“Zinaya yaklaşmayın”
[b]Rivayete göre Bilâl, Suheyb, Salim, Mehca' ve Habbab gibi yoksul sahâbîler, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin yardımı ile geçinirlerdi. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz onlara verilecek bir şeyleri olmadığı zaman, mahcubiyetinden ötürü söyleyecek bir söz bulamaz, yüzünü başka tarafa çevirir, fakat onların ihtiyaçlarını gidermek için Cenab-ı Hakk'ın kendisine imkân vermesini dilerdi, işte bu âyet-i kerimede, Resûlullah (S.A.V.) Efendimize bu gibi insanlara bir şeyler veremeyecek bile olsa, hiç olmazsa: "ALLAH Teâlâ, bize de, size de bol rızık versin", "ALLAH Teâlâ sizleri mesut ve müreffeh kılsın" gibi sözlerle onların gönüllerini alması gerektiği hatırlatılmaktadır. "Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, kaybettiklerinin hasretini çeker durursun.
Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları çok iyi görür.
Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.
Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur."
Bu âyet-i kerimede "zina etmeyin" denilmeyip de "zinaya yaklaşmayın" buyrulması ilgi çekicidir. Buna göre yalnız zina değil, kişiyi zina etmeye sevk eden yollar da yasaklanmıştır. Esasen bir kere bu yollara tevessül edildikten, yani insanı zina etmeye zorlayan ve cinsî arzuları kabartan bir ortama girdikten sonra, artık, bu arzuların ağır baskısı karşısında iradenin gücü oldukça yetersiz kalır ve zinadan korunmak son derece güçleşir, insanın bu psikolojik zaafını dikkate alan Kur'an-ı Kerim, prensip olarak insanı kötülüklere sevk edici sebepleri ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Buna sedd-i zerîa prensibi denir.
"Haklı bir sebep olmadıkça ALLAH Teâlâ'nın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine hakkını alması için yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Zaten kendisine bu yetki verilmekle o, alacağını almıştır.
Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.
Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.
Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbinin nezdinde sevimsizdir." (İsra sûresi:22-38)
"De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızkını Biz veririz; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve ALLAH Teâlâ'nın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar ALLAH Teâlâ'nın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, ALLAH Teâlâ'ya verdiğiniz sözü tutun. İşte ALLAH Teâlâ size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
"Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi ALLAH Teâlâ'nın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için ALLAH Teâlâ size bunları emretti." (En'am sûresi:152-154)
En'am sûresinin bu 152, 153 ve 154. âyet-i kerimelerindeki bu on vasiyet, emirler ve nehiyler bütün peygamberlerin şeriatlarında muhkem olarak vardır. Bu teklif ve vasiyetlerin beşi emir, diğer beşi de yasak şeklindedir.
Mehmet Talu [/b]
Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları çok iyi görür.
Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.
Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur."
Bu âyet-i kerimede "zina etmeyin" denilmeyip de "zinaya yaklaşmayın" buyrulması ilgi çekicidir. Buna göre yalnız zina değil, kişiyi zina etmeye sevk eden yollar da yasaklanmıştır. Esasen bir kere bu yollara tevessül edildikten, yani insanı zina etmeye zorlayan ve cinsî arzuları kabartan bir ortama girdikten sonra, artık, bu arzuların ağır baskısı karşısında iradenin gücü oldukça yetersiz kalır ve zinadan korunmak son derece güçleşir, insanın bu psikolojik zaafını dikkate alan Kur'an-ı Kerim, prensip olarak insanı kötülüklere sevk edici sebepleri ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Buna sedd-i zerîa prensibi denir.
"Haklı bir sebep olmadıkça ALLAH Teâlâ'nın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine hakkını alması için yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Zaten kendisine bu yetki verilmekle o, alacağını almıştır.
Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.
Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.
Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbinin nezdinde sevimsizdir." (İsra sûresi:22-38)
"De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızkını Biz veririz; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve ALLAH Teâlâ'nın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar ALLAH Teâlâ'nın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, ALLAH Teâlâ'ya verdiğiniz sözü tutun. İşte ALLAH Teâlâ size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
"Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi ALLAH Teâlâ'nın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için ALLAH Teâlâ size bunları emretti." (En'am sûresi:152-154)
En'am sûresinin bu 152, 153 ve 154. âyet-i kerimelerindeki bu on vasiyet, emirler ve nehiyler bütün peygamberlerin şeriatlarında muhkem olarak vardır. Bu teklif ve vasiyetlerin beşi emir, diğer beşi de yasak şeklindedir.
Mehmet Talu [/b]
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan