(Hendek gazâsı) -4- ŞİMŞEKLER ÇAKMIŞTI
[color=darkblue]PEYGAMBER EFENDİMİZ “SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM”
(Hendek gazâsı) -4- ŞİMŞEKLER ÇAKMIŞTI
"Selmân-ı Fârisî" de iyi hendek kazardı,
On kişinin işini, tek başına yapardı.
Lâkin o da rastladı gâyet sert bir "Kaya"ya,
Öyle ki, imkân yoktu onu parçalamaya.
"Berâ bin Âzib" der ki: Toplandık o yere biz,
O kayayı kırmaktan âciz kaldık hepimiz.
Mecbûren arz eyledik Resûl-i kibriyâ'ya,
Allahın Sevgilisi teşrîf etti oraya.
Bir balyoz istiyerek, o hendeğe indiler,
Netîceyi, merakla bekliyorduk ki bizler,
İndirdi balyozunu, o kayaya âniden,
O vuruşla, kayadan bir parça koptu birden.
Ve o zaman bir "Şimşek" çaktı ki hem de yine,
Onun ışığı ile, aydınlandı Medîne.
O vakit Resûlullah, bir "Tekbîr" getirdiler,
Eshâp, hep bir ağızdan onu tekrâr ettiler.
Allahın Sevgilisi, kaldırıp balyozunu,
Yine ikinci defâ kayaya vurdu onu.
Bir parça daha koptu o vuruşla kayadan,
Ve yine "Şimşek" çaktı her yeri aydınlatan.
Yine Peygamberimiz, dedi "Allahü ekber"
Ve onu tekrâr etti bilcümle sahâbîler.
Resûlullah, balyozu kaldırıp son bir defâ,
Vurunca, çok kuvvetli "Şimşek" çaktı bir daha.
Şimşeğin ışığında her yer aydınlanmıştı,
Ve kaya, bu vuruşla paramparça olmuştu.
Yine "Tekbîr" getirdi Allahın Sevgilisi,
Onu tekrâr ettiler, eshâbın herbirisi.
"Selmân-ı Fârisî"nin yardımıyle bu defâ,
Resûlullah, hendekten çıktılar dışarıya.
Her vuruşta, bir şimşek çaktığını o zaman,
Her kişi görmüş idi, sahâbe-i kirâmdan.
"Selmân-ı Fârisî" de görmüştü ki bu hâli,
Peygamber-i zîşâna arz etti şu suâli:
(Anam, babam ve canm fedâ olsunlar sana,
Ne idi o ışıklar, yükseldi âsumâna?)
Resûlullah, eshâba dönüp suâl etti ki:
(Selmân'ın gördüğünü, siz de gördünüz mü ki?)
Arz ettiler ki: (Evet, biz de gördük iyice,
Biz de tekbîr getirik, siz tekbîr getirince.
Her bir vuruşunuzda, çok kuvvetli bir ışık,
Çıktı ki, böylesine hiç şâhit olmamıştık.)
Peygamber Efendimiz, buyurduki o zaman:
Sizin gördüğünüzü, ben de gördüm yâ Selmân!
Şöyle ki, ilk külüngü kayaya vurduğumda,
"Kisrâ'nın köşkleri"ni gördüm aydınlığında.
İkinci vuruşumda çıkan ışıkta dahî,
Gördüm "Rum kayseri'nin kırmızı köşkleri"ni.
Üçüncüde, "San'anın köşkleri"ni bittamâm,
Görünce, geldi bana Cibrîl aleyhisselâm.
Dedi: (Yâ Resûlallah, müjde vereyim size,
Gördüğünüz o yerler, geçecek elinize.)
Hazreti Selmân der ki: (Ne dediyse o Server,
Aynısı vukû bulup, bize geçti o yerler.)
Huzur Pınarı Mail Grubu[/color]
(Hendek gazâsı) -4- ŞİMŞEKLER ÇAKMIŞTI
"Selmân-ı Fârisî" de iyi hendek kazardı,
On kişinin işini, tek başına yapardı.
Lâkin o da rastladı gâyet sert bir "Kaya"ya,
Öyle ki, imkân yoktu onu parçalamaya.
"Berâ bin Âzib" der ki: Toplandık o yere biz,
O kayayı kırmaktan âciz kaldık hepimiz.
Mecbûren arz eyledik Resûl-i kibriyâ'ya,
Allahın Sevgilisi teşrîf etti oraya.
Bir balyoz istiyerek, o hendeğe indiler,
Netîceyi, merakla bekliyorduk ki bizler,
İndirdi balyozunu, o kayaya âniden,
O vuruşla, kayadan bir parça koptu birden.
Ve o zaman bir "Şimşek" çaktı ki hem de yine,
Onun ışığı ile, aydınlandı Medîne.
O vakit Resûlullah, bir "Tekbîr" getirdiler,
Eshâp, hep bir ağızdan onu tekrâr ettiler.
Allahın Sevgilisi, kaldırıp balyozunu,
Yine ikinci defâ kayaya vurdu onu.
Bir parça daha koptu o vuruşla kayadan,
Ve yine "Şimşek" çaktı her yeri aydınlatan.
Yine Peygamberimiz, dedi "Allahü ekber"
Ve onu tekrâr etti bilcümle sahâbîler.
Resûlullah, balyozu kaldırıp son bir defâ,
Vurunca, çok kuvvetli "Şimşek" çaktı bir daha.
Şimşeğin ışığında her yer aydınlanmıştı,
Ve kaya, bu vuruşla paramparça olmuştu.
Yine "Tekbîr" getirdi Allahın Sevgilisi,
Onu tekrâr ettiler, eshâbın herbirisi.
"Selmân-ı Fârisî"nin yardımıyle bu defâ,
Resûlullah, hendekten çıktılar dışarıya.
Her vuruşta, bir şimşek çaktığını o zaman,
Her kişi görmüş idi, sahâbe-i kirâmdan.
"Selmân-ı Fârisî" de görmüştü ki bu hâli,
Peygamber-i zîşâna arz etti şu suâli:
(Anam, babam ve canm fedâ olsunlar sana,
Ne idi o ışıklar, yükseldi âsumâna?)
Resûlullah, eshâba dönüp suâl etti ki:
(Selmân'ın gördüğünü, siz de gördünüz mü ki?)
Arz ettiler ki: (Evet, biz de gördük iyice,
Biz de tekbîr getirik, siz tekbîr getirince.
Her bir vuruşunuzda, çok kuvvetli bir ışık,
Çıktı ki, böylesine hiç şâhit olmamıştık.)
Peygamber Efendimiz, buyurduki o zaman:
Sizin gördüğünüzü, ben de gördüm yâ Selmân!
Şöyle ki, ilk külüngü kayaya vurduğumda,
"Kisrâ'nın köşkleri"ni gördüm aydınlığında.
İkinci vuruşumda çıkan ışıkta dahî,
Gördüm "Rum kayseri'nin kırmızı köşkleri"ni.
Üçüncüde, "San'anın köşkleri"ni bittamâm,
Görünce, geldi bana Cibrîl aleyhisselâm.
Dedi: (Yâ Resûlallah, müjde vereyim size,
Gördüğünüz o yerler, geçecek elinize.)
Hazreti Selmân der ki: (Ne dediyse o Server,
Aynısı vukû bulup, bize geçti o yerler.)
Huzur Pınarı Mail Grubu[/color]
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan