Eyvallah" ın gerçek manasını biliyor musunuz?
Tasavvufî kültürün en latif tabirlerinden biri olan âeyvAllahâ, çoğu kimseler tarafından yerli yersiz, gelişigüzel kullanılmasına rağmen yine de işitildiğinde veya söylenildiğinde ruhlara serinlik ve rahatlama bahşeden tılsımlı bir söz. Mânevî terbiyeyi insanî hayatta nakış nakış işleyen ve inceleyen tasavvuf, bu hassasiyeti konuşma üslûbunda da göstermiştir.
EyvAllah, üç ayrı kelimeden oluşan Arapça bir cümle. âEyâ veya â-iyâ, âevet, tabiiâ gibi anlamlara gelir. Bilhassa vavâla beraber kullanıldığında dilimizdeki ifadesiyle âaynen öyle, tastamamâ gibi manaları içine almaktadır. âTamam, pekiâ manasına pratik Arapçaâda halihazırda âeyvaâ şeklinde söylenişine halkımız aşinadır. Bazen ayvaa olarak müstehzi bir edayla fevkalade kötü taklitlerini de duyduğumuz bu kelam esasında Allah lafzı düşünülerek bizdeki eyvAllahâın Araplardaki söyleme tarzıdır. âVeâ harfine gelince. Sadece gramer açısından incelendiğinde en az on iki ayrı işlevi olan bu harfi, kültürel boyutuyla ciltlerle kitapla ifade etmek mümkün.
Bu tabirde geçen âvavâ için çeşitli fikirler öne sürülmüş. Bazıları cevabı kuvvetlendirmek için, bazıları da yemin manası için kullanıldığını öne sürmüşlerse de maiyyet yani beraberlik bildirmek için kullanıldığı fikri ağır basmıştır.
İkinci kelime olan âAllahâ ki daha çok lafzatullah şeklinde ifade edilir. Cenab-ı Hakkâın yüzlerce ismi olmasına rağmen Allah ismi gibisi yoktur. Çünkü âZât-ı Ehadiyyetâin kendisini tesmiye ettiği isimdir. Öyle bir zat ismi ki, semavî kitapta beyan edilen bu isim etimolojik olarak bile incelense, eşi benzeri olamayan bir kelime olarak kalmayıp, ayrıca ikiliği ve çoğulluğu kabul etmeyen bir yapıya sahiptir. Sadece içinde geçen lafzatullah bile eyvAllahâın alelade kullanılmamasına yeter bir sebeptir. Belki de gündelik Arapçada eyvaa olarak ifade edilmesi bundan kaynaklanıyordur.
âEyvAllahâın yukarıda geçen manasıyla beraber tasavvuftaki ıstılâhî sahasını mülahaza edersek bu gerçek daha bariz bir hal alacaktır. âHakla kabul ettik, haktandırâ manasını ihtiva ettiğinden eyvAllah, sufîyyede hemen hemen her halde zikredilir, bir virddir adeta. âHer tecelli eden, mademki Cenab-ı Hakkâın takdiri ve muradıyladır, o halde hakla kabul ettik, eyvAllah. Şu anda anlayabildiğime, yahut sonra idrak edeceğim irfana şimdiden eyvAllah. Güzel-çirkin diye tavsif ettiğimiz velakin hepsinde gizli ve aşikar olan hikmete gördüğüm görmediğim esrar-ı ilahiyeye eyvAllah.â
âEyvAllahâın ruhuna nüfuz edebilirsek içinde samimi bir tasdik havası barındığını fark edebiliriz. Samimi, içten kabulleniş ancak muhabbetle olur. Zaten din de bu muhabbetin tesiri içindir. Öteki türlü, inanç sistemini sadece bir dizi ameller olarak algılamak ki menzile yani o rızaya asla ulaştıramaz. İkilik de burada başlar, bu muhabbet olmazsa her muhatap kalınan emrinde o bir sen olmuş olur ki, kişi bu durumda ibadet ederken ikilikten kurtulamaz. Halbuki muhabbetle teslimiyet gerçek birliği sağlar. EyvAllah böyle bir halin nişanesidir. Bu mefhum ile alakalı Kitapâtan ve sünnetten pek çok örnek vardır.
Mesela Bakara Sûresiânde anlatılan Hz. Mûsâ (as)ânın kıssasında; Hz. Mûsâ (as) kavmine Hz. âAllahâın bir inek kesâ emri verdiğini söylediğinde onlar, âSen bizimle alay mı ediyorsunâ diye karşılık verirler. Mûsâ (as)ânın işin ciddi olduğunu belirtmesi de ikna olmalarına yetmez. âBu ineği bize anlat, rengi nedir, neye benziyor, şöyle mi böyle mi?â gibi sorularla işi yapmamak için kırk dereden su getirirler. Maide Sûresiândeki kıssaya göre ise önce Allahâtan doymak için rızk isterler, kendileri kudret helvası ve bıldırcın eti ile nimetlendirilmeleri ve bu mucize karşısında sayısız hamd ü sena edip Hak Tealaâya şükredecekleri yerde, âbu sofrada soğan, sarmısak yokâ diyerek onda bile kusur bulurlar. Anlaşılan ne emirlere karşı ne de nimetlere karşı eyvAllah diyerek bir teslimiyet göstermezler. Zaten bu gibi hususlarda çok fazla itiraz etmelerinden dolayı Cenab-ı Hakkâın Yahudi şeriatını çok ağır kıldığını söylemişlerdir. Kurâân-ı Kerîmâde ve hadis-i şeriflerde geçen bu ve benzeri misaller tecellileri eyvAllah ile kabullenemeyişin Mevlââsı ile kulu arasındaki muhabbet bağını nasıl kopma noktasına getirdiğini ibretle göstermektedir.
Dinî kaynaklarda ve kültürümüzde ahlâkî güzellikte numune teşkil edebilecek âbidevî şahsiyetlerin hep eyvAllahâın o tasdiki ruhuna ermeleriyle bu derecelere nail olduklarına işaret vardır.
İnsan birçok musibete âbenâ belasından, çekişmekten dolayı uğramaz mı? Başka bir ifadeyle inayet-i Hakâla, halkla yaşamayı kendisine şiar edinerek eyvAllahâı vird edinen kolay kolay gaflete, hırsa, kavgaya düşer mi? Adım adım benlikten kurtulmaya basamak olan eyvAllah, hak suretinde bâtılın ayrılmasına vesile olduğu gibi, haktan ve hak ilminden ayrı düşmeye de lâzım bir virddir. âKişi böylesi bir hakikat rehberine erişirse, eyvAllahâa iyi tutunmalı derâ sofiler. Hz. Mûsâ (as)ânın Cenâb-ı Hızır ile olan arkadaşlığı bu mevzuya pek güzel misal teşkil eder. Bir zata sormuşlar: âHer şeye eyvAllah, peki gafilin gafletine de mi eyvAllah?â Cevaben, âGaflete eyvAllahımız yoktur; fakat gafil bir kimse gördüğünde, âBu, benim halim de olabilirdi; ama Cenâb-ı Hak şu an beni muhafaza etti.â diye tefekkür edersin. Ve ibretle eyvAllah dersin.â demiş. âPeki, yanlış olan şeyi nasıl düzelteceğiz?â diye sormuşlar. O zat devamla, âKendi acizliğini hatırına getirerek karşısındakini ikna etmen daha kolay olur, sen kendi egonu aradan çıkarırsın, böylece sözünün tesiri olur.â diye cevaplamış. Cenâb-ı Pir Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (kds)ânin oğlu Sultan Veled, şahane bir beytinde bu güzellikleri özetlemiş:
âBize ne irs-ı peder, ne servet ü ne cah kalmıştır,
Şuûr-ı hikmete karşı bir eyvAllah kalmıştırâ
(Bizlere babamızdan maddi bir miras, büyük bir servet ve makam kalmadı.
