Güçlü Ve Sağlam Bir İmanın Yolu.....
Bugünkü yazımın konusu, Allah Kurâan ayetlerini, bizlerin hangi yöntemle anlamamızı ve hayatımıza geçirmemizi istiyor olacaktır.
Eğer rehberimiz Kurâan olduğunu söylüyor ve iman ediyorsak, Kurâan ı anlayabilmek için, Allah ın istediği yöntemi kullanmadığımız sürece Kurâan ı doğru anlayamayız.
Bu sorumuzu Kurâan a sormadan önce, şöyle bir soru soralım kendimize ve diyelim ki; Allah bizlere indirdiği ayetlerine, hiç düşünmeden inanmamızı ve kabul etmemizi mi istiyor, yoksa önerdiği başka bir yol var mı?
Sorduğum soruma eğer düşünmeden cevap verirsek, elbette Allah indirdiği ayetlerinin tamamına hiç kuşku duymadan iman etmemizi emretmiştir diyebiliriz?
Bu cevap kısmen doğru. Çünkü hiç kuşku duymadan, tüm ayetlerine iman etmemizi ister Rabbimiz. Tümüne iman etmediğimiz sürece de tam iman etmemiş sayar. Allah ayetleri doğru anlayabilmemiz için, önce ayetler üzerinde, ne yapmamızı özellikle ister? İşte bu kısmı çok ama çok önemli.
Ayetler üzerinde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı, yani körü körüne iman etmemizi değil, sorgulayan, düşünen daha sonra iman eden kullar olmamızı ister.
Şimdide bu yolu ve yöntemi neden önerir bizlere Allah, gelin onu birlikte düşünelim. Okulda öğretmenlerimiz fizik, kimya gibi dersleri önce sözlü olarak anlatır, daha sonrada deneylerini yaparak, bizzat ilmi olarak pratikte söylenenlerin doğruluğunu görürüz. Böyle olunca da o konuyu hiç unutmayız, çok daha iyi anlarız.
Bazı okullarda öğretmenler, bu türlü laboratuarların olmayışından yakınarak, aslında konuyu daha iyi anlayabilmeniz için, bunun deneyini laboratuarlarda yapmamız gerekir, diye yakınırlar hatırlarsanız öğretmenler.
Buradan şunu anlarız. Bir konunun akılda daha rahat kalması, unutulmaması için, üzerinde bilimsel çalışmalar yapmamız, araştırmamız ve düşünmemiz, bizlerin konuyu çok daha rahat anlamamızı ve hiç unutmamamızı sağlayacaktır.
Benzeri yolu Rabbimiz bizlere önermiş ve birçok ayetinde, bizlerin ayetler üzerinde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı isteyerek, sorgusuzca değil düşünerek, sorgulayarak yani araştırarak iman etmemizin daha sağlıklı, daha güçlü ve kalıcı bir iman sahibi olunacağının yolunu göstermiştir.
Sizlere bazı örnekler vermek istiyorum. Allah birçok ayetin sonunda bakın bizleri düşünmeye, aklımızı devreye sokmaya yönlendiriyor.
(Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. Düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak. Dileyen onu düşünüp öğüt alır.)
Yaradan bu yöntemle ne amaçlıyor olabilir? Bizlere düşünmeden, ayetleri tebliğ alan iman etsin diyebilir di? Neden düşünmemizi istiyor? Çünkü düşünen, aklını kullanan yaptıklarından emin olurda ondan. Allah ın tebliğinden emin olan, asla aldatılmaz, kandırılamaz. Düşünen batıl yolcusu olmaz.
Toplumda çok söylenen bir söz vardır. Eğitim şart deriz. Eğitim akılla olur, düşünen insan, eğitimli insandır, en az yanılan insanda düşünen insandır. İşte onun içindir ki Allah da, elçisi kanalıyla bizlere gönderdiği ayetler üzerinde, çok itinayla ama ayetleri bir bütün olarak düşünmemizi ve öyle iman etmemizi söyler. Hatta Allah bazı ayetlerinde, EY AKIL SAHİPLERİ diye hitap eder ve ANCAK AKIL SAHİPLERİ DÜŞÜNÜP İBRET ALIR diye de, düşünmenin aklını kullanmanın önemine işaret eder. Sizce düşündürücü değil mi?
Peki bizler günümüzde, bu yolu ve yöntemi kullanıyor muyuz? Ne yazık ki hayır. Günümüzde bizlere düşünmeden, körü körüne itaat etmenin, Allah emri olduğu öğretilmiştir.
Sizler Kurâan dan anlayamazsınız, veli insanlar anlar mantığı İslam a yerleştirildiği içindir ki, artık Kurâan ı okuyan Müslümanlar, anlayarak okumadıkları için, hem düşünme, aklını kullanma fırsatını kaçırmış, hem de Kurâan ı ilk elden, bizzat kendisinden öğrenme şansını kaçırmıştır. Böyle olunca da, Allah ın Kurâan ı anlamak için önerdiği yoldan da habersiz yaşayıp gidiyoruz.
Elbette geçmişte belli bir dönem, Allah ın emrettiği şekilde, düşünerek, araştırarak iman edilmiş böylece, İslam toplumlarından ilim adamları, âlimler çok daha fazla çıkmıştı. Fakat zamanla dine nifak sokanlar, Kurâan ın özünden uzaklaştırılan İslam toplumunun Kurâan ı terk ederek, emin olmadıkları bilgilerin ardına düşmesi nedeniyle, artık âlimleri, ilim adamlarını da içimizden çıkartamaz olmuşuz.
Allah Kurâan ı bakın kimler için doğruluk rehberidir diyor.
Mü min 54: O, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberidir.
Elbette düşünmeden itaat eden toplumlar, bazı kişilerin ya da bazı amaçlarını gerçekleştirmek isteyen toplumların işine de yaramış. Böylece güdülenmiş toplumlar yaratarak, istenildiği gibi kullanılmış ve kullanılmaktadır.
Lütfen dikkat eder misiniz yukarıdaki ayete. Kurâan akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberidir diyor. Bizlerse hala inatla, herkesin Kurâan ın muhkem ayetlerini anlayamayacağını söyleyerek, aslında ne derece aklımızı kullandığımızı da itiraf ediyoruz.
Sizce aklını kullanmadan, başkalarının aklıyla, fikriyle iman eden toplumlar, Allah ın istediği gerçek imanı yaşayıp, huzuru ve mutluluğu bulabilir mi? Bu yolu izleyerek Rahmanın yüzleri gülen kullarından olabilir miyiz sizce?
Yorum ve karar sizlerin. Her şey çok açık, elimizin altında Allah ın bizzat koruması altında Rabbin güneşi duruyor. İsteyen ona elini uzatır ve onun ipine sarılarak, onu anlamak için düşünür çaba gösterir. İsteyen sen ondan anlayamazsın diyenlerin sözüne uyar, imanını onların doğrultusunda yaşar.
Tüm gerçekleri, huzuru mahşerde göreceğiz. Şimdiden boşa konuşmanın hiçbir anlamı yok. Rabbimiz bizleri Kurâan dan hesaba çekeceğini söylüyor da, Andolsun biz, Kuran'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur diyorsa, sizce kime güvenmemiz gerektiği çok açık değil midir?
Günümüzde öyle fikirler vardır ki, Kurâan ın hükümlerinin tam tersi, velisi olmayan cennete gidemez, Kurâan ı anlayamaz ve İslam ı doğru yaşayamaz fikrine inanır. Hâlbuki Allah iman adına takip edeceğiniz, güveneceğiniz Rabbinizden size indirilendir der ve bizleri uyarır.
Araf 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Allah birçok ayetinde bu ve buna benzer uyarıları yapması, ne yazık ki bugün İslam toplumunda göz ardı edilir. Çünkü düşünerek, elde Kurâan onun rehberliğinde iman edilmiyor da ondan. Böyle olunca da sanı, rivayetler Kurâan ın önüne geçerek İslam yaşanmaktadır.
Ne yazı ki Kurâan, mahşer günü peygamberimizin ümmetine üzülerek söyleyeceği gibi, (KURâAN ÜMMETİM TARAFINDAN TERK EDİLDİ). Onun yerini, emin olmadığımız rivayetler aldı.
Kurâan ı bile rivayetlerle anlamanın yolunu seçtiysek eğer, sanırım İslam toplumu daha çok acı ve kederden kurtulamayacak demektir.
Dilerim Yüce Rabbimizden, İslam toplumu bu hatasını görebilmesine, yardımcı olsun. Yoksa işimiz çok ama çok zor. Allah aklını kullanmayarak iman edenlere, bakın ne yapacağını söylüyor.
Yunus 100: Allahâın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.
Ne der siniz, bugünkü İslam toplumlarının, neden bu halde olduğu sizce bu ayetle anlaşılmıyor mu? Ne yapıyorsak bizler ellerimizle yaparız. Allah ne yaparsanız onu veririm der. Yani, neye layıksak onu bulacağız.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Eğer rehberimiz Kurâan olduğunu söylüyor ve iman ediyorsak, Kurâan ı anlayabilmek için, Allah ın istediği yöntemi kullanmadığımız sürece Kurâan ı doğru anlayamayız.
Bu sorumuzu Kurâan a sormadan önce, şöyle bir soru soralım kendimize ve diyelim ki; Allah bizlere indirdiği ayetlerine, hiç düşünmeden inanmamızı ve kabul etmemizi mi istiyor, yoksa önerdiği başka bir yol var mı?
Sorduğum soruma eğer düşünmeden cevap verirsek, elbette Allah indirdiği ayetlerinin tamamına hiç kuşku duymadan iman etmemizi emretmiştir diyebiliriz?
Bu cevap kısmen doğru. Çünkü hiç kuşku duymadan, tüm ayetlerine iman etmemizi ister Rabbimiz. Tümüne iman etmediğimiz sürece de tam iman etmemiş sayar. Allah ayetleri doğru anlayabilmemiz için, önce ayetler üzerinde, ne yapmamızı özellikle ister? İşte bu kısmı çok ama çok önemli.
Ayetler üzerinde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı, yani körü körüne iman etmemizi değil, sorgulayan, düşünen daha sonra iman eden kullar olmamızı ister.
Şimdide bu yolu ve yöntemi neden önerir bizlere Allah, gelin onu birlikte düşünelim. Okulda öğretmenlerimiz fizik, kimya gibi dersleri önce sözlü olarak anlatır, daha sonrada deneylerini yaparak, bizzat ilmi olarak pratikte söylenenlerin doğruluğunu görürüz. Böyle olunca da o konuyu hiç unutmayız, çok daha iyi anlarız.
Bazı okullarda öğretmenler, bu türlü laboratuarların olmayışından yakınarak, aslında konuyu daha iyi anlayabilmeniz için, bunun deneyini laboratuarlarda yapmamız gerekir, diye yakınırlar hatırlarsanız öğretmenler.
Buradan şunu anlarız. Bir konunun akılda daha rahat kalması, unutulmaması için, üzerinde bilimsel çalışmalar yapmamız, araştırmamız ve düşünmemiz, bizlerin konuyu çok daha rahat anlamamızı ve hiç unutmamamızı sağlayacaktır.
Benzeri yolu Rabbimiz bizlere önermiş ve birçok ayetinde, bizlerin ayetler üzerinde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı isteyerek, sorgusuzca değil düşünerek, sorgulayarak yani araştırarak iman etmemizin daha sağlıklı, daha güçlü ve kalıcı bir iman sahibi olunacağının yolunu göstermiştir.
Sizlere bazı örnekler vermek istiyorum. Allah birçok ayetin sonunda bakın bizleri düşünmeye, aklımızı devreye sokmaya yönlendiriyor.
(Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. Düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak. Dileyen onu düşünüp öğüt alır.)
Yaradan bu yöntemle ne amaçlıyor olabilir? Bizlere düşünmeden, ayetleri tebliğ alan iman etsin diyebilir di? Neden düşünmemizi istiyor? Çünkü düşünen, aklını kullanan yaptıklarından emin olurda ondan. Allah ın tebliğinden emin olan, asla aldatılmaz, kandırılamaz. Düşünen batıl yolcusu olmaz.
Toplumda çok söylenen bir söz vardır. Eğitim şart deriz. Eğitim akılla olur, düşünen insan, eğitimli insandır, en az yanılan insanda düşünen insandır. İşte onun içindir ki Allah da, elçisi kanalıyla bizlere gönderdiği ayetler üzerinde, çok itinayla ama ayetleri bir bütün olarak düşünmemizi ve öyle iman etmemizi söyler. Hatta Allah bazı ayetlerinde, EY AKIL SAHİPLERİ diye hitap eder ve ANCAK AKIL SAHİPLERİ DÜŞÜNÜP İBRET ALIR diye de, düşünmenin aklını kullanmanın önemine işaret eder. Sizce düşündürücü değil mi?
Peki bizler günümüzde, bu yolu ve yöntemi kullanıyor muyuz? Ne yazık ki hayır. Günümüzde bizlere düşünmeden, körü körüne itaat etmenin, Allah emri olduğu öğretilmiştir.
Sizler Kurâan dan anlayamazsınız, veli insanlar anlar mantığı İslam a yerleştirildiği içindir ki, artık Kurâan ı okuyan Müslümanlar, anlayarak okumadıkları için, hem düşünme, aklını kullanma fırsatını kaçırmış, hem de Kurâan ı ilk elden, bizzat kendisinden öğrenme şansını kaçırmıştır. Böyle olunca da, Allah ın Kurâan ı anlamak için önerdiği yoldan da habersiz yaşayıp gidiyoruz.
Elbette geçmişte belli bir dönem, Allah ın emrettiği şekilde, düşünerek, araştırarak iman edilmiş böylece, İslam toplumlarından ilim adamları, âlimler çok daha fazla çıkmıştı. Fakat zamanla dine nifak sokanlar, Kurâan ın özünden uzaklaştırılan İslam toplumunun Kurâan ı terk ederek, emin olmadıkları bilgilerin ardına düşmesi nedeniyle, artık âlimleri, ilim adamlarını da içimizden çıkartamaz olmuşuz.
Allah Kurâan ı bakın kimler için doğruluk rehberidir diyor.
Mü min 54: O, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberidir.
Elbette düşünmeden itaat eden toplumlar, bazı kişilerin ya da bazı amaçlarını gerçekleştirmek isteyen toplumların işine de yaramış. Böylece güdülenmiş toplumlar yaratarak, istenildiği gibi kullanılmış ve kullanılmaktadır.
Lütfen dikkat eder misiniz yukarıdaki ayete. Kurâan akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberidir diyor. Bizlerse hala inatla, herkesin Kurâan ın muhkem ayetlerini anlayamayacağını söyleyerek, aslında ne derece aklımızı kullandığımızı da itiraf ediyoruz.
Sizce aklını kullanmadan, başkalarının aklıyla, fikriyle iman eden toplumlar, Allah ın istediği gerçek imanı yaşayıp, huzuru ve mutluluğu bulabilir mi? Bu yolu izleyerek Rahmanın yüzleri gülen kullarından olabilir miyiz sizce?
Yorum ve karar sizlerin. Her şey çok açık, elimizin altında Allah ın bizzat koruması altında Rabbin güneşi duruyor. İsteyen ona elini uzatır ve onun ipine sarılarak, onu anlamak için düşünür çaba gösterir. İsteyen sen ondan anlayamazsın diyenlerin sözüne uyar, imanını onların doğrultusunda yaşar.
Tüm gerçekleri, huzuru mahşerde göreceğiz. Şimdiden boşa konuşmanın hiçbir anlamı yok. Rabbimiz bizleri Kurâan dan hesaba çekeceğini söylüyor da, Andolsun biz, Kuran'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur diyorsa, sizce kime güvenmemiz gerektiği çok açık değil midir?
Günümüzde öyle fikirler vardır ki, Kurâan ın hükümlerinin tam tersi, velisi olmayan cennete gidemez, Kurâan ı anlayamaz ve İslam ı doğru yaşayamaz fikrine inanır. Hâlbuki Allah iman adına takip edeceğiniz, güveneceğiniz Rabbinizden size indirilendir der ve bizleri uyarır.
Araf 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Allah birçok ayetinde bu ve buna benzer uyarıları yapması, ne yazık ki bugün İslam toplumunda göz ardı edilir. Çünkü düşünerek, elde Kurâan onun rehberliğinde iman edilmiyor da ondan. Böyle olunca da sanı, rivayetler Kurâan ın önüne geçerek İslam yaşanmaktadır.
Ne yazı ki Kurâan, mahşer günü peygamberimizin ümmetine üzülerek söyleyeceği gibi, (KURâAN ÜMMETİM TARAFINDAN TERK EDİLDİ). Onun yerini, emin olmadığımız rivayetler aldı.
Kurâan ı bile rivayetlerle anlamanın yolunu seçtiysek eğer, sanırım İslam toplumu daha çok acı ve kederden kurtulamayacak demektir.
Dilerim Yüce Rabbimizden, İslam toplumu bu hatasını görebilmesine, yardımcı olsun. Yoksa işimiz çok ama çok zor. Allah aklını kullanmayarak iman edenlere, bakın ne yapacağını söylüyor.
Yunus 100: Allahâın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.
Ne der siniz, bugünkü İslam toplumlarının, neden bu halde olduğu sizce bu ayetle anlaşılmıyor mu? Ne yapıyorsak bizler ellerimizle yaparız. Allah ne yaparsanız onu veririm der. Yani, neye layıksak onu bulacağız.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan