GÜLİSTAN'DAN ŞEÇMELER
[color=olive]GÜLİSTAN’DAN ŞEÇMELER
ŞEYH SADÎ
Sizlerle Şarkın en büyük ve ölümsüz bilgelerinden birisi ve belki de en büyüğü olan Şeyh Sadî'nin gülistan adlı eserinden olabildiğince her gün bir veya bir kaç demet ibretli hikayeler paylaşacağız.
13. yüzyılda yaşayan ve uzun bir hayat süren Sadî, ömrünü eğitime ve seyahate adamış bir insandır. O, ömrünün sonlarına doğru; okuduklarından, yaşadıklarından, gördüklerinden ve tecrübelerinden bir demet oluşturmuş ve büyük bir ustalıkla düşüncelerini söze dökmesini bilmiştir.
Ona "büyük bilge" dedik çünkü O, özellikle de Gülistan'ını; hikmet pınarının en temiz yerlerinden çıkarılan abı-hayat misali insanlığa takdim etmiştir. O, Doğunun ilk ve en büyük hikmet üstadıdır. Sadî, öylesine büyük bir bilgedir ki yüzyıllar boyu okunan, ezberlenen ve her mecliste başköşeyi tutan bir eser bırakmıştır. Adından da anlaşılacağı gibi bir " gül bahçesi " olan bu eserin gülleri, solmayan güllerdir ve "gül-i rana " misali çift renklidir; zira bu eserdeki öğretiler hem dünyaya hem de ahirete yöneliktir.
Sadı ayakları yere basan bir bilgedir, eserini hazırlarken ne tamamen tasavvufa dalmış ve anlaşılması güç konulara girmiş ne de felsefi konularda okuyucuyu sıkmıştır. Aksine O, toplumun bütün kesimlerinin anlayacağı ve daha da önemlisi tatmin olacağı bir eser hazırlamış, verdiği öğütlerde gerçekçi bir üslup kullanmıştır. Belki onun eserinin farklı milletler ve kültürler tarafından yüzyıllar boyunca okunmasındaki en önemli sebep budur.
Ayrıca Sadî nin Türk milleti tarafından da benimsendiği, âdeta bizden biri olarak kabul edildiği görülür. Hatta onun özellikle de Gülistan'ı farklı kesimlerin okuduğu ve dil öğretiminde kullandığı eser olmuştur. Bundan 40-50 yıl öncesine kadar ülkemizde Farsça birinci derecedeki dildi ve insanımız Farsça öğrenirken Gülistan'ı kullanırdı. Yani Farsça hocaları bu dili öğrenecek insanlara Gülistanı okutarak öğretirlerdi.
Türkler arasında Mesnevi'den sonra en çok okunan, şerh edilen ve defalarca baskısı yapılan , kısaca çok sevilen bu eserden bir " gül bahçesi" de biz oluşturalım ve beraberce paylaşalım dedik.
Son olarak bu çalışma vesilesiyle Şarkın bu büyük bilgesine bir kez daha kulak verimesini diliyor ve söze onun bir hikmet pırıltısıyla giriş yapıyoruz:
İki şey aklın eksikliğini gösterir: Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak
.
Gülistan şu bölümlerden oluşur:
* Hükümdarların hal ve hareketleri
* Dervişlerin ahlakı
* Kanaatın fazileti
* Susmanın faydası
* Aşk ve gençlik
* Takatsizlik ve ihtiyarlık
* Terbiyenin tesiri
* Sohbet adabı
Eser, daha çok ahlak ve terbiyeyle ilgili olup hîkâye ve fikralarla zenginleştirilmiştir. Bu hikayelerin bir kısmı şairin kendi düşüncelerine, bir kısmı da duyduklarına ve okuduklarına dayanmaktadır.
Eser üslup bakımından da mükemmeldir; bölümler sıralanırken, birbirleriyle olan irtibatları göz önünde tutulmuş, düz yazı ve şiirler arasında bir oran sağlanmış ve fikirler kısa ve veciz bir şekilde ifade edilmiştir.
Bütün dünya kütüphanelerinde yazma nüshalarına rastlanan eserin, yaklaşık 200 defa basıldığı söylenmektedir. Eser birçok şair tarafından Türkçeye çevrilmiş ve şerhi yapılmıştır.
Sadî daha çok hayattan bahsetmiştir. Bir şeyh, bir sofi olmasına rağmen, o yine de hayatın içinde kalmıştır. O, fertleri yanlız olarak değil, geniş bir toplumun parçaları olarak inceler. Mutlu bir fert ancak düzenli bir toplum içinde yaşayabilir. Toplum, organlarıyla bir bütündür. Orada hükümdarlar, vezirler, fakirler, zenginler, dervişler,askerler, memurlar, sanatkârlar, köleler, şairler, herkes yerli yerince rölünü alır. Bu hayat içinde, iyilikler ödüllendirilir; kötülükler cezalandırılır. Sadî nin anlattığı mutluluk; dünyayla sınırlı değildir, ölümle kesilmeyenm, ölümün ötesinde de devam eden bir mutluluktur.
Nefsin yenilmesiyle, özlediğimiz gerçek mutluluk başlamış sayılır. Artık insan başkalarına zarar veremeyecek bir hâle gelmiştir. Manalaşan bu insan iyidir. Kendisinden geçtiği için başkalarına faydalıdır.
Biz bu çalışmamızı; Zambak yayınlarından çıkan ve Yusuf Kenan CAN tarafından hazırlanan " GÜLİSTAN'DAN SEÇMELER " adlı kitaptan faydalanarak derledik.
Öncelikle kendime ve sizlere bu çalışmamdan dolayı faydalı olabilirsem, mutlu ve bahtiyar olacağımın bilinmesini isterim.
Başarı, mutluluk, sevgi ve saygılarımla....
[/color]
ŞEYH SADÎ
Sizlerle Şarkın en büyük ve ölümsüz bilgelerinden birisi ve belki de en büyüğü olan Şeyh Sadî'nin gülistan adlı eserinden olabildiğince her gün bir veya bir kaç demet ibretli hikayeler paylaşacağız.
13. yüzyılda yaşayan ve uzun bir hayat süren Sadî, ömrünü eğitime ve seyahate adamış bir insandır. O, ömrünün sonlarına doğru; okuduklarından, yaşadıklarından, gördüklerinden ve tecrübelerinden bir demet oluşturmuş ve büyük bir ustalıkla düşüncelerini söze dökmesini bilmiştir.
Ona "büyük bilge" dedik çünkü O, özellikle de Gülistan'ını; hikmet pınarının en temiz yerlerinden çıkarılan abı-hayat misali insanlığa takdim etmiştir. O, Doğunun ilk ve en büyük hikmet üstadıdır. Sadî, öylesine büyük bir bilgedir ki yüzyıllar boyu okunan, ezberlenen ve her mecliste başköşeyi tutan bir eser bırakmıştır. Adından da anlaşılacağı gibi bir " gül bahçesi " olan bu eserin gülleri, solmayan güllerdir ve "gül-i rana " misali çift renklidir; zira bu eserdeki öğretiler hem dünyaya hem de ahirete yöneliktir.
Sadı ayakları yere basan bir bilgedir, eserini hazırlarken ne tamamen tasavvufa dalmış ve anlaşılması güç konulara girmiş ne de felsefi konularda okuyucuyu sıkmıştır. Aksine O, toplumun bütün kesimlerinin anlayacağı ve daha da önemlisi tatmin olacağı bir eser hazırlamış, verdiği öğütlerde gerçekçi bir üslup kullanmıştır. Belki onun eserinin farklı milletler ve kültürler tarafından yüzyıllar boyunca okunmasındaki en önemli sebep budur.
Ayrıca Sadî nin Türk milleti tarafından da benimsendiği, âdeta bizden biri olarak kabul edildiği görülür. Hatta onun özellikle de Gülistan'ı farklı kesimlerin okuduğu ve dil öğretiminde kullandığı eser olmuştur. Bundan 40-50 yıl öncesine kadar ülkemizde Farsça birinci derecedeki dildi ve insanımız Farsça öğrenirken Gülistan'ı kullanırdı. Yani Farsça hocaları bu dili öğrenecek insanlara Gülistanı okutarak öğretirlerdi.
Türkler arasında Mesnevi'den sonra en çok okunan, şerh edilen ve defalarca baskısı yapılan , kısaca çok sevilen bu eserden bir " gül bahçesi" de biz oluşturalım ve beraberce paylaşalım dedik.
Son olarak bu çalışma vesilesiyle Şarkın bu büyük bilgesine bir kez daha kulak verimesini diliyor ve söze onun bir hikmet pırıltısıyla giriş yapıyoruz:
İki şey aklın eksikliğini gösterir: Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak
.
Gülistan şu bölümlerden oluşur:
* Hükümdarların hal ve hareketleri
* Dervişlerin ahlakı
* Kanaatın fazileti
* Susmanın faydası
* Aşk ve gençlik
* Takatsizlik ve ihtiyarlık
* Terbiyenin tesiri
* Sohbet adabı
Eser, daha çok ahlak ve terbiyeyle ilgili olup hîkâye ve fikralarla zenginleştirilmiştir. Bu hikayelerin bir kısmı şairin kendi düşüncelerine, bir kısmı da duyduklarına ve okuduklarına dayanmaktadır.
Eser üslup bakımından da mükemmeldir; bölümler sıralanırken, birbirleriyle olan irtibatları göz önünde tutulmuş, düz yazı ve şiirler arasında bir oran sağlanmış ve fikirler kısa ve veciz bir şekilde ifade edilmiştir.
Bütün dünya kütüphanelerinde yazma nüshalarına rastlanan eserin, yaklaşık 200 defa basıldığı söylenmektedir. Eser birçok şair tarafından Türkçeye çevrilmiş ve şerhi yapılmıştır.
Sadî daha çok hayattan bahsetmiştir. Bir şeyh, bir sofi olmasına rağmen, o yine de hayatın içinde kalmıştır. O, fertleri yanlız olarak değil, geniş bir toplumun parçaları olarak inceler. Mutlu bir fert ancak düzenli bir toplum içinde yaşayabilir. Toplum, organlarıyla bir bütündür. Orada hükümdarlar, vezirler, fakirler, zenginler, dervişler,askerler, memurlar, sanatkârlar, köleler, şairler, herkes yerli yerince rölünü alır. Bu hayat içinde, iyilikler ödüllendirilir; kötülükler cezalandırılır. Sadî nin anlattığı mutluluk; dünyayla sınırlı değildir, ölümle kesilmeyenm, ölümün ötesinde de devam eden bir mutluluktur.
Nefsin yenilmesiyle, özlediğimiz gerçek mutluluk başlamış sayılır. Artık insan başkalarına zarar veremeyecek bir hâle gelmiştir. Manalaşan bu insan iyidir. Kendisinden geçtiği için başkalarına faydalıdır.
Biz bu çalışmamızı; Zambak yayınlarından çıkan ve Yusuf Kenan CAN tarafından hazırlanan " GÜLİSTAN'DAN SEÇMELER " adlı kitaptan faydalanarak derledik.
Öncelikle kendime ve sizlere bu çalışmamdan dolayı faydalı olabilirsem, mutlu ve bahtiyar olacağımın bilinmesini isterim.
Başarı, mutluluk, sevgi ve saygılarımla....
[/color]
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan