DİN İLMİ KUL EDER DÜNYA İLMİ KULA KÖLE EDER

Allahü teâlâya hamd ederiz. Onun Peygamberine duâ ve selâm ederiz. Oğlum! Sülûk konaklarını ve cezbe makamlarını geçtikten sonra, anlaşıldı ki, seyr ve sülûktan maksat, yâni tasavvuf yolculuğundan maksat, ihlâs makamına varmaktır. İhlâs makamına kavuşabilmek için, enfüsî ve âfâkî mâbutlara tapınmaktan kurtulmak lâzımdır. İhlâs, islâmiyetin üç kısmından birisidir. Çünkü, islâmiyet üç kısmdır: İlm, amel ve ihlâs. Görülüyor ki, tarîkat ve hakîkat, islâmiyetin bir kısmı olan, ihlâsı elde etmeye yarar, yâni islâmiyetin yardımcısıdır. Sözün doğrusu da budur. Ne yazık ki herkes bunu anlıyamıyor. Rü'yâlar ile, hayâller ile aldanarak kanaat ediyorlar. Çocuk gibi, ceviz meviz ile vakit geçiriyorlar. Böyle kimselerin, islâmiyetin üstünlüğünden, inceliğinden ne haberi olur? Tarîkatin ve hakîkatin ne olduğunu nasıl bilirler? İslâmiyeti cevizin kabuğu gibi bir örtü sanıp, cevizin özü, tarîkattir, hakîkattir derler. İşin iç yüzünü görememişler, aşktan, zevkten işittikleri, ezberledikleri sözlerle avunurlar. Ahvâl ve makamlara kavuşmak için can atarlar. Bunları birşey sanırlar. Allahü teâlâ bunlara, doğru yolu görmek nasip etsin. Bize ve size ve bütün sâlih kullarına selâmet versin! Âmîn.
Niçin kılmazsın, farz-ı sünneti?
Değil misin Muhammedin ümmeti? (Aleyhisselâm)
Anmazmısın, Cehennemi, Cenneti?
Îman sahibi kul böyle mi olur?