Bizlere kalan (bunlardan çok daha kıymetli, bizleri evvelkilerin mevkiine erdiren) Hakkâın hikmet tecellilerini eyvAllahla karşılama hali kalmıştır.
Ailem Dergisi
EyvAllah, üç ayrı kelimeden oluşan Arapça bir cümle. âEyâ veya â-iyâ, âevet, tabiiâ gibi anlamlara gelir. Bilhassa vavâla beraber kullanıldığında dilimizdeki ifadesiyle âaynen öyle, tastamamâ gibi manaları içine almaktadır. âTamam, pekiâ manasına pratik Arapçaâda halihazırda âeyvaâ şeklinde söylenişine halkımız aşinadır. Bazen ayvaa olarak müstehzi bir edayla fevkalade kötü taklitlerini de duyduğumuz bu kelam esasında Allah lafzı düşünülerek bizdeki eyvAllahâın Araplardaki söyleme tarzıdır. âVeâ harfine gelince. Sadece gramer açısından incelendiğinde en az on iki ayrı işlevi olan bu harfi, kültürel boyutuyla ciltlerle kitapla ifade etmek mümkün.
Bu tabirde geçen âvavâ için çeşitli fikirler öne sürülmüş. Bazıları cevabı kuvvetlendirmek için, bazıları da yemin manası için kullanıldığını öne sürmüşlerse de maiyyet yani beraberlik bildirmek için kullanıldığı fikri ağır basmıştır.
İkinci kelime olan âAllahâ ki daha çok lafzatullah şeklinde ifade edilir. Cenab-ı Hakkâın yüzlerce ismi olmasına rağmen Allah ismi gibisi yoktur. Çünkü âZât-ı Ehadiyyetâin kendisini tesmiye ettiği isimdir. Öyle bir zat ismi ki, semavî kitapta beyan edilen bu isim etimolojik olarak bile incelense, eşi benzeri olamayan bir kelime olarak kalmayıp, ayrıca ikiliği ve çoğulluğu kabul etmeyen bir yapıya sahiptir. Sadece içinde geçen lafzatullah bile eyvAllahâın alelade kullanılmamasına yeter bir sebeptir. Belki de gündelik Arapçada eyvaa olarak ifade edilmesi bundan kaynaklanıyordur.
âEyvAllahâın yukarıda geçen manasıyla beraber tasavvuftaki ıstılâhî sahasını mülahaza edersek bu gerçek daha bariz bir hal alacaktır. âHakla kabul ettik, haktandırâ manasını ihtiva ettiğinden eyvAllah, sufîyyede hemen hemen her halde zikredilir, bir virddir adeta. âHer tecelli eden, mademki Cenab-ı Hakkâın takdiri ve muradıyladır, o halde hakla kabul ettik, eyvAllah. Şu anda anlayabildiğime, yahut sonra idrak edeceğim irfana şimdiden eyvAllah. Güzel-çirkin diye tavsif ettiğimiz velakin hepsinde gizli ve aşikar olan hikmete gördüğüm görmediğim esrar-ı ilahiyeye eyvAllah.â
âEyvAllahâın ruhuna nüfuz edebilirsek içinde samimi bir tasdik havası barındığını fark edebiliriz. Samimi, içten kabulleniş ancak muhabbetle olur. Zaten din de bu muhabbetin tesiri içindir. Öteki türlü, inanç sistemini sadece bir dizi ameller olarak algılamak ki menzile yani o rızaya asla ulaştıramaz. İkilik de burada başlar, bu muhabbet olmazsa her muhatap kalınan emrinde o bir sen olmuş olur ki, kişi bu durumda ibadet ederken ikilikten kurtulamaz. Halbuki muhabbetle teslimiyet gerçek birliği sağlar. EyvAllah böyle bir halin nişanesidir. Bu mefhum ile alakalı Kitapâtan ve sünnetten pek çok örnek vardır.
Mesela Bakara Sûresiânde anlatılan Hz. Mûsâ (as)ânın kıssasında; Hz. Mûsâ (as) kavmine Hz. âAllahâın bir inek kesâ emri verdiğini söylediğinde onlar, âSen bizimle alay mı ediyorsunâ diye karşılık verirler. Mûsâ (as)ânın işin ciddi olduğunu belirtmesi de ikna olmalarına yetmez. âBu ineği bize anlat, rengi nedir, neye benziyor, şöyle mi böyle mi?â gibi sorularla işi yapmamak için kırk dereden su getirirler. Maide Sûresiândeki kıssaya göre ise önce Allahâtan doymak için rızk isterler, kendileri kudret helvası ve bıldırcın eti ile nimetlendirilmeleri ve bu mucize karşısında sayısız hamd ü sena edip Hak Tealaâya şükredecekleri yerde, âbu sofrada soğan, sarmısak yokâ diyerek onda bile kusur bulurlar. Anlaşılan ne emirlere karşı ne de nimetlere karşı eyvAllah diyerek bir teslimiyet göstermezler. Zaten bu gibi hususlarda çok fazla itiraz etmelerinden dolayı Cenab-ı Hakkâın Yahudi şeriatını çok ağır kıldığını söylemişlerdir. Kurâân-ı Kerîmâde ve hadis-i şeriflerde geçen bu ve benzeri misaller tecellileri eyvAllah ile kabullenemeyişin Mevlââsı ile kulu arasındaki muhabbet bağını nasıl kopma noktasına getirdiğini ibretle göstermektedir.
Dinî kaynaklarda ve kültürümüzde ahlâkî güzellikte numune teşkil edebilecek âbidevî şahsiyetlerin hep eyvAllahâın o tasdiki ruhuna ermeleriyle bu derecelere nail olduklarına işaret vardır.
İnsan birçok musibete âbenâ belasından, çekişmekten dolayı uğramaz mı? Başka bir ifadeyle inayet-i Hakâla, halkla yaşamayı kendisine şiar edinerek eyvAllahâı vird edinen kolay kolay gaflete, hırsa, kavgaya düşer mi? Adım adım benlikten kurtulmaya basamak olan eyvAllah, hak suretinde bâtılın ayrılmasına vesile olduğu gibi, haktan ve hak ilminden ayrı düşmeye de lâzım bir virddir. âKişi böylesi bir hakikat rehberine erişirse, eyvAllahâa iyi tutunmalı derâ sofiler. Hz. Mûsâ (as)ânın Cenâb-ı Hızır ile olan arkadaşlığı bu mevzuya pek güzel misal teşkil eder. Bir zata sormuşlar: âHer şeye eyvAllah, peki gafilin gafletine de mi eyvAllah?â Cevaben, âGaflete eyvAllahımız yoktur; fakat gafil bir kimse gördüğünde, âBu, benim halim de olabilirdi; ama Cenâb-ı Hak şu an beni muhafaza etti.â diye tefekkür edersin. Ve ibretle eyvAllah dersin.â demiş. âPeki, yanlış olan şeyi nasıl düzelteceğiz?â diye sormuşlar. O zat devamla, âKendi acizliğini hatırına getirerek karşısındakini ikna etmen daha kolay olur, sen kendi egonu aradan çıkarırsın, böylece sözünün tesiri olur.â diye cevaplamış. Cenâb-ı Pir Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (kds)ânin oğlu Sultan Veled, şahane bir beytinde bu güzellikleri özetlemiş:
âBize ne irs-ı peder, ne servet ü ne cah kalmıştır,
Şuûr-ı hikmete karşı bir eyvAllah kalmıştırâ
(Bizlere babamızdan maddi bir miras, büyük bir servet ve makam kalmadı.
Bizlere kalan (bunlardan çok daha kıymetli, bizleri evvelkilerin mevkiine erdiren) Hakkâın hikmet tecellilerini eyvAllahla karşılama hali kalmıştır.
Ailem Dergisi
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan