Dindeki her değişiklik dalalettir

[size=18px][color=darkblue]Dindeki her değişiklik dalalettir

Reform, bozulmuş bir şeyi eski, doğru haline getirmek demektir. İslamiyet’i değiştirmeye, bozmaya çalışanlar, kendilerine dinde reformcu diyorlar. Bunların yapmak istedikleri, düzeltmek değil, dini değiştirmek, bid’at çıkarmaktır. Bid’at, eshab-ı kiram ve tabiin zamanından sonra, Resulullah efendimizin izni olmadan, dinde yapılan eklemeler ve noksanlıklar, yani değişiklikler demektir. Nakil yolu ile edinilen din bilgileri çok yüksektir. Aklın, insan gücünün dışında ve üstündedir. Bunlar, hiçbir zamanda, kimse tarafından değiştirilemez. “Dinde reform olmaz” sözünün manası da budur.

İslamiyet’te, çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur. Ehl-i sünnet âlimleri, kıyamete kadar yapılacak olan her işin, her yeniliğin, her buluşun, insanların saadetleri için kullanılabilmeleri yollarını, Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden çıkarmışlar, kitaplarına yazmışlardır. Kendilerini müctehid sanan din cahillerine, iman hırsızlarına ve dinde reform isteyenlere, yapacak bir iş bırakmamışlardır.

Müslümanların, dinde reform yapmaları, yeni yeni şeyler uydurmaları değil, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını anlamaya, öğrenmeye çalışmaları, işlerini bunlara uygun yapmaları lazımdır. Kendi akıllarına güvenerek, Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden mana, hüküm çıkarmaya kalkışanlar, yanılır, aldanır ve ehl-i sünnetten ayrılırlar.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Bizim dinimizde yapılan her yenilik, her reform fenadır, atılmalıdır.)
Atılması lazım olan şeyin neresi güzel olur? Bir hadis-i şerifte buyurdu ki:
(Sözlerin en iyisi, Allahü teâlânın kitabıdır. Yolların en iyisi, Muhammed aleyhisselamın gösterdiği yoldur. İşlerin en kötüsü, bu yolda yapılan değişikliklerdir. Bid’atlerin hepsi dalalettir, sapıklıktır.)

Başka bir hadis-i şerifte, (Allahü teâlâdan korkunuz! Sözümü iyi dinleyiniz ve itaat ediniz! Ben öldükten sonra gelecekler, çok ayrılıklar göreceklerdir. O zaman, benim ve halifelerimin yolumuza sarılınız! Dinde yeni ortaya çıkan şeylerden kaçınınız! Çünkü, bu yeni şeylerin hepsi bid’attir. Bid’atlerin hepsi dalalettir, doğru yoldan ayrılmaktır) buyuruldu. Dinde yapılan her değişiklik bid’at olunca ve her bid’at, dalalet olunca, bid’atlerin hangisine güzel denilebilir?

Bid’atler, gecenin karanlığını yok eden, tan yerinin ağarması gibi parlak görünseler de hepsinden kaçmak lazımdır. Hiçbir bid’atte nur, ışık yoktur ve hiçbir hastaya ilaç olamazlar. Çünkü, her bid’at, bir sünneti yok eder. Bir şey yükseldikten, tamam olduktan, beğenildikten sonra, buna yapılacak eklemeler güzel olamaz. Hak olan, doğru olan bir şeyde yapılacak her değişiklik, dalalet ve sapıklık olur.”

Netice olarak, dinde yapılacak her değişiklik, dalalettir, doğru yoldan ayrılmaktır. Abdülvehhab-ı Şa’rani hazretlerinin bir talebesine hitaben buyurduğu gibi:
“Ey kardeşim! İmam-ı A’zam Ebu Hanife’ye ve onun yolunda giden âlimlere dil uzatmaktan kendini koru! Cahillerin sözlerine ve yazılarına aldanma! O yüce imamın, din işlerindeki ihtiyatını, titizliğini bilmeyen, dinde değişiklik yapanlara uyarak, onun delilleri zayıftır dersen, kıyamette onlar gibi felakete sürüklenirsin. Hanefi mezhebinin delillerini incelersen, dört mezhebin de sahih olduğunu anlarsın! Mezheblerin doğru olduğunu, öğle güneşini görür gibi, açık olarak anlamak istersen, Ehlullah yoluna sarıl! Tasavvuf yolunda ilerleyerek ilminin ve amelinin ihlaslı olmasını başar. O zaman, İslamiyet bilgilerinin kaynağını görürsün. Dört mezhebin de, bu kaynaktan alıp yaydıklarını, bu mezheplerin hiçbirinde, İslamiyet dışında hiçbir hüküm bulunmadığını anlarsın. Mezhep imamlarına ve onların yolundaki âlimlere karşı edebli, terbiyeli davrananlara müjdeler olsun! Allahü teâlâ, onları kullarına saadet yolunu göstermek için rehber, imam eyledi. Onlar, insanlara Allahü teâlânın büyük ihsanıdır. Cennet’e giden yolun öncüleridirler.”

[url]www.osmanunlu.org/[/url][/color][/size]