HER GÜNAHTAN SAKINMALI

Günahların hepsi Allahın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

“Çok küçük bir günahtan kaçmak, bütün cin ve insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir.”

Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde saklıdır. Bir günah yüzünden büyük azâba mâruz bırakabilir. Yüzbin sene ibâdet eden makbûl bir kulunu ebediyyen Cehenneme koyabilir. Meselâ ikiyüzbin sene itaat eden İblis, kibredip secde etmediği için sonsuz olarak Cehennemlik oldu. Âdem aleyhisselâmın oğlu, bir adam öldürdüğü için ebedî Cehennemlik oldu. Her duâsı kabul olan Belâm-ı Bâûrâ, bir günaha meylettiği için imansız gitti. “Onun gibiler köpek gibidir.” diye dillerde kaldı.

Kârun, Mûsa aleyhisselâmın akrabası idi. O kadar zengin idi ki, yalnız hazinelerinin anahtarlarını 40 katır taşırdı. Birkaç kuruş zekât vermediği için malı ile birlikte helâk oldu. Sa’lebe, sahâbe arasında çok ibâdet ederdi. Câmiden çıkmazdı. Bir kere sözünde durmadığı için, sahâbîlik şerefine kavuşamadı, imansız öldü. Peygamber efendimize, onun için duâ etmemesi emrolundu. Allahü teâlâ, bunlar gibi nice kimselerden, bir günah sebebiyle böyle intikam almıştır.

O hâlde her günahtan kaçmaya çalışmalıdır. Ufak bir günah işleyince; tevbe ve istiğfar etmeli, yalvarmalıdır. Günah işleyince ümitsizliğe kapılmamalı, hemen tevbe etmelidir. Mümin hem Allahın rahmetinden ümidini kesmemeli, hem de O’ndan çok korkmalıdır.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

“Müminin kalbinde korku ile ümit varsa, Allahü teâlâ onu umduğuna kavuşturur, korktuğundan da emin eder.”

Yani bir mümin, Allahın azabından korkar, rahmetinden de ümidini kesmez, haramlardan kaçıp ibâdetlerini yapmaya çalışırsa, Cennete gider.