SÂDIK TALEBE!

[color=darkblue]SÂDIK TALEBE!

Abdullah-ı Dehlevî Buyurdu ki:

Talebe, sâdık olan tâlib demektir. Allahü teâlânın sevgisi ile ve O'nun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanmaktadır. Bilmediği, anlayamadığı bir aşk ile şaşkın hâldedir. Uykusu kaçar, göz yaşları dinmez. Geçmişteki günahlarından utanarak başını kaldıramaz. Her işinde Allah'dan korkar, titrer, Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Her işinde sabreder. Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusûru kendisinde görür. Her nefeste Allah'ını düşünür. Gaflet ile yaşamaz. Kimseyle münâkaşa etmez. Bir kalbi incitmekten korkar. Kalbleri Allahü teâlânın evi bilir. Eshâb-ı kirâm hakkında hayr konuşur ve isimleri anıldığında “radıyallahü anhüm” der. Hepsinin iyi olduğunu söyler. Peygamber efendimiz, Eshâb-ı kirâm arasında olan şeyleri konuşmamağı emir buyurdu. Sâlih müslüman, bunları konuşmaz, yazmaz ve okumaz. Böylece, o büyüklere karşı bir edebsizlikte bulunmaktan kendini korur. O büyükleri sevmek, Allah'ın Resûlünü sevmenin nişânıdır, alâmetidir. Kendi bilgisi, kendi görüşü ile evliyâ-yı kirâmı, birbirinden aşağı ve yukarı diye ayırmaz. Birinin, daha yüksek, daha üstün olduğu ancak âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve Sahâbe-i kirâmın sözbirliği ile anlaşılır. Muhabbet sarhoşluğu elbet başkadır. Aşk sâhibi mâzûrdur.


Evliyalar Ansiklopedisi

[url]www.huzurpinari.com[/url]

[/color]