Kimseye Muhtaç Olmama, Allahâın Es-Samed Güzel İsmi
Kimseye Muhtaç Olmama, Allahâın Es-Samed Güzel İsmi
Es-Samed, hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan; izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider anlamlarına gelir.
Allah (c.c.) doğurmamıştır. Doğrulmamıştır. Bütün varlık âlemi Oânun âOl!â emriyle yoktan yaratılmıştır. Nedenler zinciri ile varlıklar birbirlerine muhtaçtırlar. Canlı varlıklar yaşamak için birbirlerini yemek zorundadırlar. Biri diğerinin besin kaynağını oluşturur. Ayrıca her canlı varlık ölümlü olmasına karşın nesiller yolu ile varlığını devam ettirir. Ama Allah (c.c.) varlık dünyasına bağlı değildir. Oânun yemeye, içmeye, çoğalmaya ihtiyacı yoktur. O ezeli ve ebedidir. Zamanla kayıtlı değildir. Varlık dünyasının kanunları Oânu bağlamaz. Bundan dolayı Oânun varlığı ve varlığının devamı yaratılmış şeylere bağlı değildir. O hiçbir şeye muhtaç değildir.
Allah (c.c.) kullarının ibadetlerine de muhtaç değildir. Oysa varlıklar Oâna ibadet etmeye muhtaçtırlar. Bazı insanlar, Allahâın (c.c.) nasıl olsa bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur, düşüncesiyle hareket ederek ibadetlerinde ihmalkâr davranmaktadırlar. Bu büyük bir zulümdür. Zira tüm varlık âlemi insanın hizmetinde olarak yaratılmışken ve kendi hal dilleri ile Allahâı (c.c.) zikrederken insan Allahâa (c.c.) ibadet etmeyerek tüm bu nimetlere karşı nankörlük etmektedir. Bu elbette büyük bir cezayı gerektirmektedir. Çünkü her nimet kendi hal diliyle Allah (c.c.) indinde öyle bir insandan haklı olarak davacı olmaktadır.
Es-Samed güzel isminin hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan anlamı dışında bir de izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider anlamı da söz konusudur.
Kuran-ı Kerimâde es-Samed güzel ismi sadece bir yerde, İhlâs suresinde (Kulhu Vallahu Ahad Allahuâs-Samedâ¦) geçer. İhlâs riyanın zıddı olan bir kavramdır. İbadetlerde Allah (c.c.) rızası dışında başka bir amaç gözetmemektir. Nasıl es-Samed güzel ismi ile Allah (c.c.) kimseye muhtaç değilse, herkes Oâna muhtaçsa, kul da ibadetlerinde ihlâsla sadece Oâna yönelir. Oândan ister. Rızasını umar. Gösterişe düşmez. Allah (c.c.) dışında kimseden bir şey ummaz.
Son yıllarda es-Samed güzel ismindeki hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan anlamı âsomâ kelimesi ile ifade edilmeye çalışılmıştır. Som bilindiği üzere maddenin katıksız olarak bulunduğu durumdur. Som altın örneğinde olduğu gibi. Yüce Allah (c.c.) varlıklara ait olan her şeyden uzaktır. O Kendi Kendiâsine vardır. Kimseye muhtaç olmadığı gibi her şey de Oâna muhtaçtır.
Es-Samed güzel isminin kulda tecelli ettiği en önemli ibadet oruçtur. Oruç tutan bir Müslüman geçici de olsa belli bir süre yeme, içme, cinsel ilişki gibi nefsinin ihtiyaç duyduğu gereksinimlerden uzaklaşır. Bu hal Allahâın (c.c.) es-Samed güzel ismine uygundur. Ayrıca oruç içine riyanın karışması zor olan bir ibadettir. Allahâla (c.c.) kul arasında adeta bir sırdır. En ihlâslı ibadetlerden birisidir. Bu açıdan da orucun anlamı, Allahâın (c.c.) es-Samed güzel ismine yakındır.
Tasavvuf yoluna giren kişilerin ihlâsı yaşamaları ve insanlardan beklentilerini kırmaları için oruca değer vermeleri ve sünnet niyeti ile pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirmeleri onlara büyük yararlar sağlar. Bu günlerde işi olanlar, kaza niyeti ile tatil günlerinde oruç tutabilirler. Hadis-i şeriflere göre cuma ve cumartesinin tek olarak tutulmamaları, ikisi beraber veya bu günlerin önceki ve sonraki günlerinin de oruçlu olarak geçirilmesi gerektiğini de belirtelim. Yani bir kişi iki günü arka arkaya olmak üzere, cumartesi-pazar, perşembe-cuma veya cumartesi-pazar günleri de oruç tutabilir.
Orucu nafile niyeti ile tutmaktan ziyade kaza niyeti ile tutmak daha yararlıdır. Çünkü Kuran-ı Kerimâde orucun kazası da emredilmektedir. Dolayısıyla bu niyetle oruç tutanlar, hem borçlarını ödemiş olurlar hem de bir farzı yerine getirmenin sevabına kavuşurlar. Şayet üzerimizde oruç borcu yoksa da bazı oruçlarımız yara almış (gıybet, kötü söz, göz zinası vs. nedenleriyle) olabilir. İnşallah kaza niyeti ile tutulanlar bunların yerini alacaktır. İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s), Mektubatâının çok yerlerinde bir farzın yerini binlerce nafile ibadetin tutamayacağını belirtmişlerdir. Sünnetler de elbette nafilelerden çok üstündürler. Çünkü peygamberi (s.a.s) taklitle yapılan ibadetler, hem çok sevap getirirler hem de çok faziletlidirler. Hadis-i şerifte ifade edildiği üzere bu ahir zamanda bir sünneti ihyanın yüz şehit sevabı getirdiği unutulmamalıdır. Ayrıca sünnet niyeti ile tutulan oruçlar, sevap ve faziletlerin dışında peygamberin (s.a.s) zor zamanlardaki şefaatlerini de kapsarlar. Onun için (eğer üzerimizde oruç borcu yoksa) pazartesi ve perşembe günleri tutulan oruçları sünnet niyeti ile tutmakta büyük fayda vardır.
Es-samed zikri kulda ihlâsı ve gönül tokluğunu oluşturur. Allahâa imanı yakinleştirir. Bu açıdan belaları önleyici olduğu gibi rızkı da celbedicidir. Aynı şeyler oruç için de geçerlidir.
Oruçlar, gelebilecek hastalılara da kefaret olurlar. Hadis-i şerifte oruç sağlıktır diye buyrulması bundandır. Ahirette cehennem ateşine engel olacak en başlıca ibadet oruçtur. Onlarca hadis-i şerif orucun cehennem ateşine kalkan olacağını ve siper vazifesi göreceğini belirtmektedir. Her insanın mutlaka cehenneme uğrayacağı ise ayet-i kerime ile sabittir (Meryem suresi, 71). Çünkü Sırat köprüsü cehennem üzerine kuruludur. Bütün insanlar bu köprüden geçmek zorundadırlar. Tıpkı bazı katlarda duran asansör gibi Sırat köprüsü üzerindekileri cehennemin bazı katlarında ve kısımlarında boşaltacaktır. Müminler cennete bu köprü ile değişik hızlarda varacaklardır. Cehennem Allahın (c.c.) izni ile mümine tuttuğu oruçlar sayesinde tesir etmeyecektir. Ayrıca oruç kullara muhtaç olmayı engelleyicidir. İnsana içerisinde bulunduğu toplumda manevi olarak büyük bir itibar da kazandırıcıdır.
Allahâın bu güzel ismini zikrederken edebe çok dikkat etmelidir. Onun bu güzel ismini zikirle elde edilecek dünyevi yararlar düşünülmemelidir. Maksat bu güzel isme yaraşır bir şekilde yüce Allahâı övmek olmalıdır. âKim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz. (Şûrâ suresi, 20).â
Farz olan oruç dışında bazı sair günleri kaza, sünnet ve nafile oruçlarla süsleyen bir kişi üzerinde Allahâın Es-Samed güzel ismininin bu sözünü ettiğimiz faziletlerini Allahâın (c.c.) izni ile tecelli ettirecektir. Bu açıdan oruçlu iken bir miktar Es-Samed güzel isminin zikrini çekip bu güzel ismin anlamı üzerinde düşünmek ve Allahâı bu güzel ismi ile yürekten övmek dünya ve ahret yararlarına yol açtığı gibi oruç ibadetinin sır ve anlamlarını da kavramaya ve anlamaya yardımcı olacaktır.
Unutulmamalı ki, gerek oruç gerekse Es-Samed güzel isimlerinin manevi hediyelerinin en önemlisi ihlâstır. İhlâs ise tasavvufun elde etmek istediği temel amaçtır. İçerisinde bütün dünya ve ahret mükâfatlarını barındırır. Dinin temeli ihlâstır. Dinde ihlâs sahibi olmadığı zaman Allah korusun münafıklık tehlikesine düşeriz.
Allahâı dünyevi maksatlar için öven kişiler, dinin gayesinin ahret olduğu gerçeğini unutmuşlardır. Onlar ihlâstan hisse alamamışlardır. Maalesef Yahudiler bu duruma düşmüşlerdir. Onlar dünya için ahretlerini az bir dünya menfaati karşılığı satmışlardır. Dinlerini tahrif etmişlerdir. Allah ümmet-i Muhammedi bu afattan korusun. Âmin. âEn güzel isimler Allahâındır. O halde Oâna en güzel isimlerle dua edin. Oânun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, 180).â
Es-Samed güzel ismi ile kula düşen görev, Allahâın (c.c.) hiçbir şeye muhtaç olmadığını, herkesin Oâna muhtaç olduğunu düşünerek ibadetlere ihlâsla büyük önem vermektir.
Allah kendisini razı olacağı şekilde tanımamızı ve Oâna ibadet etmemizi ve her şeyden önce ihlâsı bizlere nasip eylesin. Âmin.
Muhsin İyi
Es-Samed, hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan; izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider anlamlarına gelir.
Allah (c.c.) doğurmamıştır. Doğrulmamıştır. Bütün varlık âlemi Oânun âOl!â emriyle yoktan yaratılmıştır. Nedenler zinciri ile varlıklar birbirlerine muhtaçtırlar. Canlı varlıklar yaşamak için birbirlerini yemek zorundadırlar. Biri diğerinin besin kaynağını oluşturur. Ayrıca her canlı varlık ölümlü olmasına karşın nesiller yolu ile varlığını devam ettirir. Ama Allah (c.c.) varlık dünyasına bağlı değildir. Oânun yemeye, içmeye, çoğalmaya ihtiyacı yoktur. O ezeli ve ebedidir. Zamanla kayıtlı değildir. Varlık dünyasının kanunları Oânu bağlamaz. Bundan dolayı Oânun varlığı ve varlığının devamı yaratılmış şeylere bağlı değildir. O hiçbir şeye muhtaç değildir.
Allah (c.c.) kullarının ibadetlerine de muhtaç değildir. Oysa varlıklar Oâna ibadet etmeye muhtaçtırlar. Bazı insanlar, Allahâın (c.c.) nasıl olsa bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur, düşüncesiyle hareket ederek ibadetlerinde ihmalkâr davranmaktadırlar. Bu büyük bir zulümdür. Zira tüm varlık âlemi insanın hizmetinde olarak yaratılmışken ve kendi hal dilleri ile Allahâı (c.c.) zikrederken insan Allahâa (c.c.) ibadet etmeyerek tüm bu nimetlere karşı nankörlük etmektedir. Bu elbette büyük bir cezayı gerektirmektedir. Çünkü her nimet kendi hal diliyle Allah (c.c.) indinde öyle bir insandan haklı olarak davacı olmaktadır.
Es-Samed güzel isminin hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan anlamı dışında bir de izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider anlamı da söz konusudur.
Kuran-ı Kerimâde es-Samed güzel ismi sadece bir yerde, İhlâs suresinde (Kulhu Vallahu Ahad Allahuâs-Samedâ¦) geçer. İhlâs riyanın zıddı olan bir kavramdır. İbadetlerde Allah (c.c.) rızası dışında başka bir amaç gözetmemektir. Nasıl es-Samed güzel ismi ile Allah (c.c.) kimseye muhtaç değilse, herkes Oâna muhtaçsa, kul da ibadetlerinde ihlâsla sadece Oâna yönelir. Oândan ister. Rızasını umar. Gösterişe düşmez. Allah (c.c.) dışında kimseden bir şey ummaz.
Son yıllarda es-Samed güzel ismindeki hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan anlamı âsomâ kelimesi ile ifade edilmeye çalışılmıştır. Som bilindiği üzere maddenin katıksız olarak bulunduğu durumdur. Som altın örneğinde olduğu gibi. Yüce Allah (c.c.) varlıklara ait olan her şeyden uzaktır. O Kendi Kendiâsine vardır. Kimseye muhtaç olmadığı gibi her şey de Oâna muhtaçtır.
Es-Samed güzel isminin kulda tecelli ettiği en önemli ibadet oruçtur. Oruç tutan bir Müslüman geçici de olsa belli bir süre yeme, içme, cinsel ilişki gibi nefsinin ihtiyaç duyduğu gereksinimlerden uzaklaşır. Bu hal Allahâın (c.c.) es-Samed güzel ismine uygundur. Ayrıca oruç içine riyanın karışması zor olan bir ibadettir. Allahâla (c.c.) kul arasında adeta bir sırdır. En ihlâslı ibadetlerden birisidir. Bu açıdan da orucun anlamı, Allahâın (c.c.) es-Samed güzel ismine yakındır.
Tasavvuf yoluna giren kişilerin ihlâsı yaşamaları ve insanlardan beklentilerini kırmaları için oruca değer vermeleri ve sünnet niyeti ile pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirmeleri onlara büyük yararlar sağlar. Bu günlerde işi olanlar, kaza niyeti ile tatil günlerinde oruç tutabilirler. Hadis-i şeriflere göre cuma ve cumartesinin tek olarak tutulmamaları, ikisi beraber veya bu günlerin önceki ve sonraki günlerinin de oruçlu olarak geçirilmesi gerektiğini de belirtelim. Yani bir kişi iki günü arka arkaya olmak üzere, cumartesi-pazar, perşembe-cuma veya cumartesi-pazar günleri de oruç tutabilir.
Orucu nafile niyeti ile tutmaktan ziyade kaza niyeti ile tutmak daha yararlıdır. Çünkü Kuran-ı Kerimâde orucun kazası da emredilmektedir. Dolayısıyla bu niyetle oruç tutanlar, hem borçlarını ödemiş olurlar hem de bir farzı yerine getirmenin sevabına kavuşurlar. Şayet üzerimizde oruç borcu yoksa da bazı oruçlarımız yara almış (gıybet, kötü söz, göz zinası vs. nedenleriyle) olabilir. İnşallah kaza niyeti ile tutulanlar bunların yerini alacaktır. İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s), Mektubatâının çok yerlerinde bir farzın yerini binlerce nafile ibadetin tutamayacağını belirtmişlerdir. Sünnetler de elbette nafilelerden çok üstündürler. Çünkü peygamberi (s.a.s) taklitle yapılan ibadetler, hem çok sevap getirirler hem de çok faziletlidirler. Hadis-i şerifte ifade edildiği üzere bu ahir zamanda bir sünneti ihyanın yüz şehit sevabı getirdiği unutulmamalıdır. Ayrıca sünnet niyeti ile tutulan oruçlar, sevap ve faziletlerin dışında peygamberin (s.a.s) zor zamanlardaki şefaatlerini de kapsarlar. Onun için (eğer üzerimizde oruç borcu yoksa) pazartesi ve perşembe günleri tutulan oruçları sünnet niyeti ile tutmakta büyük fayda vardır.
Es-samed zikri kulda ihlâsı ve gönül tokluğunu oluşturur. Allahâa imanı yakinleştirir. Bu açıdan belaları önleyici olduğu gibi rızkı da celbedicidir. Aynı şeyler oruç için de geçerlidir.
Oruçlar, gelebilecek hastalılara da kefaret olurlar. Hadis-i şerifte oruç sağlıktır diye buyrulması bundandır. Ahirette cehennem ateşine engel olacak en başlıca ibadet oruçtur. Onlarca hadis-i şerif orucun cehennem ateşine kalkan olacağını ve siper vazifesi göreceğini belirtmektedir. Her insanın mutlaka cehenneme uğrayacağı ise ayet-i kerime ile sabittir (Meryem suresi, 71). Çünkü Sırat köprüsü cehennem üzerine kuruludur. Bütün insanlar bu köprüden geçmek zorundadırlar. Tıpkı bazı katlarda duran asansör gibi Sırat köprüsü üzerindekileri cehennemin bazı katlarında ve kısımlarında boşaltacaktır. Müminler cennete bu köprü ile değişik hızlarda varacaklardır. Cehennem Allahın (c.c.) izni ile mümine tuttuğu oruçlar sayesinde tesir etmeyecektir. Ayrıca oruç kullara muhtaç olmayı engelleyicidir. İnsana içerisinde bulunduğu toplumda manevi olarak büyük bir itibar da kazandırıcıdır.
Allahâın bu güzel ismini zikrederken edebe çok dikkat etmelidir. Onun bu güzel ismini zikirle elde edilecek dünyevi yararlar düşünülmemelidir. Maksat bu güzel isme yaraşır bir şekilde yüce Allahâı övmek olmalıdır. âKim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz. (Şûrâ suresi, 20).â
Farz olan oruç dışında bazı sair günleri kaza, sünnet ve nafile oruçlarla süsleyen bir kişi üzerinde Allahâın Es-Samed güzel ismininin bu sözünü ettiğimiz faziletlerini Allahâın (c.c.) izni ile tecelli ettirecektir. Bu açıdan oruçlu iken bir miktar Es-Samed güzel isminin zikrini çekip bu güzel ismin anlamı üzerinde düşünmek ve Allahâı bu güzel ismi ile yürekten övmek dünya ve ahret yararlarına yol açtığı gibi oruç ibadetinin sır ve anlamlarını da kavramaya ve anlamaya yardımcı olacaktır.
Unutulmamalı ki, gerek oruç gerekse Es-Samed güzel isimlerinin manevi hediyelerinin en önemlisi ihlâstır. İhlâs ise tasavvufun elde etmek istediği temel amaçtır. İçerisinde bütün dünya ve ahret mükâfatlarını barındırır. Dinin temeli ihlâstır. Dinde ihlâs sahibi olmadığı zaman Allah korusun münafıklık tehlikesine düşeriz.
Allahâı dünyevi maksatlar için öven kişiler, dinin gayesinin ahret olduğu gerçeğini unutmuşlardır. Onlar ihlâstan hisse alamamışlardır. Maalesef Yahudiler bu duruma düşmüşlerdir. Onlar dünya için ahretlerini az bir dünya menfaati karşılığı satmışlardır. Dinlerini tahrif etmişlerdir. Allah ümmet-i Muhammedi bu afattan korusun. Âmin. âEn güzel isimler Allahâındır. O halde Oâna en güzel isimlerle dua edin. Oânun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, 180).â
Es-Samed güzel ismi ile kula düşen görev, Allahâın (c.c.) hiçbir şeye muhtaç olmadığını, herkesin Oâna muhtaç olduğunu düşünerek ibadetlere ihlâsla büyük önem vermektir.
Allah kendisini razı olacağı şekilde tanımamızı ve Oâna ibadet etmemizi ve her şeyden önce ihlâsı bizlere nasip eylesin. Âmin.
Muhsin İyi
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan