam sınıfı
AK Parti Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan:
"Meclis’te CHP Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır kürsüde konuşan AK Partililere devamlı müdahale ediyor ve laf atıyor. Hemen telefona sarıldım ve onu aradım. ’Vekilim sizi Kırşehir’den arıyorum. Meclis TV’de sizi izliyoruz, şu anda. Siz bizim gururumuzsunuz. Çok iyi gidiyorsunuz. Arkalarda kalmayın, önlere geçin, dediğimde, Hüseyin Bayındır, ’Sağ ol benim canım’ dedi ve hemen önlere geldi. Benden sonra Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen aradı ve ’Vekilim yüksek yüksek bağır’ dedi. Bayındır ’vatandaş’ın dediğini yerine getirerek ayağa kalkıp bağırmaya başladı."

Vekil- vatandaş diyalogları
AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı:
"Bir gün bir vatandaş aradı. ’Vekilim ben iş başvurusu yaptım. Her şey tamam da, küçük bir problem var.’ ’Neymiş?’ dedim. ’İş başvurusu için her şey tamam da, bir tek boyum on santim kısa... Ne yapabiliriz.’"
AK Parti Nevşehir Milletvekili Osman Seyfi:
"Gece 02.30’da telefonum çaldı. ’Efendim’ diye açtım. ’Beni tanıdınız mı?’ dedi bir ses. ’Hayır tanımadım’ dedim. Gelen cevap: ’Seçim zamanı olsa tanırdın ama...’ "
AK Parti Siirt Milletvekili Öner Gülyeşil:
"Telefon çaldı, açtım. Karşıdaki ses, ’Beni tanıdınız mı’ dedi. ’İsminizi verirseniz tanırım’ dedim. Cevap: ’İsmimi versem bilemezsiniz. Hiç karşılaşmadık. Siz bizim köyde teyzemin oğlu ile tokalaşmışsınız. Oradan tanırsınız belki.’"
AK Parti Uşak Milletvekili Alim Tunç:
"Bir keresinde bir dostum ziyaretime geldi. Otururken telefonlarımın biri susuyor, biri çalıyor. Doğru dürüst oturamadan dostum izin isteyip ayrıldı. Bir saat kadar sonra, çalan telefonu açtığımda karşıma az önce yanımdan izin isteyerek ayrılan dostum çıktı ve bana, ’En iyisi böyle konuşmamız, sen telefonla arayanlarla daha çok ilgileniyorsun’ dedi."
CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt:
“Bir gün telefonum ödemeli çaldı. Açtım telefonu,’Buyurun’ dedim. ’Ben dağdan arıyorum. Ömer’in oğlu çoban. Telefonu yeni aldım da, çalışıyor mu diye baktıydım.’ "
AK Parti Bingöl Milletvekili Abdurrahman Anık:
“Gece saat 02.45’te cep telefonum çaldı. ‘Şu anda Meclis TV’den sizi izliyorum’ dedi karşıdaki. ‘Eee?’ ‘Hiiiiç, izliyorum işte!’”

Türk siyasetinde köklü aileler
Merhum İsmail Cem Çin gezisinde Çinli meslektaşıyla görüşüyormuş. Çinli nezaketen:
“Türk siyasetini takip ediyorum” demiş. “Sizde de köklü aileler var tıpkı Kennedy ailesi gibi. Örneğin bir Demirel ailesi var bir sürü başbakan yetiştirmiş, bir de cumhurbaşkanı.”
İsmail Cem bu olayı anlatırken, "Hepsinin aynı insan olduğunu söyleyemedim. Çok utandım" demişti.

Ege bir göl mü?
Eski Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in bir tarihte düzenlediği bir basın toplantısından aynen aktarıyorum:
”Ege bir Yunan gölü deeldir.”
”Ege bir Türk gölü de deeldir.”
”Binanaleyhh Ege bir göl deeldir.”

Kaynak:
Barbaros Uzunöner , Güldüren Milletvekili Anıları “Vekilim Beni Tanıdınız mı?"

Siyasi fıkralar

Romeo & Juliet
Yıldırım Akbulut bir gün AKM Opera gişesine gider ve eğilip, “Hanımefendi iki bilet rica ediyorum” der. Gişedeki kadın gayri ihtiyari sorar, “Romeo ve Juliet için mi efendim?” Akbulut sinirlenip, “Hayır, tabii ki karım ve benim için!”

Yüzme bilmiyor
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basın her gün kendisiyle uğraşıyordu. Nihayet öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti:
“Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecek.”
Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı. Fakat ertesi gün tüm gazetelerde şu başlık okundu:
“Bakan yüzme bilmiyor!”

367’ye ilginç tepkiler

Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararını ve toplantı yeter sayısını Samanyoluhaber.com okuyucuları esprili bir biçimde değerlendirdi. İşte o değerlendirmelerden seçmeler:
“Sınıflarda 367 öğrenci yoksa ders başlamasın. 367 hane bulunmayan köyleri muhtarsız bırakalım.”
“Sandıklar açıldıktan sonra CHP’nin ruhuna 367 tane Fatiha okunacaktır. Ricam arkadaşlar arasında paylaşılması.”
”Nikâh memuru: Üzgünüm konuklarınız 367’yi bulmadığından nikâhınız geçersiz sayıldı.”
“Matematikte kullanılan 3,14 Pi sayısını da bundan böyle 3,67 olarak değiştirelim.”
“Deniz Baykal öldüğünde salt çoğunluğu bulmadan cenaze namazı kılınmasın.”
“MSN listemde 367 oturum açma yeter sayısı olmadığı için kapatıyorum.”
“Saygı duruşu zamanı 367 sn olsun. 367 kere ‘laikim’ yazmayan laik sayılmasın. 367 rozeti ile bir parti kurulsun. Sol burada birleşsin.”

3 yorum

Güldüren milletvekili anıları

teşekkür ederim..

bu arada binaeleyin değil,binaenaleyh :P :P

13.07.2007 - Zenana

Güldüren milletvekili anıları

Emeğine sağlık binaeleyin ege bir göl değildir :lol:

13.07.2007 - keceemre

Güldüren milletvekili anıları

[b]“MSN listemde 367 oturum açma yeter sayısı olmadığı için kapatıyorum.”[/b]


:)

11.07.2007 - vefali

Konular