(Hendek gazâsı) -14- KASIRGA BAŞLADI

[b][color=green](Hendek gazâsı) -14- KASIRGA BAŞLADI

Cibrîl haber verdi ki gelip Resûlullaha:
(Kasırga gönderecek Hak teâlâ küffâra.)

O gece, ortalığı çok müthiş bir "Karanlık",
Bastırdı ki, göz gözü göremiyordu artık.

Ve bir "Rüzgâr" esti ki, çok şiddetli ve ânî,
Bunu, şöyle anlatır "Huzeyfe-i Yemânî":

Bir "Karanlık" bastı ki o gece bir aralık,
Bir gece görmemiştim ondan daha karanlık.

Ve gök gürültüsünü andıran bir ses ile,
Çok şiddetli bir "Rüzgâr" başlmıştı esmeğe.

Biz, şiddetli "Açlık" ve "Soğuk"tan titriyorduk,
Bulunduğumuz yerde, büzülmüş bekliyorduk.

O zaman Resûlullah, eshâbına hitâben,
Buyurdu: (Kim küffârın yanına varıp hemen,

Onların ahvâlini inceleyip de bir bir,
Ve oradan ayrılıp, bana haber getirir?

Ben de, o kimse için istiyeyim ki hemen,
Arkadaş olsun bana, Cennette ebediyyen.)

Çok şiddetli "Açlık" ve "Soğuk"an bizde fakat,
Ayağa kalkmak için, yok idi güç ve tâkat.

O Server, "Karanlık"ta yaklaştı bize o an,
Büzülmüş otururdum yerimde ben o zaman.

Eli ile dokunup, buyurdu ki: (Sen kimsin?)
Dedim: (Yâ Resûlallah, Huzeyfe'yim, emredin.)

Buyurdu ki: (Kâfirler ne yapıyor, git de bak,
Lâkin atma onlara ne bir ok, ne de mızrak.

Onların hâllerinden, bana bir haber getir,
Soğuktan ve sıcaktan olmazsın müteessir.)

Resûlün himmetiyle, titreme gitti benden,
Bir kuvvet geldi bana, fırlayıp kalktım hemen.

Ve müşriklere doğru, başladım yürümeğe,
Ne üşüme var idi, ve ne de bir titreme.

Müşrik karârgâhına vâsıl oldum nihâyet,
Bir rüzgâr eserdi ki, şidetliydi be gâyet.

İleri gelenleri, oturmuşlar Kureyş'in,
Isınırlardı o an, yanında bir ateşin,

Onların arasında, gördüm ki, "Ebû Süfyân",
Derdi ki: "Hemen çekip gitmeliyiz buradan".

Düşündüm ki: "Şunu bir, öldürsem bir an önce".
Bir ok alıp, yayıma yerleştirdim hemence.

Lâkin Resûlullahın emrini hâtırladım,
Oku yerine koyup, yürüdüm bir kaç adım.

Beni tanımadılar, "Karanlık"tı hâliyle,
Varıp, ateş yanında oturdum onlar ile.

Öyle çok şiddet ile esiyordu ki rüzgâr,
Çivileri sökülüp, yıkılırdı çadırlar.

Hattâ kap kacakları, yere devriliyordu,
Ve kum fırtınasından, göz gözü görmüyordu.

Bir ara "Ebû Süfyân" dedi ki: (Dikkat edin,
Câsusu gelebilir buraya Muhammed'in.

Herkes, yanındakine dikkat etsin) deyince,
Anladm ki, o benden şüphelendi iyice.

Daha önce davranıp, ben yanımdakilere,
Kimler olduklarını suâl ettim ilk kere.

[url]www.huzurpinari.com[/url][/color][/b]

Konular