[color=blue][size=18px]Sanat sahiplerinden; "Yarın gel, öbür gün gel!" diye sözünde durmayanlara yazıklar olsun. Hadîs-i şerîf
Allahü teâlâ, bazı kullarına çok nimetler vermiş, bunları dertli kullarına derman için sebep yapmıştır. Bu nimetleri muhtaç olanlara vermezlerse, ellerinden alıp, başkalarına verir. Hadîs-i şerîf
İnsan, yumuşaklığı, tatlı dili sebebiyle, gündüzleri oruç tutanların ve geceleri namaz kılanların derecelerine kavuşur. Hadîs-i şerîf
Gıybet, insanın sevabını ve iyi amellerini, ateşin kuru odunu yaktığı gibi yakar. Hadîs-i şerîf
Cuma günleri bana çok salevât getirin! Çünkü ümmetimin salevâtları her Cuma günü bana sunulur. Ümmetimin bana en yakın olanı en çok salevât getirenleridir. Hadîs-i şerîf
Ananın ayağını öpmek, Cennet kapısının eşiğini öpmek gibidir. Hadîs-i şerîf
Ana-babasının birine veya ikisine kavuşup da, onların rızâlarını almayanlara yazıklar olsun! Hadîs-i şerîf
Ekini hasat ettiğiniz zaman, fakirlerin haklarını verin ve israf etmeyin! Allahü teâlâ israf edenleri elbette sevmez. Hadîs-i şerîf
Güzel ahlâk; yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir. Hadîs-i şerîf
Allahü teâlânın bu ümmete yardımı, ancak zayıfların duâ, ihlâs ve ibâdetleri sâyesindedir. Hadîs-i şerîf
İnsanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyen, onlara karşılık vermeyi terketmeyen kimse, sabırlı sayılmaz. Hadîs-i şerîf
İnsanların kıyâmet günü azabı en şiddetli olanı, dünyada iken insanlara en çok eza ve cefa vermiş olanıdır. Hadîs-i şerîf
Kim, haklı olduğu hâlde münâkaşayı terk ederse, Allahü teâlâ ona Cennette en iyi bir köşk ihsan eder. Hadîs-i şerîf[/size][/color]