Eyvah Dinleniyorum Korkusu

Son günlerin popüler olayı dinlenmek.Herkesin içinde bir şüphe, bir tedirginlik. Cep telefonunun önüne numara ekleyip aramalar, çalıyorsa “eyvah dinleniyorum” feryadı figanları.Yok çalmıyorsa çok şükür Ya Rabbi!

Hadi Ergenekon olayındaki dinlemelere bir anlam verebildik de diğerlerine ne oluyor? Bir partinin yöneticisi cep telefonunda no’ya basacağına yes’e basıvermiş.Ondan sonra siyaset tarihinin bu rezil-i rüsva durumunu "bizi falancalar dinliyor, ellerindeki imkanları bu yönde kullanarak sarf ediyorlar, demokrasi yara almıştır" gibi zırvalıklarla ört bas etmeye çalışıyorlar.

Sahip olduğu ilmi, magazinleştirerek sunan, bu sayede epey popülerlik kazanmış olan Zekeriya Beyaz Hoca da yine "fırsat bu fırsattır" diyerekten olsa gerek "cep telefonumun önüne 2 ekleyip aradım çalıyor, beni de dinliyorlar" diyor.

Meyve sebzelerin arasına çürükleri çaktırmadan koymada hünerli olan bizim manav da aynı dertten muzdarip. Abi diyor: "Benim cebi dinliyorlar galiba".

Evvel zamanda torpille bir kamu dairesinde işe yerleştirilmiş, emekliliği çoktan geçmiş, bir sürü torun sahibi, gözlerinden rahatsız olduğu için zar zor yazı yazabilen, emekli olunca aylığının düşme korkusundan mı yoksa devlete hizmet vermenin aşkından mı bilemiyoruz ama bir türlü işini bırakıp emekli olmayan memure teyzemiz de bu kervana katılanlardan.Evet, maalesef o da dinleniyormuş!

Kimsenin yalan söylediği yok gerçekten herkes dinleniyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, tüm devlet erkanı, komutanlarımız, öğretmen , öğrenci, tüccar, sanayici, berber, bakkal, kasap, tornacı, kaportacı, manav, şoför, doktor, hacı, hoca, alim, imam... Kısacası herkes dinleniyor.Evet dinleniyoruz hem de çok yüksek bir teknoloji ile.Dinleyen öyle bir yüksek teknoloji ile dinliyor ki, bir başkasının o teknolojiye sahip olabilmesi mümkün değil.Sadece dinlensek iyi her konuştuğumuz kayda geçildiği gibi görüntüye de alınıyor.Daha da ilerisi ağzımızdan çıkmayan fakat düşünce olarak aklımızdan geçen her şey de biliniyor.İşte böyle bir teknolojinin tek bir maliki var o da Allah(c.c). Fakat biz bu teknolojiyi ve onun yegane sahibini görmezden gelerek "binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete" misali gündelik uğraştayız.Hiç olmayacak hususlardan çekinip korkuyoruz da, olacağı kati delille sabit hususları göz ardı ediyoruz.

Peki Allah(c.c.) Bizi Nasıl Dinliyor?
Şüphesiz Yüce Allah(c.c.) vasıtasız bir şekilde, hiç bir vasıtaya ihtiyaç duymadan kullarının her yaptığından haberdardır.Sıfât-ı Subûtiyyesinden olan "ilim" ile , Allahu Teala her şeyi, hatta kalplerde gizlenen niyetleri dahi biliyor.Yine Sıfât-ı Subûtiyyesinden olan "semi" sıfatı ile her şeyi işitiyor. "Basar" sıfatı ile her şeyi görüyor.Yani Allahu Teala tabiri caizse, karanlık gecede, kara taşın üzerinde yürüyen kara karıncayı görür ve dahi onun ayak seslerini bile işitir.
Diğer taraftan ayetlerden ve Hadis-i Şeriflerden öğrendiğimize göre Allahu Teala Hazretlerinin sırf bu iş için görevlendirmiş olduğu bazı melekler vardır ki bunlara "Kiramen Kâtibîn" melekleri adı verilir.

"Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir. İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın." (Kâf suresi, 16-18. Ayetler)

"Muhakkak sizin üzerinizde gözetici (hafız) çok şerefli yazıcılar vardır ki bunlar yaptığınız amel ve işlerin hepsini bilirler" (el-İnfitâr, 82/10-12)

Rivayet edilen bazı Hadis-i şeriflerde de bu meleklerin insanın sağında ve solunda olduğu, sağ taraftakinin kulun yapmış olduğu iyilikleri, sol taraftakinin ise kötülükleri yazdığı anlaşılmaktadır.Sol taraftaki melek, sağdakinin emrindedir.Kul, iyi bir amel işlediği vakit, sağ taraftaki melek hemen o kulun defterine on sevap yazar.Kötü bir amel işlendiğinde ise, sağdaki melek soldakine : "Şimdi yazma, altı saat bekle, belki pişman olup Allahu Teala'ya tevbe eder, eğer etmezse bir günah olarak yaz" der.Fakat bu durumdan hemen helalleşilmeyen kul hakları müstesnadır.Yani böyle bir durumda kula mühlet verilmeyip soldaki melek tarafından hemen bu iş kaydedilir.(Suyûti, Kenzûl Ummâl)

Ayetlerden ve Hadis-i Şeriflerden anlıyoruz ki "Kiramen Kâtibîn" melekleri yaptığımız her işi, konuştuğumuz her sözü, her eylemimizi kayıt altına alıp deftere yazıyorlar. İyi işler sağ taraftaki, kötü işler sol taraftaki melek tarafından kaydediliyor. "Kiramen Kâtibîn" meleklerinin kayıt altına aldığı bu defterler kıyamet kopup hesap gününde bizlere verilecek. O gün, o defteri açıp bakacağız ki yaptığımız her şey eksiksiz, adilane bir biçimde kaydedilmiş, tüm yaptıklarımız bir film şeridi gibi gözümüzün önünde canlanacak. Kimimiz sevineceğiz, kimimiz ise üzüleceğiz.İnşallah sevinenlerden oluruz.Ama bunun için yaptığımız her işte, attığımız her adımda, söylediğimiz her sözde, aldığımız her nefeste Yaradan’ın bizi gördüğünü, dinlettirdiğini, kaydettirdiğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Korkumuz dünyalık şeylerde olmamalı, sol taraftaki deftere olabildiğince bir şey yazdırmama da olmalı!

19/07/2008

Hilmi AHISKALI

Konular