BEN GÖSTERİŞİ SEVİYORUM YA SİZ

Hz. Ali'den gelen rivayette şöyle denilmiştir: 'Kıyamette Allah Teâlâ, âlimlere 'Sizin için mallar ucuza verilmez miydi? Size selâm verilmez miydi? Sizin ihtiyaçlarınız halk tarafından görülmez miydi?' der.
Sizin (bugün) ecriniz yoktur. Çünkü siz ecirlerinizi tastamam aldınız!21
Abdullah b. Mübarek, Vehb b. Münebbih'ten şöyle rivayet eder: Seyyahlardan bir kişi, arkadaşlarına 'Biz ancak tuğyandan (günahtan) korktuğumuz için mal ve evlatlardan ayrıldık. Oysa bu işimizde mal ve çoluk çocuk sahiplerinin başına gelen tehlikeden daha fazlasının bizim başımıza gelmesinden korkarız. Şöyle ki, birimiz başkasıyla karşılaştığında dindarlığından dolayı hürmet görmek ister. Bir ihtiyacını arzettiğinde dindarlığından ötürü görülmesini ister. Birşey. satın aldığında dindarlığından ötürü ucuz vermelerini ister" dedi. Bu haberleri, padişahın kulağına gittiğinde halktan bir cemaatle onları karşılamaya geldi. Oyleki dağ-ova insanlarla doldu.
Seyyah 'Bu nedir?' dedi. Denildi ki: 'Bu padişahtır. Seni karşılamaya geldi'. Bunun üzerine seyyah, hizmetçisine 'Bana bir yemek getir' dedi. Hizmetçi kendisine tere otu, zeytinyağı ile 'kelûbuşşecer' denilen ağaç özünden yapılan bir yemek getirdi. Başladı ağzının iki tarafını doldura doldura ve aceleyle hırslı hırslı yemeye...
Padişah 'Sizin arkadaşınız nerede?' diye sorunca 'İşte budur!' dediler. Padişah 'Nasılsın?' dedi. Seyyah 'Halk gibiyim!' (Başka bir rivayette: 'Hayır ve afiyetteyim!') dedi. Padişah 'Senin yanında hayır yoktur!' deyip onun yanından ayrıldı. Padişahın ayrıldığını görünce, seyyah şunları söyledi: 'Seni benden, aleyhimde olduğun halde uzaklaştıran Allah'a hamd u senalar olsun'.
Muhlisler daima gizli riyadan korkmuşlardır. Bunun için de salih amellerinden insanlara bahsetmemişler, fahiş hareketlerini gizlemekten daha fazla iyiliğini gizlemeye gayret etmişlerdir. Bütün bunları, halktan salih amellerini gizleyip, riyadan kurtulmak, kıyamet gününde halkın
21) Beyhakî, (Ebu Hüreyre'den)
gözü önünde Allah tarafından mükâfatlandırılmak için yapmışlardır. Zira Allah'ın kıyamette ancak riyadan hâlis olanı kabul ettiğini bilirler. Bilirler ki kıyamette şiddetli ihtiyaçları ve fakirlikleri vardır. Kıyametin mal ve evladın fayda vermediği bir gün olması da malûmlarıdır. O gün hiçbir baba evladının yerine ceza görmez. Sıddîklar ancak kendi nefisleriyle meşguldürler. Herbiri 'Nefsim, nefsim' diye feryad eder. Başkasına nasıl sahip çıkabilirler?