İlim çoktur, ömür ise kısadır

[size=18px][color=olive]İlim çoktur, ömür ise kısadır


İlim, insanlara, ekmek ve su kadar lazımdır. İlim, rivayet ve kuru malumat çokluğu değildir. İlim, faydalı olan ve kendisiyle amel edilen şeylerdir. İlim, belli şeyleri ezberlemek değil, ezber edilen şeylerden temin edilen faydadır. Kadın, erkek her Müslümana, kendisine lazım olan ilimleri öğrenmesi farzdır. Farzları, haramları öğrenmek farz, vacipleri öğrenmek vacip, sünnetleri öğrenmek ise sünnettir. Her Müslümanın bunları öğrenmesi ve bunlarla amel etmesi lazımdır. Çünkü; (Erkek olsun kadın olsun, Müslümanların ilim öğrenmesi farzdır) buyurulmuştur.

Farzları ve haramları öğrenmeyen günaha girer. Bilmemek özür değil suçtur. Öğrenmeye ehemmiyet vermemek ise, küfür olur. Demek ki bilmemek ya haramdır veya küfürdür. Peygamber efendimiz; (Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz) buyurmuştur.

İlmi sevmeyenlerde hayır yoktur. Böyle kimselerle dostluk ve diğer bağlılıkları kesmelidir. Çünkü ilim, kalblerin hayatı, gözlerin aydınlığıdır. Hiç kimse âlim olarak doğmaz ve ilim sahibi ile cahil, bir olmaz. Bunun için her Müslüman, kendisine lazım olan ilimleri öğrenmesi lazımdır. Peygamber efendimiz; (Ya âlim, ya müteallim yani talebe veyahut bunları dinleyici ol! Bu üçünden olmayıp dördüncüsünden olursan, yani hiçbirinden olmazsan helak olursun) buyurmuşlardır.

Doğru yazılmış bir ilmihal kitabı okumayan kimse, dinini öğrenemez. Dinini öğrenmeyen kimse de, din düşmanlarının yalanlarına aldanarak imanını kaybeder.

Dinin alışveriş kısmını bilmeyen bir kimse, haram lokmadan kurtulamaz ve ibadetlerin sevabını bulamaz. Zahmetleri boşa gider, azaba yakalanır ve çok pişman olur. Bu sebeple her Müslümana önce lazım olan şey, imanı, farzları, haramları öğrenmektir. Bunlar öğrenilmedikçe, Müslümanlık olamaz, iman elde tutulamaz. Hak borçları ve kul borçları ödenilemez. Niyet, ahlak düzeltilemez ve temizlenemez. Düzgün niyet edinilmedikçe de, hiçbir farz kabul olmaz. Bir Müslümanın, kendisine lazım olan ilimleri öğrenmesi, nafile ibadet yapmasından daha üstündür. Zira hadis-i şerifte; (Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibadet etmekten daha sevaptır) buyurulmuştur.

Dinin en büyük düşmanı, cehalettir. Cahillik, insanı Cehenneme götürür. Eğer insanlar, kıyamette olacakları idrak edebilseydi, oradaki sıkıntıyı, derdi bilebilseydi, dünyada dert diye bir şey tanımazlardı. Bir kimse, fıkıh bilgilerini öğrenmez, fıkhın kıymetini ve fıkıh âlimlerinin değerini bilmezse, bu kimseye, böyle âlimlerin kıymetli eserlerini okumak ağır gelir.

İlmi, kibirlenmek, kendini büyük görmek için isteyenlerden hiçbiri felah bulmuş değildir. Ama ilmi tevazu için, âlimlere ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felah bulur, kurtulur.

Dünyadan herkes ahirete yolculuk yapıyor. Herkes bir vasıtaya binip gidiyor. Esas olan, önemli olan, bir vasıtaya binmek değil, doğru vasıtaya binmektir. Yanlış vasıtaya binen, istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Kâbe’ye gitmek için niyet edip Paris’e giden uçağa binen bir kimse, niyeti halis olsa bile Kâbe’ye varamaz. Kıyamette nereye gitmek istiyorsak, ona göre hazırlık yapmalıyız. Ahirette Cennet ve Cehennemden başka yer yoktur. Cennete girmek için, doğru iman sahibi olmak ve dine uymak gerekir. Cehenneme götürücü tuzaklara yakalanmamalıdır. Bu tuzaklar, Hadid suresinin yirminci âyet-i kerimesinde mealen şöyle bildiriliyor:
(Dünya hayatı ancak la’b oyun, lehv eğlence, ziynet süs, aranızda tefahür, övünme ve mal ve evladı çoğaltma isteğinden ibarettir.)

Bunların bir tanesine yakalananın gönlü ölür.

Laf ile Müslümanlık olmaz. Dinin emir ve yasaklarına önem vermeyenin imanı gider. Önem vermemek, öğrenmek için çaba sarfetmemek, farzları yapmadığı ve işlediği günahlar için üzülmemek demektir. Ölmek felaket değil, öldükten sonra başa gelecekleri bilmemek ve bunun için tedbirini almamak felakettir.

Evliyanın menkıbelerini okumak, dinlemek, muhabbeti artırır. Eshab-ı kiramın menkıbelerini okumak ve dinlemek ise, imanı kuvvetlendirir ve günahları mahveder. Evliyanın sözünde rabbani tesir vardır. Zira büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür buyurulmuştur. Bunun için, ehli sünnet alimlerinin kitaplarını, hayatlarını okumalı, lazım olan bilgileri bunların kitaplarından öğrenmelidir. Böyle âlimlerin kitaplarını ve hayatlarını okumak, insanın şerefini artırır.

Netice olarak, ilim yani öğrenilecek şeyler çoktur fakat ömür kısadır. Bunun için herkes, kendisi için dinde zaruri lazım olan ilimleri öğrenmelidir. Zira öğrenmenin acısını bir müddet tatmayan kimse, hayatı boyunca cehaletin zilletini yudumlamak mecburiyetinde kalır ve ebedi saadetini de kaybedebilir.



osmanunlu.com[/color][/size]

Konular