Pratik ihtiyaçların öncelenmesi

[size=18px][b]Pratik ihtiyaçların öncelenmesi

[color=red]İlkadım Dergisi[/color]: Günümüzde mesela bir müslüman kredi almak istiyor. Soruyorlar âlimlere. Kimisi bazı şartlar yerine geliyorsa alabilirsiniz diyor ya da muhataba göre değişik cevaplar ortaya çıkabiliyor. Bu durumlarda ne yapmak gerekiyor? Çözüm nedir? Siz bu sadedde geçenlerde şöyle söylemiştiniz: “Bu durum İslam’ın kendisinden kaynaklanan bir sorun değildir, bu günümüz müslümanlarının eksiğidir.” Bunu biraz daha açar mısınız?

[color=red]Ebubekir Sifil:[/color] Temele inerseniz mesele şu: Müslümanlar günümüzde gerek dünyanın muhtelif yerlerinde gerek Türkiye’de birtakım pratik ihtiyaçlarına, meselelerine kurumsal anlamda cevaplar üretebilecek durumdalar. Yani isterlerse, mesela, büyük şirketler kurabilmekteler, televizyon kurabiliyorlar, medyada yer alabiliyorlar. İşte sivil toplum dediğimiz alanda mevcutlar. Özellikle cemaat yapıları pratik olarak bize bunu net olarak gösterebiliyor. İşte bir cemaat bir anda dünyanın herhangi bir yerinde okul açabiliyor. Ve onu besleyebiliyor, destekleyebiliyor, yaşatabiliyor. Demek ki müslümanlar Türkiye’de bir araya gelip bir mesele çözme konusunda pratik bir sıkıntı içerisinde değiller. Sıkıntı bizim düşünme biçimimizde yatıyor. Nedir o? Pratik ihtiyaçlarımızı öne alıyoruz. Cemaat bazında da olsa pratik ihtiyaçlar.

Televizyon Kurmakla Dünya Kurtulmuyor

Bunların en başında dünyayı kurtarmak geliyor. Yani biz dünyayı kurtarmak için ne yapabiliriz, televizyon kurmalıyız. Dünya kurtuluyor mu? Hayır. Ben birey olarak, siz fert olarak yaşamakta olduğumuz sıkıntıları yaşamaya devam ediyoruz. Mesela evlilikte sıkıntılar yaşıyoruz. Talebe ise okumada sıkıntılar yaşıyor. İşadamı ise ve bir cemaate mensup değilse, kredi bulmakta zorlanabiliyor. Bunu çoğaltabiliriz. Yani insanların, müslümanların bireysel problemleri devam ediyor. Biz pratik ihtiyaçlarımızı öngörmez isek çok da bir yere varamayız. Siyaset yapmalıyız diyoruz. Neden? Çünkü dünyanın kurtuluşu, ümmetin kurtuluşu buna bağlıdır diyoruz. Ama siyasete döktüğümüz onca emek, onca para, onca zaman bir düdükle bitiyor. O zaman ihtiyaçlarımızı, problemlerimizi, yeni bir öncelik sıralamasına tabi tutmamız lazım. Yani bireyden, insandan başlayan bir gözden geçirme faaliyeti olması lazım. Bireyin ihtiyaçlarından, bireyin eğitiminden. Gerçekten bu nedir? Bu ‘komşusu açken tok yatan bizden değildir’ ilkesinin hayata geçmesidir.[/b][/size]

Konular