[left] [b][i][color=#FF0000][font=Times New Roman][size=5]Allah korkusunun alâmeti![/size][/font][/color]
[color=navy]Allah-ü tealadan korkan, O’nun emirlerine uyar. Korkmanın en büyük alâmeti budur.
İshak bin Half hazretleri buyurdu ki:
“Allah’tan korkan, günahları terk etmediği halde ağlayıp gözyaşını silen kimse değildir. Gerçekten Allah’tan korkan o kimsedir ki, o; Cenab-ı Haktan korkarak günahları terk etmiştir.”
Evliyânın büyüklerinden Abdullah bin Hubeyk hazretleri korku ve ümid hakkında şöyle buyurdu:
“Korkunun en faydalısı günah işlemene engel olan, elden kaçırdığın fırsatlar için uzun uzun üzülmene sebep olan ve geriye kalan ömür içinde seni devamlı olarak düşündüren korkudur. Ümidin en faydalısı ise amel etmeni kolaylaştırandır.
[color=#FF0000]Ümid üçe ayrılır: [/color]
[color=#FF0000]1)[/color] İyi amel yapıp kabul edilmesini umanın ümidi.
[color=#FF0000]2)[/color] Kötü iş yapıp ve tövbe ederek affedilmesini umanın ümidi.
[color=#FF0000]3)[/color] Devamlı günah işleyip de kendisini Allahü teâlânın affedeceğini umanın ümidi. Bu ümid makbûl değildir.”
Allah korkusu ve Allah sevgisi, insanları saadet ve huzura kavuşturan iki kanat gibidir.
Peygamber (S.A.V.) Efendimiz buyuruyor ki:
[color=green]“Allah’tan korkandan her şey korkar. Allah’tan korkmayan ise her şeyden korkar.”[/color]
[color=green]“En akıllınız, Allah’tan en çok korkan, emre ve yasaklara en iyi riayet edendir.” [/color]
[color=green]“Aklın çokluğu, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur.” [/color]
Allahü teâlânın emrine riayet eden mümin Rabbini çok sever.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
[color=teal]“İman edenlerin Allah sevgisi çok sağlamdır.”[/color] (Bekara 165)
[color=teal]“Mümin öyledir ki, Allah’ın ismi söylenince kalbine korku düşer.” [/color] (Enfal 2, Hac 35)
Hadîs âlimlerinden İbni Hibbân hazretleri buyurdu ki:
“Şu dört hasleti kendisinde bulundurmayan kimseye akıllı ve ilim sâhibi denmez.
Birincisi; Allah korkusu. Bütün hayır ve fazîletlerin başı budur.
İkincisi; güzel bir hayâ, utanma duygusu. Asâlet bununla anlaşılır.
Üçüncüsü; yumuşaklık.
Dördüncüsü; emri altında bulunanlara cömertlik yapmak.”[/color][/i][/b][/left]