Kötülüğün yayılmasının zararı herkese

İyiliği yayıp kötülüğe mani olmak dinimizin esasıdır. Bu, dinin devamı için şarttır. İyilik ve kötülük herkes içindir. Dolayısıyla faydası da zararı da herkese şamildir.

Resûlullah sallAllahü aleyhi ve sellem, kötünün yaptığı zarar ile ilgili olarak şöyle bir kıssa anlatır: Allahü tealanın menettiği şeyleri işleyen ile, onu bundan vazgeçirmeğe çalışan ve buna seyirci kalan insanların hâli, aynı bir gemide bulunan üç kişinin hâline benzer.

Bu üç kişinin gemideki vazîfe mahalleri ve bulundukları yerler bellidir. Biri geminin üst kısmında, biri orta kısmında, diğeri de alt kısmındadır. Bir ara bunlardan biri eline bir keser alır. Diğerleri ona sorarlar:

SAKIN KENDİ HALİNE BIRAKMA

- Ne yapacaksın o keseri?

- Suyun bana yakın olması ve ba'zı ihtiyaçlarımın def'ine yaraması için bulunduğum yerde bir delik açacağım.

Biri der ki:

- Bırakın onu kendi hâline. Allah uzak etsin. Kendisi için istediği deliği açsın.

Diğeri de şöyle der:

- Sakın onu kendi hâline bırakmayın. Delik açmasına mânî olun. Eğer delik açarsa bizi de kendisini de mahveder...

Eğer onun elinden keseri alarak gemide delik açmasına mânî olurlarsa, o da kurtulur, diğerleri de. Yok, buna seyirci kalırlarsa gemi batar, o da mahvolur, diğerleri de...

Ebûdderdâ hazretleri buyurdu ki:

İyiliği emrediniz, kötülüğü menediniz, kötülükleri önleyiniz. Yoksa, size, büyüklerinize hürmet göstermeyen, küçüklerinize merhamet etmeyen zâlim devlet adamlarını musallat eder. Hayırlılarınız duâ eder, fakat kabûl olunmaz. Allahtan yardım isterler, fakat yardım gelmez. İstigfâr ederler, fakat magfirete mazhar olmazlar.

Peygamber efendimiz buyurdu ki:

“Allaha yemînle söylerim ki, siz, iyiliği emretmeli, kötülükleri de önlemelisiniz. Yoksa,Allah ın, tarafından size bir cezâ vermesi yakındır. İyiliği emredip kötülüğü önleme vazîfesini yapmadıkça Allahın azâbına çarpılmanızdan korkulur. Sonra Allaha duâ edersiniz, fakat kabûl etmez.”

Hazret-i Ali'nin bildirdiği bir hadîs-i şerîfte, Peygamberimiz aleyhisselâm buyurdu ki:

“Benim ümmetim haksıza, "Sen haksızsın!" demekten korktuğu ve çekindiği zaman onlardan ayrıl.”

Ebû Sâid Hudrî hazretlerinin bildirdiği bir hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:

“Sizden biri, bir kötülüğü gördüğü zaman onu eliyle önlesin. Eğer eliyle önlemeğe gücü yetmiyorsa diliyle önlesin. Eğer diliyle de önleyemiyorsa, işlenen o kötülüğü tasvîp etmediğini kalbi ile tasdik etsin. Bu sonuncusu, kötülük karşısında îmân ehlinin yapabileceği şeylerin en zayıfıdır. “

Ebû Ümeyye hazretleri anlatır: Ebû Sâlebe'ye şu âyeti sordum: "Ey îmân edenler! Siz kendinizi ıslah etmeğe bakın. Siz doğru yolu bulunca dalâlettekiler size zarar vermez. Hepinizin dönüp varacağı nihâyet Allahtır. Artık O, neler yapmakta idiyseniz size haber verecektir"

Dedi ki: Ben onu Resûlullah sallAllahü aleyhi ve selleme sormuştum da bana şu cevâbı vermişti: “Ey Ebû Sâlebe, siz birbirinize iyiliği emir ve tavsiye ediyor, kötülükten de sakındırıyorsunuz. Bir gün gelecek, insanlar dünyaya ve dünya hayâtına tapacaklar. Herkes kendini ıslah etmeğe baksın. Sizden sona sabır, tahammül günleri gelecek. Zor günler gelecek. O günlerde, sizin bugün yaptığınızı yapanlara, Allahın kitâbı ile amel eden elli kişi sevâbı verilecek.”

“Yâ ResûlAllah, onlardan elli kişi sevâbı mı, yoksa bizden elli kişi sevâbı mı?” sorusuna da, Resûl aleyhisselâm, “Hayır, sizden elli kişi sevâbı.”buyurdu.

ALLAH ONU REZİL RÜSVA EDER

İyiliği emredip kötülüğü önlemeğe çalışan kimse, bunu sırf Allah rızâsı ve dînin muzafferiyeti için yapmalı, nefsânî gâyeler için yapmamalıdır. Eğer kişi, iyiliği emredip kötülüğü önleme vazîfesini sırf Allah rızâsı ve dînin muzafferiyeti için yaparsa, şânı yüce olan Allah da ona yardım eder, güç kuvvet verir, kendisini teşebbüs ettiği işte muvaffakiyete götürür. Yok, eğer bunu sırf nefsânî maksat ve gâyeler için yaparsa bu takdirde, şânı yüce olan Allah onu rezîl rüsvâ eder.

Mehmet Oruç

Konular