(Hendek gazâsı) -8- HAYDİ YÜRÜ YÂ ALÎ !

[b][color=olive]PEYGAMBER EFENDİMİZ “SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM”

(Hendek gazâsı) -8- HAYDİ YÜRÜ YÂ ALÎ !


Buyurdu ki: (Yâ Alî, Allaha güvenerek,
Çık Amr'ın karşısına, Zülfikârı çekerek.

Korkma uzun boyundan, çekinme cüssesinden,
Yiğitçe var yanına, ürkecektir o senden.

Ben duâ edeceğim, senin için Rabbime,
Sen galebe edersin, öyle gelir kalbime.

O ölürse, küffârın kötü olur ahvâli,
Allahın ismi ile haydi yürü yâ Alî.)

Bu emrini alınca Resûli müctebânın,
Yürüdü karşısına, bu "İnsan azmanı"nın.

Dedi: (Yâ Amr, işittim, yemîn etmişsin ki sen,
Bir Kureyşli, iki şey isterse eğer benden,

Muhakkak birisini, ederim hemen îfâ,
Sahi böyle bir sözün olmuş muydu bir defâ?)

Amr cevâben dedi ki: (Bu doğrudur yâ Alî,
Vardır böyle bir sözüm, bilir cümle ahâli.)

Buyurdu ki: (Bilirsin, ben dahî Kureyşliyim,
Benim de, şimdi senden vardır iki isteğim.

Birincisi şudur ki, îmân et de şimdiden,
Kurtar şu vücûdunu, Cehennem ateşinden.)

Amr dedi: (Bu teklîfi, aslâ kabûl edemem,
İkincisi ne ise, onu de bana hemen.)

"Hazreti Alî" dahî, buyurdu ki o vakit:
(Sen bu harbi bırakıp, geri dön, Mekkeye git.)

Amr dedi: (Ebû Bekrin, Osmân'ın ve Ömer'in,
Başlarını kesip de, öyle geri dönerim.)

Kâfirin bu sözünü duyunca "Şâh-ı merdân",
Gayretine dokunup, gadaba geldi o an.

Gürledi ki: (Ey ahmak, bu, kolay mı sanırsın,
Ben izin verir miyim, onlara dokunasın.)

Amr dedi ki: (Yâ Alî, dikkat eyle lâfına,
Sen henüz doymamışsın bu dünyânın tadına.

İstemem bu genç yaşta öldüreyim seni ben,
Kaldırmam kılıcımı gençler için kat'iyyen.)

O dahî kükredi ki: (Ama ben, seni bu gün,
İnşallah öldürürüm, duâsıyla Resûl'ün.)

Bu sözü işitince, kan sıçradı beynine,
Derhâl inip atından, saldırdı üzerine.

Çok şiddetli bir kılıç vurdu ise de, lâkin,
Kalkanı parçalandı, bununla sırf Alî'nin.

En güçlü kalkanlar da, ona dayanmıyordu,
Bu vuruşunda dahî, nitekim öyle oldu.

Parçalandığı gibi "Mürtezâ"nın kalkanı,
Başı da yaralanıp, bir miktâr aktı kanı.

Artık hamle sırası gelmişti "Mürtezâ"ya,
Zülfikârı, bir anda kaldırarak havaya,

İndirdi şimşek gibi kılıcı ensesinden,
Ayırdı bir vuruşta, başını gövdesinden.

Resûl "Tekbîr" getirdi o anki sevinciyle,
Yer ve gök inliyordu, o an "Tekbîr" sesiyle.

Küfür cephesindeyse, yükselmişti feryâtlar,
Zîra kanlar içinde, yere serilmişti "Amr".

Kafası, miğferiyle uçarken bir tarafa,
Kanları, oluk gibi fışkırırdı âdetâ.

Huzur Pınarı Mail Grubu[/color][/b]

Konular