Esas gaye, imanla ölmektir

[size=18px][color=blue]Esas gaye, imanla ölmektir


İman, Peygamberlerin bildirdiklerini, dil ile söylemek ve kalb ile tasdik etmek demektir. Peygamberi tasdik etmeyen, inkâr eden kimse, kâfir olur. Kâfirler, Cehennemde sonsuz kalacaktır. Allahü teâlâ, sonsuz merhametinden dolayı, Peygamberler göndererek, var ve bir olduğunu ve inanılması lazım olan şeyleri, kullarına bildirmiştir.

Peygamberi işitmeyen bir kimse, Allahü teâlânın var ve bir olduğunu düşünüp, yalnız buna iman eder ve Peygamberi işitmeden ölürse, bu da Cennete girecektir. Bunu düşünmeyip, iman etmezse, Cennete girmeyecektir. Peygamberi inkâr etmediği için, Cehenneme de girmeyecektir. Kıyamet günü, hesaptan sonra, tekrar yok edilecektir. Cehennemde sonsuz yanmak, Peygamberi işitip de, inkâr etmenin cezasıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri; “Cennet ile Cehennem’den başka ebedi bir yer yoktur. Cennet’e girmek için iman ve dinin emirlerine uymak lazımdır” buyurmuştur.

Aklı olan bir kimse, hemen iman eder. Aklına uymayıp, nefsine, şehvetlerine uyan kimse ise, başkasına aldanır ve inkâr bataklığına saplanır. Ananeye, modaya uymak hastalığı, nefslerimizin tuzaklarından biridir. Çok kimse, kendi nefslerinin bu tuzaklarına düşerek, büyük saadetlerden, kazançlardan mahrum kalmışlardır. Bunun içindir ki Allahü teâlâ, bir hadis-i kudside; (Nefslerinizi, kendinize düşman biliniz! Çünkü nefsleriniz, bana düşmandırlar!) buyuruyor.

Her işte, yerken, içerken, konuşurken... Rabbim bundan razı mı diye düşünmek lazımdır. Altmış sene devamlı oruç tutup, ibadet eden birisinden nasihat istemişler. O da; “Allah’ı unutarak iş yapan kimseye, Cehennem ateşi yetmez mi?” buyurmuştur.

İhlaslı olmak büyük nimettir. Bu nimetten mahrum olanlar, uyandırılmalıdır. Hazret-i Ömer; “Peygamber efendimizin muvaffakiyeti, başarısı, Kur’an-ı kerime tam uymasındandır” buyurmaktadır. İşte bizler de, Kur’an-ı kerime, Peygamber efendimizin bildirdiklerine tam uyarsak, muvaffak oluruz. Din büyüklerinin bütün işi, Peygamber efendimize tam uymak idi. İnsana bazı felaketler, kendine yani nefsine güvenmesinden, güzelliğinden, zenginliğinden gelir. Allahü teâlâyı unutarak yapılan işin neticesi, Cehennemdir. Cenab-ı Hak; (Emr-i ma’ruf, nehy-i anil münkeri terk ederseniz en kötünüzü başınıza getiririm) buyurmaktadır.

Allahü teâlâ, İhlas ile yapılan ameli kabul eder. Allahü teâlânın emirlerini bildirmek ise, her Müslümana farzdır. Müslüman, bu tebliğe, önce kendi nefsinden başlamalıdır. Namazları vaktinde ve doğru kılmalıdır. Peygamber efendimiz birini acele namaz kılarken görünce; (Namazlarını böyle kılarsan, sana ümmet-i Muhammedden demezler) buyurmuştur. Namazları, şartlarına uygun kılmamaktan Allahü teâlâya sığınmalıdır.

Bir gün Abdülhalık Goncdüvani hazretlerinin huzuruna uzak yerden bir misafir ve biraz sonra da yanlarına, güzel suretli, temiz giyimli bir genç gelir. Bu genç, Abdülhalık Goncdüvani hazretlerinden dua isteyip hemen ayrılır. Misafir;
-Efendim! Bu gelen genç kimdi acaba? Gelmesi ile gitmesi bir oldu der. Abdülhalık Goncdüvani hazretleri;
-Bizi ziyarete gelip dua isteyen bir melek idi buyurur. Misafir hayret eder ve;
-Efendim! Son nefeste iman selameti ile gidebilmemiz için bize de dua buyurur musunuz? diye yalvarır. Bunun üzerine Abdülhalık Goncdüvani hazretleri;
-Her kim farzları eda ettikten sonra dua ederse, duası kabul olur. Sen, farz olan ibadeti yaptıktan sonra dua ederken bizi hatırlarsan, biz de seni hatırlarız. Bu durum hem senin, hem de bizim için duanın kabul olmasına vesile olur buyurur.

İmam-ı Birgivi hazretleri, vasiyetinde buyuruyor ki:
“Yalvararak ve gizli dua etmelidir. Yalnız iken Allahü teâlâya yalvarmalı, acizliğini ve günahlarını düşünerek ağlamalıdır. Allahü teâlâdan istikamet, af, afiyet, rızasını ve muvaffakiyet istemelidir. İmanın gitmesinden korkup, daima hüsn-i hatime yani son nefeste iman ile gitmeyi istemeli, İslam nimetine her zaman şükretmelidir.”

Netice olarak, bir insanın imanlı olarak ölüp ölmeyeceği, son nefeste belli olur. Bütün ömrü iman ile geçip, son günlerinde imanı gidip, imansız olarak ölen bir kimse, kıyamette imansızlar arasında olur. Her şeyin, her işin bir gayesi, kıblesi vardır. Esas gaye, iman ile ölmek, son nefeste Allah demektir. Bu sebeple iman ile ölebilmek için, her gün dua etmek lazımdır. Mutarrif bin Abdullah hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Helak olan bir kimsenin nasıl helak olduğuna hayret etmem. Fakat saadete kavuşup, kurtulan bir kimsenin nasıl kurtulabildiğine hayret ederim. İyi biliniz ki; Allahü teâlâ bir kuluna, iman ile ruhunu teslim etmekten, iman ile ölmekten daha büyük bir nimet vermemiştir.”



osmanunlu.com[/color][/size]

3 yorum

Ynt: Esas gaye, imanla ölmektir

[quote=neyzen.lal ]
[center][b]Rabbim...rızası dahilinde yaşatsın...huzuruna de öylece alsın...[/b][/center]
[/quote]
Amîn

11.04.2009 - hhmercan

Ynt: Esas gaye, imanla ölmektir

[center][b]Rabbim...rızası dahilinde yaşatsın...huzuruna de öylece alsın...Allah razı olsun kardeşim....[/b][/center]

11.04.2009 - neyzen.lal

Selamun aleykum

İman ile ölmek son nefeste belli olur. O Evvel'dir. O Ahir'dir. Yani O nasılsa hep öyledir.Değişmez! Yani Evvel ve Ahir, İlk ve Son hep birdir. Zikr-i Daim ile dirilenler, ölmez!?[/b]

09.08.2007 - mecal

Konular