KELİME-İ TEVHİN ESRÂRI

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, Mevlânâ Ahmed Berkîye yazdığı mektubunda (2. cilt 14. mektub) buyuruyor ki: “Musîbet (ölüm) haberi yazdığınız peş peşe iki mektubunuz bize ulaştı. (İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun) (Sûre-i Bakara âyet 156) Oradaki arkadaş ve ahbâbımız, merhum Hâce Muhammed Sâdık ve onun kız kardeşi merhûme Ümmü Gülsüm’ün ruhları için ayrı ayrı yetmiş bin (Lâ ilâhe illallâh) okusunlar. Bu Kelime-i Tevhidlerin sevâbını da onların ruhlarına hediye etsinler. Çünkü dua ahbaptan umulur ve fâtiha onlardan istenir.”
Bir hadîs-i şerîfte ise: “Kim yetmiş bin defa ‘Lâ ilâhe İllallâh’ derse Hz. Allâh’tan nefsini satın alır.” buyuruldu.
Abdullah bin Amr, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivâyet eder.
“Kıyâmet günü bir kişi mîzâna getirilir. Onun için tutulan doksan dokuz sicil çıkarılır. Her sicil gözün gördüğü yere kadar uzar. Onlarda o kimsenin hataları ve günahları yazılıdır. Bütün bunlar terâzinin bir kefesine konur. Diğer kefesine ise karınca büyüklüğünde içinde ‘Kelime-i Tevhid’ yazılı kağıt konur. İşte bu kağıt o hatalara tercih olunur (onlardan ağır gelir).”
Ebû Hureyre (r.a.) anlatıyor:
Rasûlüllâh’a dedim ki: “Yâ Rasûlallâh şefâatinize insanların en çabuk kavuşanı kimdir.?”
Buyurdu ki; “İçinden ihlâsla ‘Lâ ilâhe İllallâh’ diyendir.”
Mücâhit (r.a.) Allâhü Teâlâ’nın; “O kâfirler azâbı gördüklerinde müslüman olmuş olmalarını çok isterler.” (Sûre-i Hicr, âyet 2) âyeti üzerine şöyle dedi:
“La ilâhe illallâh diyenlerin cehennemden çıkarıldıklarını görünce ‘keşke biz de müslüman olsaydık.’ derler.” (MZ.3)

Konular