İdrar Sıçraması Kabir Azabına mı Neden Olur?

Bugün yazımda, peygamberimizin söylediği iddia edilen, bir hadisi üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Peygamberimiz aşağıdaki sözleri, sizce söylemiş olabilir mi?

6063 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kabir azabının çoğu SİDİK sebebiyledir."

İdrar sıçramasından kaçının. ÇÜNKÜ KABİR AZÂBININ ÇOĞU, İDRAR SIÇRAMASINDAN OLMAKTADIR.

Gelin bu sözler üzerinde, birlikte düşünelim. Bu bilgiler eğer gerçekten doğru ise, Kur an mutlaka bu bilgiyi bizlere vermiş olması gerekmez mi? Çünkü Rabbimiz ne diyordu hatırlayalım.

Zuhruf 44: Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve SİZ ONDAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ.

Dikkat ederseniz ayette Allah, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, Kur’an dan hesaba çekeceğim diyor. Allah böyle bir hüküm verdikten sonra, sizce Kur’an da hiç bahsedilmeyen, örneği bile verilmemiş bir hükümden sorumlu tutup, azap verir mi?

Allah Kur’an da birçok kez tekrar ederek, yemin olsun ki Kur’an ı, sizler için kolaylaştırdım der. Bu hükmü veren Rabbimiz, bizlerin farkında olmadan, elbisemize damlamış ya da sıçramış olan idrardan sorumlu tutup, bizlere sizce azap eder mi? Çünkü hiç kimse kasıtlı olarak, idrarını üzerine sıçratmaz. Kasıtlı olmadan yapılan hiç bir şeyden, Rabbimiz bizleri sorumlu tutmayacağını da söylüyorsa, sizce peygamberimiz böyle bir söz söylemiş olabilir mi?

İşte bizler İslam ı, kendi nefsimizde böyle zorlaştırıyor ve adeta korku dini yaratıyoruz. Bunlar doğru olamaz, elimizdeki Kur’an bu bilgileri onaylamıyor diyenleri de, dinden çıkmakla suçlayabiliyoruz.

Lütfen şöyle düşünün, erkek ya da kadın idrarını yaptıktan sonra, kiloduma benim hiç idrar damlamıyor, ben çok dikkatliyim diyen var mı aramızda? Bunu söylemek hiç mümkün değil. HELE YAŞI İLERLEMİŞ, ERKEK YA DA KADININ, BUNDAN NEREDEYSE KAÇIŞI HİÇ YOK DİYEBİLİRİZ. Bu durumda nasıl olurda bu söylenenlere inanırız ve toplumu tedirgin ederiz. Bu güzelim dinimizi, Allah ın vermediği bir hükümle, nasıl olurda toplum içinde korku salarız. Bunun vebalini hiç mi düşünmüyoruz?

Peygamberimiz bakın neler söylemişti hatırlayalım.

BENDEN KUR'AN DIŞINDA BİR ŞEY YAZMAYIN. Kim, benden Kur'an dışında bir şey yazmışsa, onu imha etsin."
Muslim-Zuhd/72(3004) /4137 Ebu Davud-İlm/3(3647) /4136 Musned-c.3/12,21,39 Darimi-Mukaddime/42

4106 - El-Muttalib İbnu Abdillah İbni Hantab radıyallahu anh anlatıyor: "Zeyd İbnu Sabit Hz. Muaviye radıyallahu anhüma'nın yanına girmişti. Hz. Mu'aviye ona bir hadisten sual etti. Zeyd de hadisi ona söyledi. Hz. Muaviye (orada hazır bulunan bir adama) hadisi yazmasını emretti. ZEYD MÜDAHALEDE BULUNARAK RESÛLULLAH ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM, HADİSLERİNDEN HİÇ BİR ŞEY YAZMAMAMIZI EMRETMİŞTİ" dedi. Bunun üzerine Hz. Muaviye yazılanı derhal imha etti."
Ebu Davud, İlm 3, (3647).

5176 - Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Benim hakkımda yalan söylemeyin. ZİRA BENİM ÜZERİME YALAN UYDURAN CEHENNEME GİRER."
Buhâri, İlm 38; Müslim, Mukaddime 1, (1); Tirmizi, İlm 8, (2662).

Bu sözlerin, peygamberimize ait olduğuna inanan bir Müslüman, Kur’an da asla bahsedilmeyen, tek kelimesi bile geçmeyen, İDRARIN KABİR AZABINA NEDEN OLDUĞUNU, PEYGAMBERİMİZİN ASLA SÖYLEMEYECEĞİNİ ÇOK İYİ BİLİR ve bunu söyleyenlere inanmaz. Buna inanmak, peygamberimize iftira atmaktır, lütfen unutmayalım. Kabir azabı konusu da ayrıca, yine Kur’an çizgisinde araştırılmalı ve üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir konudur, onu da belirtmek isterim.

Peygamberimizin yaşadığı devri ve O toplumun yaşadığı şartlarını hatırlayınız lütfen. Evlerde ne su var, nede tuvalet. Büyük tuvalet yapma ihtiyacı duyulduğunda, genelde su bulamadıkları zaman taşlarla taharetlendiklerini, bizlere ulaşan bilgilerden öğreniyoruz. Sormak isterim, büyük abdestini yapan bir insan, taşlarla günümüze göre, ne kadar temiz taharetlenebilir? BU KONUDA SUSKUN KALAN VE HİÇ BİR ŞEY SÖYLEMEYEN BİZLERİN, İDRAR KONUSUNDA BU DERECE FARKLI FİKİRLERE İNANMASINI, SİZLERİN DİKKATİNİZE SUNUYORUM.

Kur’an akıl ve mantık dinidir ve bizlere örneklerle öğüt verir. BİZLERİN TEMİZ, TERTİPLİ İNSANLAR OLMAMIZI İSTER. Bunu yaparken sert bir üslup kullanmaz. Yemin ederek, sizler için kolaylaştırdım dediği kitabı, dini asla zorlaştırarak yaşanmasını istemez.

Kur’an öğretisinden uzak kalıp, batıl ve sanı ile dini yaşayan İslam toplumları, kendilerince gördükleri yanlışları, dini kendi nefislerinde yönlendirmek, şekillendirmek istemiş, böylece ne yazık ki peygamberimizin asla söylemesi mümkün olmayacak sözleri, ona mal ederek söylemişlerdir. TÜM BUNLARI, BELKİ TOPLUMUN İYİLİĞİ İÇİN YAPMAYA ÇALIŞSALAR DA, TOPLUMUN İÇİNDE BU SÖZLERİN, ZAMANLA ÇOK DAHA FARKLI ANLAMLARA BÜRÜNMESİNİ DE ENGELLEYEMEMİŞLERDİR.

İdrar elbette insan üzerinde, hiç istenmeyen bir pisliktir. Böyle bir durumda hemen silmeli, temizlemeliyiz. Bunu zaten her aklı başında insan yapar. Bundan ve BUNA BENZER TÜM PİSLİKLERDEN SAKINMALIYIZ. Çünkü bir Müslüman Allah ın huzuruna durduğu zaman, her haliyle tertemiz olmalıdır.

Tüm bunları söylerken, bir konuya dikkat çekip ve o konu üzerinde korku salarak değil, genel anlamda her türlü pislikten uzak kalarak, temiz bir insan olmanın koşullarını kendimize oluşturmalıyız. Çünkü Kur’an bizlerin, böyle olmamızı ister.

Bir şeyin günah olduğunu ve onu yapanların cezalandırılacağına yalnız Allah hükmeder. Bunun dışında kural ve hüküm koyan yoktur, lütfen bunu unutmayalım. Yazımızın başında bir ayet hatırlatmıştık, SİZLERİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM diye. Bu hükmü Allah verdiyse, Kur’an da olmayan hiçbir konudan hesap sormayacağını, aklımızdan çıkarmamalıyız.

Allah birçok ayetinde, peygamberimizin topluma yalnız Kur’an ile hükmetme görevini aldığını açıkça söyler. Bizlerin Kur’an ın ipine sarılmamız gerektiği konusu üzerinde de dikkatimizi çeker ve emin olmadığımız bilginin de ardından gitmemizi yasaklar. Yine peygamberimizde, kendi adına bazı sözlerin söylenmesi konusunda, bizlerin çok dikkatli olmamız adına bizleri uyarır. Ve ben söylemediğim halde, bu peygamberin sözüdür diyenlerin, cehenneme gideceklerini de bizlere bildirir. Onun içindir ki bizlere düşen, her söylenene inanmadan, elimizde FURKAN, söylenenleri mutlaka Kur’an süzgecinden geçirmeliyiz.

Bu titizliği gösteren, peygamberimizin yolunu izlemiş olur. Titiz davranmayan, her söylenene inanan ise, bir bilinmeyenin peşinden giderek, ebedi hayatını tehlikeye atanların ve pişmanlıklarını dile getirenlerin safında yer alır.

Dilerim yüce Rabbimizden, gönül gözleri Kur’an ile parlayan, gönülleri Kur’an nuruyla nurlanan, Rabbin halis azınlık kulları arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK