Günahlardan nasıl korunabiliriz?
Kimi zaman insan, günahlara düşerek, kimi zaman da şeytanın zehirli oklarının tesiriyle, Allah’ın rızasına giden yoldan geri kalabiliyor. Peki, bunlardan kendimizi nasıl koruyabiliriz?
İnsan, günahlardan ve şeytanın zehirli oklarından ancak Allah’ın kelamı, emir ve nehiyleri ve Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin hadis-i şerifleriyle korunabilir. Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerine uyup; Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin hadis-i şeriflerini ve Evliyaların tavsiyelerini tatbik ettiğimiz zaman, şeytanın zehirli okları bizlere zarar veremez.
İnsan nasıl, zehirlense bile tedavi olduğunda, zehir ona zarar vermiyorsa biz, Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerle amel ettiğimiz zaman, günahlar da şeytanın hile ve tuzakları da bize zarar veremez.
Şeytan, cehenneme bizi de yanında götürmek için daima çalışıyor. Bizlerin bu dünyada uyanık olup onun oyununa gelmememiz lazımdır. Bizler dünyaya bir sefer gelmişiz, ikinci sefer gelmeyeceğiz.
Görüyoruz ki, insan dünyaya müptela olduğu zaman, hakikaten (manevi olarak) hasta oluyor.
Bunun için Sâdât-ı Kiram şöyle tavsiye etmişlerdir: “Eğer ibadetin tadını kaybederseniz veya bir gevşeklikle karşı karşıya kalırsanız; hemen Allah dostlarının kitaplarına bakın veya diğer insanlarla, tasavvuf ehli, salih kimselerin sohbetini yapın (Evliyaullahın hal ve sohbetlerinden bahsedin).” İşte, gevşekliğin, gaflet uyuşukluğunun bir ilacı da budur.
İnsan günah üzere devam ede ede -Allah muhafaza- bir gün namazını da terk edebilir. Hakikat, şeytana da tamamen uyabilir.
Uyanık olalım, şeytanın elinde kuş gibi olmayalım. Samimi olup her şeyimizi Allah için yaparsak şeytan bizim gölgemizden dahi kaçar. Çünkü o zaman, Allah-u Zülcelal’in kuvveti, azameti ve yardımı bizimle beraber olur. Böyle olduğu zaman da şeytan önümüzde duramaz. Onun için namazlarımızda, zikrimizde bir gevşeklik meydana geldiği zaman, günahlara karşı meyilli olduğumuz zaman, samimi bir şekilde Allah-u Zülcelal’e tevbe edersek, Allah-u Zülcelâl bize yardımını, kuvvetini gönderecektir. Yeter ki rızası için ruhumuzu feda edeceğimizi bir görsün.
Böyle olduğu zaman, -inşaallah- bizi günahlardan daha çok muhafaza eder, salih amelleri yapmayı da bize nasip eder
alinti
İnsan, günahlardan ve şeytanın zehirli oklarından ancak Allah’ın kelamı, emir ve nehiyleri ve Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin hadis-i şerifleriyle korunabilir. Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerine uyup; Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin hadis-i şeriflerini ve Evliyaların tavsiyelerini tatbik ettiğimiz zaman, şeytanın zehirli okları bizlere zarar veremez.
İnsan nasıl, zehirlense bile tedavi olduğunda, zehir ona zarar vermiyorsa biz, Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerle amel ettiğimiz zaman, günahlar da şeytanın hile ve tuzakları da bize zarar veremez.
Şeytan, cehenneme bizi de yanında götürmek için daima çalışıyor. Bizlerin bu dünyada uyanık olup onun oyununa gelmememiz lazımdır. Bizler dünyaya bir sefer gelmişiz, ikinci sefer gelmeyeceğiz.
Görüyoruz ki, insan dünyaya müptela olduğu zaman, hakikaten (manevi olarak) hasta oluyor.
Bunun için Sâdât-ı Kiram şöyle tavsiye etmişlerdir: “Eğer ibadetin tadını kaybederseniz veya bir gevşeklikle karşı karşıya kalırsanız; hemen Allah dostlarının kitaplarına bakın veya diğer insanlarla, tasavvuf ehli, salih kimselerin sohbetini yapın (Evliyaullahın hal ve sohbetlerinden bahsedin).” İşte, gevşekliğin, gaflet uyuşukluğunun bir ilacı da budur.
İnsan günah üzere devam ede ede -Allah muhafaza- bir gün namazını da terk edebilir. Hakikat, şeytana da tamamen uyabilir.
Uyanık olalım, şeytanın elinde kuş gibi olmayalım. Samimi olup her şeyimizi Allah için yaparsak şeytan bizim gölgemizden dahi kaçar. Çünkü o zaman, Allah-u Zülcelal’in kuvveti, azameti ve yardımı bizimle beraber olur. Böyle olduğu zaman da şeytan önümüzde duramaz. Onun için namazlarımızda, zikrimizde bir gevşeklik meydana geldiği zaman, günahlara karşı meyilli olduğumuz zaman, samimi bir şekilde Allah-u Zülcelal’e tevbe edersek, Allah-u Zülcelâl bize yardımını, kuvvetini gönderecektir. Yeter ki rızası için ruhumuzu feda edeceğimizi bir görsün.
Böyle olduğu zaman, -inşaallah- bizi günahlardan daha çok muhafaza eder, salih amelleri yapmayı da bize nasip eder
alinti
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan