Mü'min, itici ve soğuk olamaz!
Mü'min sevgi dolu, güzel dilli ve güler yüzlü insandır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), "Mümin gibi ülfet edilen, hemen ısınıverilen bir başka hayırlı şey bilmiyorum." buyurmaktadır.
Hadiste müminin vasfını anlatan anahtar kelime "ülfet"tir. Ülfet ise, alışmak, cana yakın olmak, sevmek, dostluk ve arkadaşlık gibi manalara gelir. Bunun gerçekleştirilmesinin biraz da insan tabiatına ve mizacına bağlı olduğu akla gelebilir. Çünkü herkes, hemen herkesle kaynaşamayabilir ama burada müminler olarak bizlere bir hedef çiziliyor. Gerçek müminin, herkesle anlaşması, herkesi sevmesi ve kendisini de başkalarına sevdirme gayreti içinde olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Demek ki bu durum bizim iradelerimize bırakılmış. Zaten İbn Haldun'un da dediği gibi "insan, mizacının ve tabiatının çocuğu değil, alışkanlıklarının ve itiyatlarının çocuğudur". Öyleyse müminler, istedikleri takdirde kendi iradelerine bırakılan bu meseleyi biraz zorlayarak da olsa yapabilirler.
"Gerçek mümin, en umulmadık kötü insanla bile arkadaşlık kurabilecek kadar sevgi ve hoşgörü insanı olmalıdır. Zaten, Allah, Hz. Musa'ya, Firavun'a giderken -ki Firavun, kendisinin Allah olduğunu söyleyen ve gözünü kırpmadan pek çok cana kıyabilen bir insan değil midir?- Firavun'a "kavl-i leyyin"le yani yumuşak söz, yumuşak tavır ve yumuşak üslupla hareket etmesini söylemiyor mu?
Gerçek mümin, itici, anlaşmaya kapalı, aksi ve soğuk bir tip olamaz. İslam böyle bir tipi ideal mümin olarak kabul etmiyor. Böyle birinin imanı vardır ancak imanın tezahürleri onda yoktur. Efendimiz'in hayatına baktığımızda, hayatı boyunca herkese müsamaha ile yaklaştığını ve her kesimden insanla çok rahat diyaloğa geçtiğini görürüz.
Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) şu sözlerine kulak verin:
"Mümin, koku satan gibidir, yanında oturduğunda güzel kokudan istifade edersin, beraber yürüsen yine istifade edersin..." "Mümin, hurma ağacı gibidir, ondan aldığın her şey sana fayda verir."
alıntı
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), "Mümin gibi ülfet edilen, hemen ısınıverilen bir başka hayırlı şey bilmiyorum." buyurmaktadır.
Hadiste müminin vasfını anlatan anahtar kelime "ülfet"tir. Ülfet ise, alışmak, cana yakın olmak, sevmek, dostluk ve arkadaşlık gibi manalara gelir. Bunun gerçekleştirilmesinin biraz da insan tabiatına ve mizacına bağlı olduğu akla gelebilir. Çünkü herkes, hemen herkesle kaynaşamayabilir ama burada müminler olarak bizlere bir hedef çiziliyor. Gerçek müminin, herkesle anlaşması, herkesi sevmesi ve kendisini de başkalarına sevdirme gayreti içinde olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Demek ki bu durum bizim iradelerimize bırakılmış. Zaten İbn Haldun'un da dediği gibi "insan, mizacının ve tabiatının çocuğu değil, alışkanlıklarının ve itiyatlarının çocuğudur". Öyleyse müminler, istedikleri takdirde kendi iradelerine bırakılan bu meseleyi biraz zorlayarak da olsa yapabilirler.
"Gerçek mümin, en umulmadık kötü insanla bile arkadaşlık kurabilecek kadar sevgi ve hoşgörü insanı olmalıdır. Zaten, Allah, Hz. Musa'ya, Firavun'a giderken -ki Firavun, kendisinin Allah olduğunu söyleyen ve gözünü kırpmadan pek çok cana kıyabilen bir insan değil midir?- Firavun'a "kavl-i leyyin"le yani yumuşak söz, yumuşak tavır ve yumuşak üslupla hareket etmesini söylemiyor mu?
Gerçek mümin, itici, anlaşmaya kapalı, aksi ve soğuk bir tip olamaz. İslam böyle bir tipi ideal mümin olarak kabul etmiyor. Böyle birinin imanı vardır ancak imanın tezahürleri onda yoktur. Efendimiz'in hayatına baktığımızda, hayatı boyunca herkese müsamaha ile yaklaştığını ve her kesimden insanla çok rahat diyaloğa geçtiğini görürüz.
Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) şu sözlerine kulak verin:
"Mümin, koku satan gibidir, yanında oturduğunda güzel kokudan istifade edersin, beraber yürüsen yine istifade edersin..." "Mümin, hurma ağacı gibidir, ondan aldığın her şey sana fayda verir."
alıntı
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan