Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı

Bizler inancımızı yaşarken, Kur’an merkezinden o kadar uzaklaşıp, hurafelerin etkisinde kaldık ki, bizlere öğretilen yanlış itikatları, Allah ın ayetleriyle anlatmaya, izah etmeye kalksanız bile, kabul görmez oldu. Çünkü Allah ın koyduğu, sınırların dışına çıktık.

Dini bir konuda konuşmak istediğinde, hemen öne sürdükleri, senin Arapça ilmin ne kadar ki din adına konuşabiliyorsun olmakta, böylece toplum susturulup, korkutulmaktadır. Böylece istedikleri inancı ve itikadı, topluma çok daha kolay kabul ettirebilmektedirler.

Lütfen şunu asla unutmayalım, Allah başka dillere tam olarak çevrilmeyen bir rehber gönderip, daha sonrada tüm kullarını bu kitaptan asla hesap sormaz. Birçok kez Allah ın yemin ederek, bu kitabı, bu dini sizler için kolaylaştırdım hükmünü lütfen unutmayalım, birilerin aldatmacalarına kanmayalım.

Elbette bu yanlışları yapmamızın asıl nedeni, Kur’an ın eğitiminden geçmek yerine beşerin, rivayetlerin, edindiğimiz velilerin eğitiminden geçmemiz, büyük etken olmuştur.

Allah Kur’an ın ipine sarılın, sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum dedikçe, bizler tam tersi düşüncelere inandırıldığımız için, Kur’an da her bilginin olmadığı, izah edilmediği fikrini kabul etmemiz, bizlerin inanılmaz yanlışlara yönlenmemize, inanmamıza neden olmuştur. Elbette bu yanlışlara inanmamız dinde bizlere, zorluklarda çıkarmıştır.

Bu yazımda sizlerin, üzerinde düşünmenizi istediğim konu, abdesti bozan şartlar nelerdir konusu üzerine olacak.

Allah Maide suresi 6 ve Nisa 43.ayetinde namaza başlamadan önce, nasıl abdest almamız gerektiğini, abdesti bozan durumları, açık bir şekilde anlatır. Ayrıca abdest in bozulma şartlarının örneklerini de verir, su bulamadığınızda bile ne yapmamız gerektiğini anlatır bizlere.

Abdest in bozulma hallerini, bu ayetlerden yola çıkarak, şunları söyleyebiliriz.

—Cünüpseniz, cinsel ilişkiye girdiyseniz temizlenin, yıkanın.
—Tuvaletten çıktığınızda yani küçük, büyük abdest yaptığınızda, namaza durmadan önce abdest alın.

Buradan da anlaşılıyor ki, Allah abdesti bozan durumları açıkça yazmıştır. Cinsel ilişki ve tuvalete girip ihtiyacımızı gördükten sonra, abdestin bozulduğunu, tekrar alınması gerektiği izah ediliyor.

Peki günümüzde bizlere, abdesti bozan şartlar olarak yalnız bunlar mı anlatıldı? Elbette her zaman olduğu gibi, her konuda yaptığımızı bu konuda da yaptık ve Allah ın rehberinde açıkça izah ettikleri, bizlere yetmedi, bunlarla yetinmedik ve emin olmadığımız bilgiler ışığında yapılan ilavelerle, Allah ın kolaylaştırdığı dini zorlaştırdık.

Bizlere öğretilen ve Allah ın asla abdesti bozan şartlar arasında saymadığı, iki konuyu gündeme getirmek istiyorum bu yazımda. Tabi bunlardan başka birçok ilaveleri de sayabiliriz. Her mezhepte bu ilavelerin farklı olduğunu da söyleyebiliriz. Yazımda gündeme getirmek istediğim, konu üzerinde konuşmak istiyorum.

—Uyumak ve yellenmek.

Uyumanın ve yellenmenin abdesti bozduğu anlatıldı bizlere. Ama bu bilgi ne yazık ki Kur’an dan onay almaz. Allah böyle bir hüküm vermemiştir. Gerçi günümüzde, Kur’an ın onayını arayan pek de yok zaten.

Yalnız Kur’an ile imanımızı yaşamayız, İslam ı tam olarak yaşayabilmemiz için, fıkıh kitaplarına da ihtiyacımız vardır diyerek, adeta Kur’an ı tek başına yeterli görmeyen bir toplum olduk.

Acaba bu tavrımıza Yüce Rabbimiz ne diyordur diye hiç düşündük mü? Hadi bir benzerini getirsinler bakalım, diyen Rahmanın zikrini hatırlatırım.

Kur’an da her şeyin olmadığına inandığımızda, elbette ucu açık, sonu gelmeyecek birçok dine ilavelere de inanmamız, bu durumda hiç zor olmayacaktır.

Allah abdestin bozulma şartlarını anlatırken, uyumanın ve yellenmenin abdesti bozduğunu söylememiştir. Kur’an da hiç bahsedilmediği halde, bizler bu konudaki ilavelere, söylenenlere inanmakta, birçok konuda yaptığımız gibi, bir sakınca- kusur görmemişiz, Çünkü Kur’an ın da bir sınırları olduğu, emin olmadığımız bilgilerden kaçınmamız gerektiği, öğretilmemiş bizlere.

Şimdi de bu konu ile ilgili rivayet hadislere bakalım. Acaba Allah ın koymadığı bir kuralı-hükmü koyarak, kendi nefsimize çıkardığımız zorluklara çareler, bakalım nasıl aramışız. Her nedense, bu rivayet hadisleri topluma anlatmazlar. Benim sizlere hatırlatmamın nedeni, üzerinde Kur’an ın ışığında düşünmeniz adınadır.

6106 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün) horlayıncaya kadar uyudu. Sonra kalkıp namaz kıldı.''
6107 - İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın o uykusu, kendisi yani Hz. Peygamber oturur iken olmuştur."

Aslında yukarıdaki örnek, çok dikkat çekici ve düşündürücüdür. Bizler Allah ın vermediği bir hükmü vererek, zorlaştırdığımız dini, daha sonra rivayetlerle esnetmeye çalışmamız, Kur’an ın sınırlarını aştığımızda olacaklara, güzel bir örnektir.

Eğer uyku abdest bozuyorsa, bunun yatarak ya da oturarak olmasının, farklı olduğunu söylemek, yaptığımız yanlışlara kılıf aramaktan öte gitmez. Bildiğiniz gibi, uyumanın abdesti bozduğunu söyleyenler, uyuduğumuzda kendimizden geçtiğimizi ve bu durumda farkında olmadan yellenebileceğimiz anlatılır.

Bu konu ile ilgili, rivayet hadislerden örnekler vermeye ve üzerinde düşünmeye devam edelim.

3648 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah'ın ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı:
(Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye:
"Bu sözü Enes'ten bizzat işittin mi?" diye sorulmuştu:
"Vallahi evet!" diye te'yid etti."
Müslim, Hayz 125, (376); Ebu Dâvud, Tahâret 80, (200); Tirmizi, Tahâret 58, (78).

3651 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)'ın anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ı secde halinde uyurken görmüş ve hatta Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) horlayıp solumuş, sonra kalkıp (abdest almadan) namaz kılmıştır.
İbnu Abbas der ki:
"Ey Allah'ın Resulü dedim, siz uyudunuz, (abdestiniz bozulmuş olmalı değil mi)?" Bana şu açıklamayı yaptı: "Abdest, yatarak uyuyana gerekir. Zira yatarak uyuyunca mafsalları rahâvet basar.''
Tirmizi, Taharet 57, (77); Ebu Dâvud, Tahâret 80, (202); Nesâi, Ezân 41, (2, 30).

Dikkat ederseniz aynı konuda, çok örnek var. Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Aslında biraz düşündüğümüzde, yaptığımız yanlışların dinde zorluklar çıkarmasının, bizlerde yarattığı etki-tepki çok net anlaşılıyor.

YAZI DEVAM EDİYOR