Kaşınmak...
[color=darkblue]Köşe Yazısı
Sadık Söztutan
Kaşınmak...
Oslo’nun Ullevaal Stadı’nın kapısında, eksi bilmem kaç derece soğukta enik gibi tir tir titrerken, ünlü bir spor yazarı yanıma yaklaştı; “Sadıkçığım, şu maçı, gazetede oturup, bacakları uzatarak çay-kahve eşliğinde seyretmek varken, kaşındık” dedi.
Fatih Terim, Semih’in yerine, yarma gibi Norveç savunması ile boğuşabilecek Mehmet Yıldız’ı, son haftalarda Türkiye’nin futbol vitrinine çıkan Gökhan Gönül’ün yerine çok daha tecrübesiz İbrahim Kaş’ı sahaya sürerek kaşınmış mıydı?
Savunmanın göbeğindeki Emre Aşık, rakip ataklarda ikide bir topu taca sallayarak kaşınıyor muydu acaba?
Futbol gevezeliğinin değişmez repliği, “Üç korner, bir penaltı” bu kez, “Üç taç, bir gol” şeklinde Türk Milli Takımı’na eski bir sabıkasını hatırlatırken, takım olarak bir kez daha kaşınıyor muyduk yoksa?
İbrahim Kaş, cin fikirli bir futbolcunun asla ayak uzatmayacağı yere, rakibin bacaklarının arasına ayağını cesaretle sokup sakatlanırken kaşındı mı sahi?
25. dakikada Nihat’ın pozisyonunu elle kesen Norveç, gol yemek için kaşınıyor olabilir miydi?
Olabilirdi; çünkü on dakika sonra, ilk maçımızın “kahramanı” Mhyre’nin yerine kaleye geçen aptal, pardon Opdal, kalesinin sol tarafına kaykılmış olarak maçı izlerken, gol yemek için kaşınıyor muydu?
Eh, kaşıyalım o zaman.
Norveç’in pisliği ve her şeyi Erik Hagen ile Türk Milli Takımı’nın haşarası ve her şeyi Emre Belözoğlu’nun golleriyle ilk yarı 1-1.
***
İkinci yarıda da bir türlü kalesinde çakılmasını bilmeyen kaleci aptal, -pardon elim alışmış- Opdal, yine mi kaşınıyordu yoksa?
Nitekim, 58’de Gökhan Gönül “Bu işe gönlüm razı değil kardeşim” diyerek sağdan daldı; Nihat’a “al da at” dedi, Nihat “olur abiciğim” karşılığını verdi, (kaleci hâlâ yerinde değil) sonra sert vurdu Kahveci; kaleciyi bir kez daha kaşıdı mı sana?
Son söz; Fatih Terim ve talebeleri, Malta’ya, Moldova’ya, ona buna cömertçe puanlar saçarken nasıl ki kaşınıyordu ise, dün gece Oslo’da Norveç’i seyircisi ile beraber öyle bir kaşıdılar ki... Böyle bir ekibin final bileti de olsa olsa, Oslo’da olurdu!
>> BENİM YILDIZIM
Haestad, Fatih Terim’in “riskli” tercihi, İbrahim Kaş’ı ilk A milli maçında dramatik şekilde sahanın dışına gönderince, oyuna giren Gökhan Gönül, “Bu gidişata gönlüm razı değil” diyerek, maçın seyrini değiştirdi.
[/color]
Sadık Söztutan
Kaşınmak...
Oslo’nun Ullevaal Stadı’nın kapısında, eksi bilmem kaç derece soğukta enik gibi tir tir titrerken, ünlü bir spor yazarı yanıma yaklaştı; “Sadıkçığım, şu maçı, gazetede oturup, bacakları uzatarak çay-kahve eşliğinde seyretmek varken, kaşındık” dedi.
Fatih Terim, Semih’in yerine, yarma gibi Norveç savunması ile boğuşabilecek Mehmet Yıldız’ı, son haftalarda Türkiye’nin futbol vitrinine çıkan Gökhan Gönül’ün yerine çok daha tecrübesiz İbrahim Kaş’ı sahaya sürerek kaşınmış mıydı?
Savunmanın göbeğindeki Emre Aşık, rakip ataklarda ikide bir topu taca sallayarak kaşınıyor muydu acaba?
Futbol gevezeliğinin değişmez repliği, “Üç korner, bir penaltı” bu kez, “Üç taç, bir gol” şeklinde Türk Milli Takımı’na eski bir sabıkasını hatırlatırken, takım olarak bir kez daha kaşınıyor muyduk yoksa?
İbrahim Kaş, cin fikirli bir futbolcunun asla ayak uzatmayacağı yere, rakibin bacaklarının arasına ayağını cesaretle sokup sakatlanırken kaşındı mı sahi?
25. dakikada Nihat’ın pozisyonunu elle kesen Norveç, gol yemek için kaşınıyor olabilir miydi?
Olabilirdi; çünkü on dakika sonra, ilk maçımızın “kahramanı” Mhyre’nin yerine kaleye geçen aptal, pardon Opdal, kalesinin sol tarafına kaykılmış olarak maçı izlerken, gol yemek için kaşınıyor muydu?
Eh, kaşıyalım o zaman.
Norveç’in pisliği ve her şeyi Erik Hagen ile Türk Milli Takımı’nın haşarası ve her şeyi Emre Belözoğlu’nun golleriyle ilk yarı 1-1.
***
İkinci yarıda da bir türlü kalesinde çakılmasını bilmeyen kaleci aptal, -pardon elim alışmış- Opdal, yine mi kaşınıyordu yoksa?
Nitekim, 58’de Gökhan Gönül “Bu işe gönlüm razı değil kardeşim” diyerek sağdan daldı; Nihat’a “al da at” dedi, Nihat “olur abiciğim” karşılığını verdi, (kaleci hâlâ yerinde değil) sonra sert vurdu Kahveci; kaleciyi bir kez daha kaşıdı mı sana?
Son söz; Fatih Terim ve talebeleri, Malta’ya, Moldova’ya, ona buna cömertçe puanlar saçarken nasıl ki kaşınıyordu ise, dün gece Oslo’da Norveç’i seyircisi ile beraber öyle bir kaşıdılar ki... Böyle bir ekibin final bileti de olsa olsa, Oslo’da olurdu!
>> BENİM YILDIZIM
Haestad, Fatih Terim’in “riskli” tercihi, İbrahim Kaş’ı ilk A milli maçında dramatik şekilde sahanın dışına gönderince, oyuna giren Gökhan Gönül, “Bu gidişata gönlüm razı değil” diyerek, maçın seyrini değiştirdi.
[/color]
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan