Yemen ! ah yemen!...

[b][color=olive][size=18px]YEMEN ÇÖLÜ; nasıl bir ölü uykusundasın ki bunca şehidin kanı seni yeşertemedi. Anaların, gelinlerin ve nice yetimlerin ıssız yerlerde döktükleri gözyaşları yağmur olup üzerine yağsaydı, bağrından ormanlar fışkırırdı. Halâ derin bir sükût içindesin; bir dile gelsen, neler anlatırsın, neler...

Ufuklardan ufuklara esen rüzgâr; nereden gelip nereye gittiğin bilinmez. Bazen ılık bir nefese dönüşür, kumları okşar, insanlara hayat sunarsın; bazen gazabın tutar, çığlık çığlığa bölünür, dünyayı cehenneme çevirir, masumlara mezar olursun. Ne boğup attıklarının, ne de yetim bıraktıklarının bir hıçkırığını bile sinende taşımazsın. Sen ne gaddarsın!

Ey göz alabildiğine uzanan Büyük Türk Mezarlığı! Nice genç evlâtları yuttun. Onların da hevesleri, arzuları vardı. Akşam güneşinin altında daldığın derin hülyalarında ne korkunç çığlıklar gizli! Etleri, kemikleriyle besleyerek bağrında büyüttükleri kayın ağaçlarının dallarında gecenin sessizliği matemlerin en içlisini dokuyor. Gün ağırırken kimbilir kaç bülbül feryadlarını dile getiriyor!....

Yemen ! ah yemen!...

Mehmed Niyazi
Ötüken sayfa7,8

Yemen Mektupları “Yemen Şehitlerine”[/size][/color][/b]

Konular