Ali İmran 78. Ayetin Dikkatimizi Çektiği Uyarıları

İnsan düşünen, özgür iradesi olan bir varlıktır. Onun içindir ki Allah, yaptıklarınızdan, sorgu suale çekileceksiniz der Kur’an da. Madem sorgu suale çekileceğimiz kitap Kur’an, gelin onun içinden çok dikkat çekici bir ayet üzerinde, birlikte düşünelim.

Bakın Yaradan ayetinde ne diyor ve bizlerin dikkatini nasıl çekiyor.

Ali İmran 78: Onlardan bir grup var ki, KİTAPTA OLMAYAN BİR ŞEYİ SİZ KİTAPTAN SANASINIZ DİYE, DİLLERİYLE KİTABI ÇARPITIRLAR VE ALLAH'TAN OLMADIĞI HALDE, “BU, ALLAH KATINDANDIR!” DERLER, böylece bile bile Allah hakkında yalanlar uydururlar.

Ayeti okuduğunuzda, sanırım daha önce öğretilenler geldi aklınıza. Ne öğretmişlerdi?

(Kur’an da din ve iman adına her bilgi yoktur, her şey Kur’an da yazmaz. Kur’an özet bilgileri içerir. İslam ı Allah ın emrettiği gibi tam ve doğru öğrenmek, yaşamak için, fıkıh kitaplarına bakmalıyız.)

Ne dersiniz, Allah ın ayetinde bizleri uyarısıyla, bugün bizlere öğretilen beşeri öğreti, bir birine uyuyor mu? Uymadığı gibi, verilen bilgiler, birbirinin tamamen tersi. Sizce kime inanacağımız çok açık değil mi?

Ayetten çıkaracağımız en önemli ders, Allah ın Kur’an da bahsetmediği, hüküm vermediği hiçbir konuda sorumlu olmadığımız ve bahsedilmeyen bir konuyu, hiç kimsenin dine ilave yapamayacağı, sorumluluk sınırlarımıza ilave edemeyeceği gerçeğidir. Ayrıca Kur’an da olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır diyenlere inanırsak, Allah a açıkça yalan uydurmuş, iftira atmış oluruz, bunu da lütfen unutmayalım.

Ayet üzerinde önce birlikte düşünelim. Din adına kendilerini yetkilendiren bazı kişiler, öyle guruplar vardır ki diyor Allah, benim gönderdiğim kitap, yani KUR’AN ın içinde olmadığı, hiç bahsedilmediği halde, bu kişiler sizlere çok farklı şeyleri, kendi çıkarları, nefislerinin etkisi ile Allah katından olmadığı halde, birçok konuda, bunlarda Allah katındandır derler diyor.

Bunu yaparken de, Allah ın ayetlerinin anlamlarını çarpıtırlar ki, siz benim hüküm vermediğim konuları da, Allah katından sanasınız diye, sizi aldatırlar diyerek, dikkatimizi çekiyor Rabbimiz.

Ayetin sonunda ise böyle insanlar, ALLAH A YALAN UYDURURLAR DİYOR. Tabi bu insanların mahşer günü halinin ne durumda olacağını, bir önceki ayetinde görebilirsiniz.

Okuduğumuz ayette Rabbimiz, üzerinde dikkatle durmamız gereken bir ışık yakıyor bize ve şunu anlatmaya çalışıyor.

Sizlere rehber olsun diye gönderdiğim Kur’an da, sorumlu olduğunuz, gerekli olan her şeyi açıkladım. Birileri çıkıp ta, bakın Kur’an da, şu ya da bu konuda sizin anlayabileceğiniz şekliyle, açıkça bir hüküm yok diyerek, bazı ayetlerin anlamlarını saptırarak, sizleri aldatmaya çalışırlarsa, sakın onlara inanmayın diyor.

Allah ben sizlere, Zühruf suresi 44. ayetinde, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye hüküm verdiysem, SÖZÜM HAKTIR, GERÇEKTİR BUNU UNUTMAYINIZ. Bu hükmü verdikten sonra, Kur’an da olmayan bir hükümden de, sizlerin sorumlu olacağınızı söyleyerek, bana iftira atanlardan yana sakın olmayınız. Bunu yapanları ebedi bir azap bekliyor diyerek, HAKKIN YOLUNUN YALNIZ KUR’AN DAN GEÇTİĞİNİ, APAÇIK ANLATIYOR BİZLERE AYET.

Allah Ali İmran 78. ayetinden bir ayet öncesinde, kitapta olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır diyerek, Allah a karşı taahhütlerini, menfaatleri karşılığı değiştirenler, yerine getirmeyenlerin ebedi azap içinde olacaklarını ve mahşer günü Allah bu insanların yüzlerine bile bakmayacağını, şimdiden bizlere bildiriyor.

Peki, Allah a karşı sözlerinde durmayarak, taahhütlerini yerine getirmeyenler kimler, isterseniz onu da düşünelim. Aslında Ali İmran 78. ayette onu açıklıyor ve diyor ki, bu insanlar kitapta hükmünü vermediğim halde, bunlarda Allah katındandır diyerek, başka ayetlerin anlamlarını saptıranlardır. Dikkat ediniz lütfen bunlar, ben Müslüman ım diyen insanlar.

İşte dostlar bu türlü sözleri söylemek, böyle bir inancın ardı sıra gitmek, bu kadar büyük bir günah. Ama Kur’an ile aramıza girenler, öyle bir duvar örmüş ki aramıza, bu kadar açık Allah ın gerçeklerini, yaptığımız yanlışları fark edemiyoruz.

Allah yardımcımız olsun. Toplum olarak gözler perdeli, kulaklar ve gönüller mühürlenmiş, yaşayıp gidiyoruz. Ömür bir ırmak misali, akıp gidiyor, bitti-bitecek. Lütfen yaptığımız yanlışları görebilmek için, elimize Allah ın nuru KUR’AN ı alalım ve anlayarak, düşünerek okuyalım, onun rehberliğiyle imanımızı yaşayalım. Onun ışığıyla aydınlanalım, beşerin rivayet ve sanı sözleriyle değil.

Sizce en garantili yol, bu değil mi? Siz Kur’an ı anlayamazsınız diyenlere lütfen inanmayalım, itibar etmeyelim. Çünkü Yüce Rabbimiz kullarının anlayamayacağı bir rehber gönderip, daha sonrada tüm kullarını ondan asla sorumlu tutmaz. Bunu da unutmayalım.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK