Günah insanın fıtratını bozmasıdır
Günahı, günah olarak idrak etme ve hemen arkasından tövbe etmek çok önemlidir. Ağlama-sızlama, rahmet kapılarının açılma vesilesidir. Adem Nebi de bunu yapmış ve ancak bununla kurtulmuştur. Gayyaya yuvarlanan, şeytan ise aksine davranarak kaybetmiştir.
Günah, eşref-i mahlukat olarak yaratılan insanın, kendisine yakınlıktan hoşlanmadığı, adının geçtiği yerde hemen kasvet bulutlarının ortalığı kapladığı, Yüce Yaratıcı'ya karşı saygısızlık anlamına gelen söz, davranış, yerine göre de kalpten geçen şeytani esintilerdir. Daha kısa bir ifadeyle, Yüce Mevla'ya isyanı içeren her şeydir günah. Kur'an'ın ifadesiyle zalüm ve cehûl olan insanın, Yaratıcı'sına karşı nankörlük ve saygısızlığıdır. Kendini unutması, yoktan var edilme sırrını kavrayamaması, basit bir sudan yaratıldığını idrak edememesi, başıboş olmadığına, yapacağı şeylerden bir gün mutlaka hesaba çekileceğine tam bir şekilde inanamaması, dolayısıyla isyankâr damgasını yiyen şeytanın takipçisi haline gelmesidir.
Günah, insanın fıtratına yerleştirilen bir imtihan vesilesidir ve fıtraten insan günaha açık bir şekilde yaratılmıştır. Peygamberler hariç her insan az veya çok bundan nasibini alacaktır.
Bu hususu bize Resul-i Ekrem (sas) şu hadisiyle bildirmektedir:
[b]"Eğer sizler günah işlemeseydiniz, Allahu Teala sizi yok eder, sonra da günah işleyip, işlediği bu günaha tövbe-istiğfar eden ayrı bir topluluk yaratırdı." (Müslim, Tevbe 9; Tirmizi, Daavat 98) [/b]
Günahtan daha önemlisi de insanın işlediği bu günahın ağırlığını içinde hissetmesi, yerin ve göğün kendisine adeta dar gelecek kadar sıkması, affettirdiğine kanaat getirdiği ana kadar da Allah'ın kapısından ayrılmayıp, tazarru ve yakarışta bulunmasıdır. İşte bu yol, peygamberlerin hem de ilk insan ve ilk nebi olan Hz. Adem'in yoludur. Şeytanla peygamberin, şeytani yolla inanan insanın yolunun kesiştiği önemli bir ayırım noktasıdır. İşte günah karşısında iki yol vardır. Biri inanan, ama istemeyerek de olsa sürçen, fakat hemen kendisini toparlayan, feryad-ü figan eden, ağlayıp sızlayan Adem Nebi, diğeri ise işlediği cürüm az gelmiş gibi bir de çeşitli mantık oyunlarıyla kendini haklı çıkarmaya çalışan şeytan.
Hz. Adem işlediği zelle karşısında şu mübarek kelimelerle yalvarış ve yakarışa geçmişti:
"Âdem ve eşi Rabb'lerine şöyle yalvardılar: [b]Ey Rabb'imiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, şüphesiz hüsrana uğrayanlardan oluruz." (A'raf 7/23) [/b]
Günahı, günah olarak idrak etme ve hemen arkasından ona tövbe etmek çok önemlidir. Ağlama-sızlama, gözyaşı dökme, rahmet, afv ve mağfiret kapılarının açılma vesilesidir. Adem Nebi de bunu yapmış ve ancak bununla kurtulmuştur. Gayyaya yuvarlanan, nimetler içindeyken sıkıntıya düşen şeytan ise aksine kendini savunmaya geçmiş ve kaybetmiştir. Konuyla ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: [b]"Allah buyurdu: "Söyle bakayım, Sana emrettiğim halde, secde etmene mani nedir?" İblis: "Ben ondan daha üstünüm; çünkü Sen beni ateşten, onu ise bir çamur parçasından yarattın." "Çabuk in oradan!" buyurdu Allah, "Öyle orada kurulup da büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çabuk çık, çünkü sen alçağın tekisin!" (A'raf 7/12-13)[/b]
Kibirlenme, böbürlenme, hatasını kabul etmeme, şeytani özelliklerdendir. İnsan, günahı karşısında, hemen ilk anda itirafta bulunamıyor, Rabb'ine iltica edemiyorsa şeytanın yoluna ilk adımını atmış demektir.
