umutsuzluk neler yaptırıyor....

> > UMUTSUZLUK NELER YAPTIRIYOR...
Aylardır iş bulamayan
> > delikanlı artık önüne gelen her yere müracaat etmeye
> > başlamıştı.Hayvanat bahçesinin önünden geçerken
> > durdu ve 'neden olmasın' deyip, oraya da müracaat
> > etti.Olacak ya; bahçenin gözdesi goril önceki gece
> > ölmüştü ve bunu müşterilerden bu günlük gizlemeyi
> > başarmışlar dı.'Yeni gorilimiz gelene kadar, onun
> > postunu giyip goril taklidi yapabilir misin?' diye
> > sordular.Delikanlı önce şaka herhalde diye düşündü,
> > ama hayır adamlar gerçekten ümitsiz
> > görünüyorlardı.'Parada anlaşırsak yaparım'
> > dedi. Anlaşmaları uzun sürmedi.Ertesi sabah geldi,
> > hazırlanmış postu giydi, gorilin kafesine girdi ve o
> > güne kadar seyrettiği belgesellerden aklında kaldığı
> > kadarıyla goril gibi davranmaya başladı:Ara sıra
> > homurdanıyor, göğsünü yumrukluyor, dört ayak üzerinde
> > yürüyor, bir dala sıçrıyor, sallanıyor, seyircilerin
> > attığı meyveleri yiyordu. Birkaç gün sonra işine öyle
> > adapte olmuştu ki, daha yüksek dallara bile tırmanıyor,
> > daldan dala atlayabiliyordu.Ama son atladığı dalı
> > tutamadı, kafesini yan kafesten ayıran fensin üzerine
> > düştü, yıpranmış fens teli yırtıldı ve kendini yan
> > kafesin içinde buldu.Bu aslanın kafesiydi. Delikanlı
> > yutkundu, kelime-i şahadet getirdi. 'İmdat!' diye
> > bağırdı ama kendi sesini kendi bile duymadı. Korkudan
> > sesi kısılmıştı.Tekrar bağırdı. Eh! hiç olmazsa ke
> > ndi duymuştu.Önce neler olduğunu anlayamayan aslan
> > yavaşça yattığı yerden kalktı, delikanlıya doğru
> > ağır adımlarla yaklaştı.Seyirciler çığlık
> > çığlığa idi. Bir çocuk sanki goril anlayacakmış gibi
> > (!) 'tırman, fense tırman' diye bağırdı.Ama
> > korkudan gorilin sadece sesi kısılmamış, eli kolu da
> > felç olmuştu. Aslan affetmedi, geldi, önce pençesini
> > gorilin göğsüne dayadı, sonra başını başına
> > yaklaştırdı ve fısıldadı:'Kapa çeneni aptal! Beni
> > de işimden edeceksin'
> >