En Çorabı Delik Olmayacak Adam

Yoğun iş trafiğinden fırsat bulup amcayı götürmüşler Edirne Selimiye Camii’ne. Buraya kadar herhangi aykırı bir şey yok. Cami girişinde Paul Amca’da bir huzursuzluk var. Camiye yaklaştıkça sanki adımları geri gidiyor. Biz de içimizden geçiriyoruz:
“Adama bak yahu amma koyu Hıristiyan camiye girmemek için neler yapıyor. Hâlbuki Papa bile girdi.”
Bu ortamda camiye giriliyor. Jet hızıyla giriyor camiye. Kimse ne oluyor farkında değil. Basın mensupları cami dışında bekliyor çıkmalarını.
Ve işte o an. Paul Amca kapıda beliriyor. O da ne. Çoraplar delik. Hem de ikisi birden. Hani şu patates fırlamış cinsinden. Tabii gazetecilerde bir flaş patlatma bombardımanı. Ama amcada en ufak bir bozuntu durumu yok. Hiçbir şey yokmuş gibi ayakkabıları giyiyor. Hiçbir gazetecide amcaya sormuyor, “Bu ne ayak böyle” diye. Keşke sorsalar. Cevabı gerçekten çok merak ediyorum. Ama öyle bir durumda verebileceği cevapları da kestirebiliyorum. Bunlardan bazıları:
“Arkadaşlar böyle görkemli bir yapıyı gezmenin ardından şu an nutkum tutulmuş durumda. Hiçbir sorunuza cevap veremeyeceğim.”
“Çoraplarım mı yırtıkmış? Hadi canım. Gerçekten mi? Bi bakayım. Aaa! Hep diyorum kendime bu kadar çok çalışma Paul, arada sırada kendine bak. Tüh bak gördün mü?”
“Hee evet arkadaşlar yırtıklar. Bende biraz mantar var biliyor musunuz? Hava alması lazımmış. Doktor öyle dedi. Bende hemen aldığım çorapları böyle yırtarım işte. Nasıl düzgün yırtabilmiş miyim? Aslında bizim hanım daha düzgün yırtıyor.”
Bu cevapları arttırmak mümkün.
Olay burada da bitmiyor benim canım okurlarım.
Amcayı camiden çıkarıp bu sefer tarihi Arasta Çarşısı’na götürmüşler. Çarşıyı gezmiş beğenmiş bir de alışveriş yapacağı tutmuş. Bir gümüş bileklik beğenmiş. 315 YTL imiş fiyatı. Amca bu sefer başlamış pazarlığa. Herkeste değişik bir yüz ifadesi. “Adama bak be dünyanın parası adamın elinde şu hale bak” gibilerinden. Neyse pazarlık sünnettir diyelim. Fiyat inmiş 275 YTL’ye. İşte bu anda film kopmuş resmen. Amcada o kadar para çıkmamış. Etrafındaki korumalardan vs. borç almış öyle ödeme yapmış. Ben satan esnafın yerinde olsam, “Abi taksit yapalım” derdim. Olay tam otururdu yerine.
Türkiye’de Wolfowitz’in başından geçenler sadece bizimkilerde değil bütün dünya medyasında oldukça geniş yer buldu.
Washington Post Gazetesi, “Yeni çoraplar için 3 dolar harcamayan birinden mali yardım alır mısınız?” diye haber yaptı.
Bu habere de cevabı haftalık Tempo Dergisi vermiş; “Alırız. Zira bu ülkede çorapsız çok. Burası Türkiye yok öyle.”


İsmail Tongar

Konular