SADECE KUR'AN DiYENLER...
Dinin elden çikisi sünnetin terkiyle baslar.
Halat nasil lif lif kopup parçalanirsa,
din de sünnetin birer birer
terkiyle ortadan kalkar.[/b]
(Darimi, Mukaddime 16)
Islam tarihinde çesitli dönemlerde çesitli sapmalar yasandi.
Farkli mezhepler, Islam’in özünden uzaklasarak çesitli sapkin itikatlara sahip oldular, sapkin uygulamalara giristiler.
Hariciler’den Batiniler’e, Fatimiler’den Mutezile’ye kadar çesitli firkalar, çesitli sapkinlik dereceleriyle, Kuran’in ve Allah Resulü'nün (s.a.v.)yolundan saptilar.
Son dönemlerde bu sapmalara bir yenisi daha eklenmis bulunuyor.
Bazi insanlar, Resulullah’in (s.a.v.) sünnetini reddediyorlar. "Kuran’i okuruz, Resulullah’tan (s.a.v.) gelen bir açiklamaya muhtaç olmadan onu kendi basimiza anlariz"diyorlar.
"Yalnizca Kuran" diyerek, Kuran’in hayata geçirilmesi ve uygulanmasi anlamina gelen sünnete yüz çeviriyorlar.
Oysa "yalnizca Kuran" slogani ile ortaya çikan bu "sünnet’i terketmis Islam"akimi, bizzat Kuran’in hükümlerini göz ardi etmektedir.
Çünkü sünnet, Kuran’in bir açiklamasidir ve daha da önemlisi, Kuran’da bizzat emredilmistir.
Allah (c.c.), ümmeti yalnizca Kitap’a itaatle yükümlü kilmamis, ayni zamanda Resulullah’a (s.a.v.) itaati de farz olarak emretmistir.
Bu nedenle, Islam ancak sünnetle birlikte gerçek Islam olur. Kuran, ancak sünnetin yardimiyla ümmet tarafindan anlasilip uygulanabilir.
Sünnet ise, Resulullah’in (s.a.v.)sahih hadislerinin toplanmasi ve sonra da büyük alimler tarafindan yorumlanmasi olusan Ehl-i Sünnet itikadidir.
(alinti)
Ynt: SADECE KUR'AN DiYENLER...
[quote=SELİM ]
Kur'an temeldir,asıldır. Kur'ana ek,ilave olmaz. Hiç bir hadis ayet olamaz,
[/quote]
Kuran’ın Emrettiği Sünnet
Öncelikle bilinmelidir ki, sünnet, Kuran’dan ayrı değildir.
Sünnet; son ilahi kitap Kuran’ın -Kuran’ın ifadeleriyle- son peygamber, alemlere rahmet, büyük ahlak sahibi, müminlere pek düşkün, onların sıkıntıya düşmesi kendisine çok ağır gelen, onların ağır yüklerini üzerlerindeki taassup zincirlerini indiren Allah (c.c.) elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından ortaya konmuş evrensel yorumudur.
Bu yorum olmadan Kuran’ın anlaşılması ve hayata geçirilmesi mümkün olmaz.
Örneğin, Kuran müminlere; diğer müminlere karşı şefkatli olmayı, güzel söz söylemeyi, tevazulu davranmayı emretmiştir. Kafirlere karşı ise, sert ve caydırıcı olmayı farz kılmıştır. Temizliği şart koşmuştur.
Ancak bunların nasıl gerçekleştirileceği Kuran’da detaylandırılmaz. Nasıl şefkat gösterileceği ya da "sert ve caydırıcı"davranılacağı, bunların ölçüsü bildirilmemiştir. Peki mümin, bunların nasıl ve ne ölçüde uygulanacağını nereden öğrenecektir.
Kuran şu hükmü verir: "Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır." (Ahzap Suresi, 21)
Resulullah (s.a.v.), örnektir. Mümin, Resulullah’ın (s.a.v.) sünnetine bakar ve uygulamaları oradan öğrenir. Nitekim sünnete bakıldığında hemen görülür ki, Resulullah (s.a.v.) ümmetine her konuyu öğretmiş, onların izzet ve şerefine yaraşır davranışları göstermiştir. Bunda küçük işlerle meşguliyet gibi bir basitlik değil, en küçük ayrıntıyı bile ihmal etmeme derecesinde bir ciddiyet, sorumluluk ve hassasiyet yatmaktadır. Bu durum, Resulullah (s.a.v.)’ın ümmetine Kuran ile birlikte bir de "hikmet”i öğretmekte oluşunun bir sonucudur. Bir ayet, bu konuyu şöyle açıklar:
"Andolsun ki Allah, mü’minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler." (Ali İmran Suresi, 164)
Resulullah’a İtaat
Resulullah’ın (s.a.v.) müminler için taşıdığı hayati önem, ona hitap eden ayetlerde şöyle vurgulanır:
"Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ki Allah’a ve Resûlü’ne iman etmeniz, O’nu savunup-desteklemeniz, O’nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O’nu (Allah’ı) tesbih etmeniz için. Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir." (Fetih Suresi, 8-10)Resulullah’a biat eden, Allah’a biat etmiştir.
Bu ilahi kural, bir başka ayette şöyle açıklanır: "Kim Resulullah’a itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiş olur..."(Nisa Suresi, 80)
22.04.2009 - Gölge