(Hendek gazâsı) -10- MÜNÂFIKLAR ÇIBAN BAŞI

[b][color=olive]PEYGAMBER EFENDİMİZ “SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM”

(Hendek gazâsı) -10- MÜNÂFIKLAR ÇIBAN BAŞI

İkinci günü dahî, yine aynı şekilde,
Bu savaş devam etti, bütün şiddeti ile

Oklar uçuşuyordu havada vınlıyarak,
Taraflar arasında, vardı ama büyük fark.

Kâfirler "Onbin" kişi, eshâb "Üçbin" idiler,
Ayrıca, andlaşmayı bozarak yehûdîler,

Kureyş müşrikleriyle ittifak eyleyince,
Mü'minler, çok sıkışık hâle düştü bir nice.

Resûlullah, eshâba buyurdu o gün hemen:
(Allahü teâlâya yemîn ederim ki ben,

Bu karşılaştığımız sıkıntılar bitecek,
Cenâbı Hak, zaferi bize nasîb edecek.)

Resûlden bu müjdeyi alınca mücâhidler,
Hepsi küffâra karşı, bir "Arslan" kesildiler.

"Sa'd bin Muâz" dahî, çok güzel çarpışırken,
Bir müşrikin okuyla, yaralanmıştı birden.

Ok, atar damarına etmişti hem isâbet,
Kan kaybı sebebiyle, ciddî idi vaziyet.

Dedi ki: (Yâ ilâhî, harp sürecekse hâlâ,
Bana "Ömür" ihsân et, savaşayım küffârla.

Yok eğer bitecekse bu savaş yâ ilâhî,
"Şehîtlik" rütbesini ihsân et bana dahî.

Şu "Benî Kureyzâ"nın âkıbetini bizzât,
Şu dünyâda görmeden, rûhumu alma fakat.)

Eshâbın arasında çarpışır gibi yapan
Münâfıklar, hâinlik yapıyordu her yandan.

Gerilerde kalarak, gitmezlerdi ileri,
Alaya alırlardı hem de mücâhidleri.

Derlerdi ki: (Muhammed, size ne vâdetmişti?
Ülkelerin fethini hani müjdelemişti.

Kayser ile Kisrânın hazînelerini de,
Ele geçireceğiz diyordu ileride.

Halbuki şu hendekte hapsolmuş duruyoruz,
Abdest bozmağa bile, bakın gidemiyoruz.)

Böyle sözler söyleyip, fitne çıkarırlardı,
Morallerini bozup, zararlı olurlardı.

Müşrik ordusu ise, bütün güçleri ile,
Varmak istiyorlardı çabucak netîceye.

Lâkin mücâhidlerin, o kahramanlıkları,
Karşısında, bir varlık gösteremiyorlardı.

En çok saldırdıkları, "Dar geçit"ti o zaman,
Lâkin ayrılmıyordu Resûlullah oradan.

En fazla, o "Dar yer"e yığınak yapyordu,
Ve eshâbı, savaşa teşvîk buyuruyordu.

Müşrikler, o Serveri sık sık hedef alarak,
Hücûma geçerlerdi, şiddetli ok atarak.

Lâkin Resûlullahın başında miğferiyle,
Mübârek vücûdunda, zırh var idi hâliyle.

Çadırının önünde, ayakta duruyordu,
Hâle göre eshâba emirler veriyordu.

Kâfirler, o "Dar yer"den uğraştıkça geçmeğe,
Çalışırdı eshâb da, onları püskürtmeğe.

Kahramân mücâhidler, onlarla çarpışmaktan,
Yan tarafa bakmağa, bulamazlardı zaman.

Huzur Pınarı Mail Grubu
__________________
[/color][/b]

Konular