Mutlak manada günah, günahtır, küçüğüne büyüğüne bakmadan insan her an uyanık olmalıdır. Günah kalbe konan bir siyah lekedir. Hem de hemen temizlenmesi gerekli olan bir lekedir. Nasıl beyaz elbisemize bir leke bulaştığında onu giymeye utanır, gözümüz hep ona takılır, temizlenme yollarını araştırırız. Aslında işlenen günahlar da böyledir ve insan en azından böyle bakmalıdır. İşlediği günahtan utanmalı, 'şu günahkâr vücudu nasıl temizlemeli', deyip çareler aramalıdır. Aramalıdır ki, hemen tamir etmediğinde kronikleşen bir yara haline gelip ölüme terk edilmesin.
[b]Her günah, insanda kara bir lekedir: [/b]
[b]"Mümin bir günah işlediği zaman, kalbine, siyah bir nokta, bir leke vurulur. Tövbe ederse kalbi cilalanır ve yeniden parlar. Tövbe etmez de isyana devam ederse, siyah lekeler kalbini kaplayıncaya kadar artar." (İbn Mace, Zühd 69)[/b] İşte Allahu Teala'nın [b]"Hayır! Gerçek öyle değil! Asıl onlardır ki yapmaya alıştıkları kötü işler, gitgide kalplerini paslandırdı da onun için âhireti inkâr ederler."[/b] (Mutaffifin 83/14) ayetindeki pastan muradı da budur.
[b]"Her günahta küfre giden bir yol vardır"[/b] sözünün manası da bu olsa gerektir. İnsan, yaptığı günahın küçüklüğüne değil, onu kime karşı yaptığına bakmalıdır. Doğrusu mümin günahlarını, tepesine dikilmiş, üzerine yıkılacak bir dağ gibi görür. Kötü insan da günahlarını, burnunun ucuna konmuş ve bir şöyle etmekle uçup gidecek bir sinek gibi görür." (Buhari, Daavat 4; Tirmizi, Kıyame 49)
Günahın daha büyüğü de hep başkalarının günahını görüp, kendimizi masum pozisyonuna sokmaktır. Böyle bir kişi derbeder, böyle bir ruh da perişandır. Aslında insan kendine bakmalı, kendi cürümleriyle meşgul olmaktan, başkasına vakit bulamamalıdır.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Yard. Doç. Dr. Muhittin Akgül[/left]
Günah insanın fıtratını bozmasıdır yorumları
rey2466
29.11.2008Günahı, günah olarak idrak etme ve hemen arkasından ona tövbe etmek çok önemlidir. Ağlama-sızlama, gözyaşı dökme, rahmet, afv ve mağfiret kapılarının açılma vesilesidir. Adem Nebi de bunu yapmış ve ancak bununla kurtulmuştur. Gayyaya yuvarlanan, nimetler içindeyken sıkıntıya düşen şeytan ise aksine kendini savunmaya geçmiş ve kaybetmiştir. Konuyla ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: "Allah buyurdu: "Söyle bakayım, Sana emrettiğim halde, secde etmene mani nedir?" İblis: "Ben ondan daha üstünüm; çünkü Sen beni ateşten, onu ise bir çamur parçasından yarattın." "Çabuk in oradan!" buyurdu Allah, "Öyle orada kurulup da büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çabuk çık, çünkü sen alçağın tekisin!" (A'raf 7/12-13)
Teşekkürler. Selamlar,sevgilerhesra
28.11.2008[center][b][size=3][color=red]Eğer sizler günah işlemeseydiniz, Allahu Teala sizi yok eder, sonra da günah işleyip, işlediği bu günaha tövbe-istiğfar eden ayrı bir topluluk yaratırdı." (Müslim, Tevbe 9; Tirmizi, Daavat 98)
Rahman razı olsun kardeşim..[/color][/size][/b][/center]
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan