Özetle Ruhsal Zeka Bölümleri

[size=18px][color=blue]Özetle Ruhsal Zeka Bölümleri


Eğer ilahi iradenin nasıl takder ettiğini öğrenebilirsek, olay akışı içerisindeki konumumuzu kontrol edebiliriz.Ruhsal Zeka, Yaratıcının hikmetlerini tanımamıza, neyi niçin istediğini anlamamıza imkan verir.
Özetle Ruhsal Zeka Bölümleri
İNANMA GÜCÜ
İman yapma, şüphe yıkma gücüdür. İnanmadığınızı gerçekleştirmeye hazır değilsiniz ve tüm kimliğiniz inanmadığınıza karşı, yıkılamaz bir direnç gösterir. Ruhsal zekânın en önemli aracı imandır.
Başarabileceğinize ne kadar inanıyorsanız, başarma ihtimaliniz o kadar fazladır.
Çünkü inancınız ne kadar güçlüyse, a)ruhunuza o kadar güç verilecek; b)o kadar az emekle aynı işi yapabileceksiniz; c) çevresel faktörler o kadar yardımınıza koşacak; c) kaderiniz o ölçüde isteklerinize göre belirlenecektir.
GEREKÇE GÜCÜ
Ruhsal zekâ, “nasıl olacağına” değil, “niçin olacağına” bakar. Geleceğimizde ne olacağıyla ilgilenir; onun nasıl olacağı ise zihinsel ve duygusal zekamızın alanına girecektir.
“Neden isteklerim olmuyor, istemediklerime mahkum muyum?” diye sormadan önce, “Bunu niçin istiyorum?” diye sormalıyız. Çünkü hayatımıza girecek her olay, önce yaşama gerekçelerimiz açısından ayıklanacaktır.
Niyetlerimizle uyuşmayan isteklerimiz kabul edilmeyecektir. Kastımızla çelişen çabalarımızın sonucunu göremeyeceğiz. Başarımızı, “eylemlerimizin mükemmelliği” değil, “niyetlerimizin yüksekliği” belirleyecektir. Niyetlerimiz, yaşama gerekçelerimizdir.
Duygu gücümüzü tükettiğimizde, saatlerce uyuyan, oturan, okey oynamaktan başka bir şey yapamayan insanların durumuna düşeriz. Seyredende merak ve heyecan uyandırmayan hayat, onu yaşayanın kalbinde de donuk ve değersizdir. Duygusuz insanlar çalışamazlar; dolaysıyla da mutlu olamazlar; yani başaramazlar.
Madde özünde duygudur. Madde olarak algıladığımız eşyaların özde ve kaynakta madde olmadığını görmek şaşırtıcıdır. Hele keskin duyguların ve içtenliğin maddenin yapısını ve işleyişini ezip geçtiğini öğrenmek daha da ilginçtir.Madde duyguysa, duyguya hakim olan maddeyi de esareti altına alır. Duygu derinliği ruhsal gücün en önemli enerji aracısıdır.
ISRAR GÜCÜ
Çekirdeğin meyve olmasını bekler gibi ısrar edeceksiniz. Ruhsal Zekânın gerektirdiği ısrar, düşüncelerinizden ve duygularınızdan başlar, eylemlerinize yansır. Düşünmekte ve inanmakta ısrar edemeyen, davranmakta ısrar edemez. Israr yüz kiloyu kaldırma gücünüzü bin kiloya yükseltmez. Israrın asıl etkisi eylemlerinize değil, eylemlerinizin sonucunadır. Israr sayesinde on saat konuşmanın etkisini bin saat konuşmuş gibi arttırabilirsiniz.
Diğer tüm değişkenleri sabit sayarsak formül şudur: Başarı Düzeyi=Israr x Eylem. Eylem kapasitesi sınırlı, ancak ısrar kapasitesi sınırsızdır. Ruhsal Zekâ açısından ısrar en vazgeçilmez özelliktir. Israr başarının çarpanıdır; ısrarınız yoksa, diğer tüm imkanlarınız sıfırlanmıştır. Evren tarihi boyunca, ısrarsız bir tane başarı gösterilemez.
Aynı çalışmaları sürdürmekte zorlanabilirsiniz; ama, aynı şeyleri düşünmekte ve hissetmekte ısrar edebilirsiniz. Öncelikli ısrar, zihinsel ısrardır; ısrar içinizden ayrılmadığı sürece, tüm tutum ve davranışlarınızı yönetmeye devam eder.
Başarının gelişimi çoğu zaman bilinçli çabalara bağlı olmaz. Çocuğun zihnine bir düşünce çekirdeği ekersiniz ve yıllar onu besleyip büyütür. Zihninizde gelişenlerin bazıları böyle şeylerdir; her nasılsa oraya çekirdekler ekildi ve yıllar onları yeşertti. Zihninize bir düşüncenin ekilmesine izin verirsiniz; ona engel olmazsınız; yıllar geçer, sizi zorla değiştirdiğini görürsünüz.
En büyük meyve, bir hayata mal olan meyvedir. Domates yetişir, meyvesini verir ve ölür. Çoğu bitkiler meyvelerinin yenildiğine şahit olamazlar bile. En büyük insanlar, insanlığı ne kadar değiştirdiklerini Dünya gözüyle göremediler.
KANAAT GÜCÜ
Dünyaya yansıma biçimleri aynı, fakat iç anlamları arasında uçurumlar olan iki kelimeyle tanışın: Hırs ve kanaat. Kanaat, çılgınca istemek ve çalışmak; ama, elde edilen her sonuca razı olmaktır. Hırs da çılgınca istemek ve çalışmak; ama, hiçbir sonuçtan razı olmamaktır. Bu şaşırtıcı farkı kavrayamamak yüzünden kaybediyoruz.
RUHSAL ETKİLEŞİM GÜCÜ
Varlığın bir tarafı yaratan, diğer tarafı yaratılandır. Yaratan ezeli; yaratılan, sonradandır. Yaratılanlar alemini yani evreni iki boyutlu görüyoruz; her şey çift yaratıldığı gibi evren de çift yaratılmıştır: Madde evren (mülk, eşya, galaksiler), Ruhsal evren (Melekut, ruhlar, melekler).
Ruhsal evren, maddesel evrenin altına, derinlerine, içine veya arkasına yerleştirilmiştir. Maddesel evrene sıçrayan, somut evrende gözlemlenebilir her şey, soyut formlarıyla ruhsal evrende yaratılmıştır. Soyut evren, Güneşe bakan ayna gibi Yaratıcıya bakar; ayna Güneşin özelliklerini nasıl yansıtırsa, ruhsal evren de yaratıcının özelliklerini öyle yansıtır.
Ruhsal etkileşim süreçlerini keşfeden, maddesel etkileşimin ne kadar yüzeyde ve basit olduğunu kavrayacaktır. Asıl etkileyen güce sarılan, yüzeydeki güçlerden hiç etkilenmez. Ruhuyla hareket eden, maddeye meydan okur.
İLAHİ İRADE GÜCÜ
Tüm evren ilahi iradenin eseridir ve her şeyin son kararı ilahi iradeye dayanır. Yaratıcı irade, her şeyden bağımsız ve her şeyin sahibi olduğu halde, kararlarını ve tercihlerini rasgele ve “hikmetsiz şekilde” ortaya koymaz.
Eğer ilahi iradenin nasıl takder ettiğini öğrenebilirsek, olay akışı içerisindeki konumumuzu kontrol edebiliriz.Ruhsal Zeka, Yaratıcının hikmetlerini tanımamıza, neyi niçin istediğini anlamamıza imkan verir. Bilmemiz gereken şudur:
Kimse Yaratıcıya rağmen başarılı olamaz; kimse onun izin vermediği, yaratmadığı eylemler içerisinde yer alamaz. Şu halde, bizim Yaratıcı irade karşısındaki konumumuz nedir? Nasıl oluyor da başarılı oluyoruz? Nasıl oluyor da bazılarına sıra dışı destekler veriyor, bazılarının yollarına aşılmaz engeller koyuyor? Nasıl ve neden? Bu sorulara cevap bulan ruhsal zeka, İlahi iradenin alanına girerek, “niçin” yaptığını görecek, kendi üzerindeki hükümleri değiştirmek için de “gerekçelerin” içerisinde kendine bir yer seçebilecektir.

Ruhsal Zekada Neler Bulacaksınız?

15 Temmuz 2006

Başarırsanız, IQ'ya göre Ben yaptım dersiniz; EQ'ya göre Dostlarımızla yaptık diyeceksiniz. SQ ise size, Sınırsız Sahibimiz bizimle aynı şeyi istedi ve istediğimizi yarattı dedirtecektir.
Ruhsal Zekada Neler Bulacaksınız
Başarının Doğaüstü Boyutu
Türkiye'de basıldığından bu yana çok satanlar gurubunda yer alan bir kitapla tanışıyorsunuz: Ruhsal Zeka...
Ruhsal Zekayı keşfetmenin en iyi oylu, onu diğer temel zeka alanlarıyla karşılaştırmaktır.
İnsana sunulan en kapsayıcı zeka, ruhsal zekadır(SQ); sonra duygusal zeka(EQ) ve ardından zihinsel zeka(IQ) gelir.
IQ ve EQ, sıra dışı olayları, “tesadüf, şans, kaza” kavramlarıyla açıklar; kendiliğinden oluşan düzensizlikler zanneder. Ruhsal zeka, bu tür olayları, Sınırsız Bilinçle planlanan, en dikkat edilmesi gereken ilahi kararlar arasında görür.
IQ ve EQ’ya göre, yaratıkların duygusal tutumları doğaldır; “içgüdü” denilen, genetik, hormonsal veya açıklanamaz sevk edişlere dayanır. Ruhsal zeka bunların, binlerce ruhsal ilham kanallarından olduğunu bilir; insanları, evreni sürükleyen ilham kanallarını duyabilmenin yollarına yönlendirir.
Zorluklarla yüzleştiğinizde, IQ bileğinizin ve makinenizin gücüne; EQ bunların yanı sıra, duygusal cesaretinizin ve güveninizin gücüne; SQ ise, tüm bunlarla birlikte, evreni sürekli sürükleyen Sınırsız Kudrete dayanacaktır.
Bir sorundan kurtuluş yolu aradığınızda, IQ yalnızca nesnel aklınızı çalıştırır; EQ duyguları da analize dahil eder; SQ ise Yaratıcı Kudretin gerekçesini de dikkate almanızı sağlar. IQ imkansızlıkta takılır; SQ imkansızlıkla ilgilenmez.
Mutluluk aradığınızda, IQ şimdiki nesnelerden alacağınız cisimsel zevke odaklanır; EQ coşkuyu duygusal anlam ve derinlikte arar; SQ ise, mutluluğu, evren ötesi zamanla ve meleklerle yoğurarak anlamlandırır. Mutluluk ölçekleri arasında uçurumlar oluşur.
IQ size “Ben ne istiyorum?” şeklinde soracak; EQ, “Biz ne istiyoruz?” diyecek; SQ ise bunların yanında, Evrenin Yaratıcısını ve ruhsal evreni dikkate alacaktır.
IQ’ya göre mutluluk, zenginliktir, şöhrettir; müzik, eğlence… gibi “şimdiki anı dolduran” cisimsel zevklerdir. EQ’ya göre, duygusal anlamlardır; olayların zaman dışına taşan hissi boyutlarıdır. SQ’ya göre ise mutluluk, ister acılarda, isterse zevklerde, “coşturucu aydınlığa sürekli yol alıştır.” Ruhsal zekası güçlü ruh, zenginlikte ne kadar sevinçli ise, fakirlikte de o kadar mutludur. Ona göre, yaşamak, dünya cennetinde koşmaktır; ölmek ahiret cennetine uçmaktır.
IQ ve EQ, bilincinize sonlu bir hedef koyar; hedefe vardığınızda yarış biter. SQ ise hedefe sonsuzluğu koyar. Varmayı değil, ilerlemeyi önemser. SQ’nun hedeflediği başarı, tüm yolculuğun her noktasının tam arkasındadır. Yolculuğun neresinden öteki tarafa geçerseniz geçin fark etmez. İster liseyi bitiremeden, isterse de cumhurbaşkanı olduktan sonra…
Kıyamet kopuyor olsa, IQ sizi tepkisiz bırakır; EQ korkutur; SQ elinizdeki fidanı diktirmek için son saniyelerinizi yarıştırır.
Başarırsanız, IQ’ya göre “Ben yaptım!” dersiniz; EQ’ya göre “Dostlarımızla yaptık!” diyeceksiniz. SQ ise size, “Sınırsız Sahibimiz bizimle aynı şeyi istedi ve istediğimizi yarattı” dedirtecektir.
Bir şeyi sevmek istediğinizde, IQ, “Ben nasıl sevmek isterim?” dedirtecektir. EQ, “İnsanlar nasıl sevmemi isterler?” şeklinde soracak; SQ ise, “Hangi sevgi evrenselliğe uygundur?” şeklinde sorduracaktır.
IQ’ya göre, gelecekte olacakları yalnızca tahmin edebilirsiniz; EQ’ya göre sezinlersiniz; SQ’ya göre güçlü sezinler veya görürsünüz. IQ'ya göre yalnızca doğa yasalarına bağlısınız; SQ ise yerçekimine meydan okumanın kapısını açar.

Ruhsal Zekada Anlam Analizleri

19 Temmuz 2006

Okul arkadaşı bilmediği konuda yardım ister; aşırı işleri olduğunu uydurarak kabul etmez; oysa uzanıp TV izleyecektir. Gece su kesilir ve evi sular basar. Üşendiği için yardım etmemenin bedeli, uydurduğu gerekçeye uygun bir problem olmuştur.
Ruhsal Zekada Anlam Analizleri
Ruhsal Zekanın özelikle son bölümünde önemli anlam analizleri bulacaksınız. İki küçük bölümü buradan okuyabilirsiniz.
Anlam Analizleri
Yaratıcımızın bizden ne istediğini anlam analizleriyle çözümleyebiliriz. Şans neden yüzünüze gülüyor veya neden hep kaybediyorsunuz?
Neden engelleniyoruz? Aslında engelleniyor muyuz? Neden başarmakta zorlanıyoruz? Aslında zorlanıyor muyuz?
Koruyucu Kader Müdahaleleri
Bazı amaçlarımıza ulaşamamamız korunmamızdan kaynaklanabilir. Başarsaydık çok aleyhimize olacaktı: Satın aldığımız ev başımıza yıkılacaktı, seçilseydik milletimize ihanet edecektik. Eseflendiğimiz kimi engeller bizi kuşatan koruyucu meleklerden ibarettir.
Musa Peygamber (as) Tur dağına ibadete giderken, vücudunu kumlarla gizleyen bir adamla karşılaşır. Fakir adam, Musa(as)’dan Allah’ın kendisine elbise vermesi için dua etmesini ister. Peygamber(as) geri döndüğünde aldığı ilahi cevabı aktarır: “Haline şükret.”
Adam, iyilik isteyen bir kişidir; ama aynı anda bozgunculuğa eğilimli bir kişilik geliştirmiştir. Kendini tanıyıp bozgunculuğuyla savaşsaydı, toplum içine çıkacak elbise alabilirdi. Kaderinin onu elbisesiz bırakarak bozgunculuktan alıkoyduğunun farkında değil…
Cevaba öfkelenen adam, “Allah bana elbise vermiş mi de şükredeyim!” der. Oracıkta şiddetli bir fırtına kopar; kumlar savrulur ve uzak tepelerdeki kayaların ardına kaçmak zorunda kalır.
Bazıları kaderin amacını anlayamıyorlar; meydan okumaya kalkıyorlar. İntikam almak uğrunda öldürüp intihar ediyorlar. Onlar ruhlarını sonsuza kadar kahretmeyi seçtiler. Onların ruhsal zekaları sıfırdır.
İyi olmayı hak eden insanın içindeki kötülük eğiliminin açığa çıkması, gerekirse zorla engellenir. Kaderin bileğini bükemeyiz. Anlamak yerine isyan edenler kendi başlarını kırarlar.
Ruhsal zekası yüksek, yakışıklı bir genç tanırım. Karşı cinse eğilimi kendisini evlilik dışı ilişkilere zorluyor; fiziği bu tuzağa düşüşünü kolaylaştırıyordu. Zayıf yönünü fark eden genç, iradesini kaybetme korkusu içerisinde dua ediyordu.
Bir sabah cildinin estetiğinin sivilcelere kurban gittiğini gördü. Beş yıl mücadele ettiği bir hastalık, cildini ve psikolojisini mahvetmişti.
Artık eskisi gibi çekici değildi; güzel bayanlar kendisinden hoşlanmaz olmuşlardı. Kendisi de durumu kabullenmiş; böyle şeyleri düşünmekten kurtulmuştu.
Şöyle anlatıyor: “Kaderin sırrını ve ilahi hikmeti öğrendim. Tehlikeli bir zaafıma karşı bu şekilde korunduğumu fark ettim. Hastalığımla uğraşmayı terk ettim; asıl düşmanım olan zaafımla mücadeleye giriştim. İlginç şekilde kısa sürede hastalığımdan kurtuldum.”
Pahalı ayakkabısıyla komşusunu kıskandırmaya çalışan kadının ayak bileği, bastığı çukurda kırıldı. Babasının otosuyla caka satmak için Bağdat caddesinde hız yapan genç kaza yaptı. Herkes, niyetinin karşılığını yaşayacaktır.
Bu seçimi hep kaybediyorum: Kazansaydım, neyi kötüye kullanabilirdim? Fakirlikten çıkamıyorum: Çıkabilseydim, neleri yanlış yapabilirdim? Sürekli hastayım: İyileşseydim neleri ihmal ederdim? Keşfedin ve asıl onunla savaşın. Geleceğinizi değiştirecek ruhsal zeka budur.
Uyarıcı Kader Müdahaleleri
Yaşayacağımız bazı sorunlar Yaratıcımızın uyarıcılarıdır; bizi korumak istemesi nedeniyle vurduğu “şefkat tokatlarıdır.” Hedefe meşru olmayan bir yolla kestirmeden varmaya çalışanlar… temel hedeflerini unutanlar “şefkat tokadı” yiyebilirler.
“Şefkat tokadı” yerseniz, amacınızdan mahrum kalırsınız, ama telafi etme fırsatına da sahipsiniz: Adam tatil yolculuğunda, doğduğu şehirden geçerken, zaman kaybetmemek için annesini ziyaret etmeyi ihmal ediyor; şehrin çıkışında lastikleri patlıyor. Hatasını anlıyor ve geri dönüp annesini ziyaret ediyor.
Okul arkadaşı bilmediği konuda yardım ister; aşırı işleri olduğunu uydurarak kabul etmez; oysa uzanıp TV izleyecektir. Gece su kesilir ve evi sular basar. Üşendiği için yardım etmemenin bedeli, uydurduğu gerekçeye uygun bir problem olmuştur.
Kurtulmanın yolu, uyarıcıyı anlamak ve “ilahi iradenin reddettiği hatayı” düzeltmektir. Ruhsal zekamız “şefkat tokadını” çözümlememize yetmezse, tokat şiddetlenerek felakete dönüşecektir:
Adamın arabasına çarpıp kayboldular. Sonra evine hırsız girdi. Sonra da dükkanı yandı. Ardından boşandı ve sonra da intihar etti.
Radikal gazetesinde bir yüzbaşının 1999 yılında yaşadığı dramı okudum. Ailesini şiddetle rencide edecek bir yanlışa girişti. Ukraynalı bir revü kadınıyla birlikte oldu ve onun uğrunda ailesini terk etmeye hazırlandı:
Önce askeri lojmandan atıldı. Vazgeçmedi, ardından ordudan atıldı. Yine vazgeçmedi, başka musibetler takip etti. Ukrayna’ya gidip o kadınla evlendi. İki ay sonra birlikte Türkiye’ye dönerken, son darbeye takıldı: Trafik kazası geçirdiler ve ikisi de ölümün soğuk yüzüyle yüzleşti.[1]
Doğru hedefe yanlış yöntemlerle gidemezsiniz. Ruhsal zekanızla bakarsanız, tüm tarihin ardında, Kaderin Sahibinden gelen uyarıcılar okuyacaksınız.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Yüzbaşının ailesi böyle bir zulmü hak etseydi; cezası ebedi hayata ertelenebilirdi. Zalimlere zulmün karşılığı ertelenebilir; ama mazlumlara zulmedenlerin cezalandırılmaları yakındır. [/color][/size]
Dr. Muhammed Bozdağ

yetenek.com.

Özetle Ruhsal Zeka Bölümleri yorumları

  • Image Description
    dutkmd
    13.08.2007

    [size=18px][color=blue]Okuyucular Ruhsal Zeka Hakkında Neler Yazdı?


    Erol DİLEK, İstanbul: Ruhsal zeka hakkında ilk defa okuyorum. Beni bazen aldı götürdü. Bazen şaşırdım ve gerçekten çok etkilendim. Kendimi artık daha değerli hissediyorum.
    Okuyucular Ruhsal Zeka Hakkında Neler Yazdı?
    Okuyucu Yorumları
    Posta kutumuza ulaşan binlerce mektup ve yorum için teşekkürler. Tümüne cevap veremedik ve tümüne de buraya yer veremiyoruz. Yayınlanmasına izin verilenlerden bir kısmını özetleyerek ve tarafsız biçimde aşağıya aktarıyoruz.
    Murat ÖZDEK, Denizli: “Kitabınızda mutluluğu ve kanaati öğrendim. Şimdi kitabınızdan aldığım tadı başkalarının da almaları için kollarımı sıvayacağım.”
    Kürşat YÜCE, Bursa : “Kitabınızı iki kez okudum ve pek çok kişiye de tavsiye ettim. Kitabı okurken önemli yerleri çizmek istedim; bütün kitabı satır satır çizmeye başladığımı gördüm. Yeni çalışmalarınızda da başarılar diliyorum.”
    Zeynep Seda MOR, Sinop: “Farkında olmadığım bir çok şeyin farkına vardım. Zihnimde tutman gereken kısımları sık sık tekrarlayarak hayata geçirmeye çalışıyorum. Kitabı rehber hocamın tavsiyesiyle aldım, şimdide bir çok arkadaşıma tavsiye ettim; okumaya başlayanlar var. Bizi uyandıran, aydınlatan harika bir eser yazmışsınız. Muhammed Bozdağ’a teşekkürler.”
    Emine KÜÇÜKÇINAR, Konya: “Nobel edebiyat-bilim ödülünü hak eden bir kitap. Geçirdiğim nodüler guatr rahatsızlığımı ve operasyondan alınan bu olumlu neticeyi önce Allah’a, peygamber efendimize ve sonra da kitabınıza borçluyum. Sevdiğim insanlara özellikle tavsiye ediyorum. Fakat ödünç vermeye çekiniyorum. Kitapla aramda çok farklı bir manevi bağ oluştuğu için kaybetmekten çok korkuyorum. Yazılanların doğruluğuna inanıyor, bunu hayatımda yaşıyor ve uygulamaya çalışıyorum inşallah. Tebrikler ve teşekkürler.”
    Kibar AYAYDIN, Niğde: “Dilimize ve gönlümüze tercüman olduğunuz için teşekkür ediyorum. Kitabı okuduğum sıralarda çok yoğun bir duygu empatisine kapıldım; ruhumun pervaz ettiğini hissettim, Yüce Yaratıcının güzelliği düşüncesi karşısında göz pınarlarımın nasıl coştuğuna şahit oldum. Dışarıda kar yağıyor lapa lapa, müziğin ritmiyle ruhumun pervazlaştığına şahit oluyorum. Takdire şayan bir eser meydana getirmişsiniz. Bu tür eserlerin bereketli kaleminizden sudur etmesini dualarımla niyaz ediyorum. ”
    Mecbure İNAL, Bursa: “Ruhsal Zeka kitabınızı okuduğumdan beri işlerimi severek yapıyorum; çiçeklerimi sevgiyle, zevkle suluyorum. Bu duyguların ömür boyu terk etmemesi temennisindeyim.”
    Melih ARSLAN, Mersin: “Kitabınız çok ince bir düşüncenin eserini sergilemektedir.”
    Emel SEVİNÇ, Kocaeli: “Bu güne kadar pek çok kişisel gelişim kitabı okudum. Beni etkilediler; ama bu etkiler hep geçici oldu. Bu yüzden onları rafa kaldırdım. Şimdi ise sizin kitabınızı elimden bırakmıyor; tekrar tekrar okuyorum. Elime aldığım ilk günden beri inanılmaz değişiklikler yaşadım. Hiç bu kadar büyük olabileceğimi düşünmemiştim. Size en güzel dualarla teşekkür ediyorum.”
    Zeynep TAPAN, Ankara: “Gerçekten de bu güne kadar okuduğum pek çok kişisel gelişim kitabından çok farklı. İnşallah etkisi diğerleri gibi kısa süreli olmaz. Yalnız yazdıklarınızı hayatımızda uygulamaya çalışırken karşımıza çıkan caydırıcı dış etkilere karşı nasıl korunacağız? Bunları uygulamak ailemize ve yakın çevremize de bağlı değil mi? Sonuçta peygamberler kadar sabırlı değiliz ve olamayız. Ama tabii yazdıklarınızın çoğuna katılıyorum. İnşallah kitabı okuyan herkes radikal kararlar alıp uygulayabilir. Bu da Rabbimizin bunu dilemesine ve ‘ol’ demesine bağlı.”
    Serdar ÇALIŞ, Adıyaman: “Bu kitap gerçekten harika. Bu güne kadar kafamda oluşan bir çok soruya cevap veriyor. Kitap akıcılığı ve içerdiği bilgiler açısından son derece mükemmel. ”
    Filiz KARAGÜLMEZ Ankara: “Ben öncelikle eleştirimi yapayım: İlk başlarda defalarca yüzeysel bir şekilde elime alıp alıp bıraktım. İçimden sürekli bir şey, ‘bir iki satır oku yaa’ diyordu. Sonunda, önce gözlerimin neleri görmesi gerektiğini anladım. Düşüncelerimin nasıl düzeltileceğini ve kontrol edebileceğimi öğrendim. En önemlisi de kalbimin neler için çarpması gerektiğini öğrendim. Şu sözünüz sürekli zihnimde dolaşıyor: ‘Doğru hedefe yanlış yöntemlerle gidilmez.’… Hocam, inanın şimdi içimde küçük küçük alkışlar kopuyor ve bu coşkuyu size anlatabilmem mümkün değil. Hayırlı başarılar duasıyla, Allah sizden razı olsun diyorum.”
    Döney BERBER, Belirsiz: “Neden bu kitabı yıllar önce okumadım diyenlerdenim. Tekrar tekrar okuyorum. Sizin gibi yazarlara çok ihtiyacımız var. Çoğu kişinin kitaplarınızı okumaya ve yararlanmaya ihtiyacı var. Özellikle her şeyin hızla değiştiği günümüzde…”
    Erol DİLEK, İstanbul: “Ruhsal zeka hakkında ilk defa okuyorum. Beni bazen aldı götürdü. Bazen şaşırdım ve gerçekten çok etkilendim; çok basit bir yaşantım varmış. Kendimi artık daha değerli hissediyorum. Muhammed Bozdağ’a çok teşekkür ediyorum. Zaman zaman hayatım gözümün önünden geçti. Hatalarımı anladım ve onları tekrarlamamaya söz verdim. Şunu anladım ki neyi hak ediyorsak onunla karşılaşıyoruz. Kitabı herkese tavsiye edeceğim. Her okuyanın da tavsiye etmesini dileyeceğim. Tekrar tekrar teşekkürler.”
    Erol ÖZTÜRK Tunceli: “Coşkulanmamak, etkilenmemek ve kitabı konuşmamak elimden gelemiyor. Şimdi yediğim bir gofretin ambalajını çöp kutusu bulamadığım için atamıyor ve onu cebime koymayı tercih etmenin ne anlam taşıdığını daha iyi hissediyorum. Sokakta yürürken annesinin kucağında bana doğru bakan bebeğe gönderdiğin gülümsemeye bebeğin verdiği karşılığın bende meydana getirdiği coşkuyu daha iyi anlamlandırıyorum. “Gevezelik ediyorsun’ denilecek kadar kitaptan çok bahsediyormuşum. Beni bu kitapla tanıştıran arkadaşa teşekkür ettiğimde şaşırıp ne yapacağını bilemeden gülmüştü. Bu teşekkür yazana ve dahası yazdırana da gidiyor. Zannedersem, bu kitabı anlayıp hayatlarını anlamlandıranların oluşturacağı bir kuşak doğacaktır. Böylece tatminsiz, mutsuz ve ne istediklerini bilmeyen insanlar topluluğu olmaktan kurtulmamıza vesile olacaktır inşallah. ”
    Müge AKYOL, İstanbul: “Yaşamın bu kadar değerli hazinelerle var olduğunu, bizlerin birer muhteşem sanat eserleri konumunda olduğumuzu idrak etmek, varlığımızın anlamı üzerindeki ilahi sırların ayyuka çıkıp hayatlarımıza yansıması hepimizin miladı olmalı. Çalışmalarınızın ufku açık olsun. Benim hayatımın dönüm noktası olan kader anlayışını algılamam aydınlanmama sebep oldu. Benim aydınlığım, sizin gibi aydınlıkların vasıtası ile gerçekleşti. Görüşmek üzere.”
    Ünal GÖKSOY, İzmir: “Kitap yarıya kadar mükemmel; yarıdan sonrası da iyidir. Ben tecrübelerimi iki kitap haline getirmek üzerinde çalışıyorum… Kaç kişiye kişisel gelişim listesi yapmışsam en başa Düşün ve Başar kitabınızı yazardım şimdi ikinci sıraya Ruhsal Zekayı yazıyorum. Bir gün karşılaşırız inşallah. ”
    Tülay KOÇ, Hatay: “Bir okurunuzun dediği gibi, kitap hiç bitmesin istedim. Ben bir hekimim ve bu kitabı kas gevşetici ve ağrı kesici ilaçlarla birlikte reçete bile ettim. Çünkü gerçekten pek çok problemimize reçete oluyor. ”
    Hüdaverdi KARADEMİR, Ordu: “Kitabınızın yayınlanan bir çok kişisel gelişim kitabı gibi olduğunu düşündüm ilk önce. Ancak hiç tahmin etmediğim birinin elinde görünce göz atayım dedim. Gerçekten de sürükleyici, içten, her cümlesi çok özenle seçilmiş, ufuk açıcı bir kitap olarak okudum. Diğer çalışmalarınızı merakla bekliyorum.”
    Elif PEHLİVAN, Bursa: “Kitabı okurken, gerçekten içimden gelerek istediğim şeylerin gerçekleşmiş olduklarını frak ettim. Gerçekleşenleri ise gerçekleştikten sonra şükrünü unuttuğumu da fark ettim. ”
    N.Himmet AYDEMİR, Kayseri: “İnancın, samimiyetin insan başarısında bu kadar etkili olduğunu tahmin etmiyordum. Bu kitap sanki benim için yazılmış gibi hissettim. Kitaptan öğrendiklerimi öğrencilerime de anlatıyorum ve daha çok hayret ediyorlar. ”
    Mihriban ULUDAĞ, İstanbul: “Kitaplarınızı müşterilerimize tavsiye ediyoruz ve müşterilerimizden olumlu tepkiler alıyoruz. ”
    Pınar ZIMBA, Sakarya: “Kitabınızdan sonra eylemlerimin gerekçelerini daha çok tartmaya başladım; ruhsal bağlantıları daha iyi kurabiliyorum.”
    Satı YELEN, Çorum: “Kitabınız enfes. Kendimi kitabınızda buldum ve yeniden keşfettim diyebilirim.”
    Cevat BUĞDAY, Denizli: “Çok etkileyici ve yeni ufuklar açıcı buldum. Tekrar beş altı defa daha okuyarak hayatıma yön vermeyi amaçlıyorum. İnşallah diğer sevdiğim dostlarıma da tavsiye edeceğim. Selam eder başarılarınızın artarak devamını Allah’tan dilerim. ”
    Ahmet ÖLMEZ, Afyon: “İnsanın olaylara bakış açısını değiştiriyor. Daha önceden okumak isterdim.”
    Hamza YILDIRIM, Artvin: “Yirmi iki yaşındayım. Bu güne kadar ruhsal alanda okuduğum ilk kitap. Bir kitabın beni bu kadar etkileyebileceğine inanmazdım. Bu kitap bana bütün hayatım boyunca rehberlik yapacaktır.”
    Zehra OCAK, İstanbul: “Kitabınızı her kesime hitap edebilecek düzeyde başarılı buldum. Beni derin düşüncelere sevk ettirdiniz.”
    Yusuf GÜLBASAN, Elazığ: “Şimdiye kadar okuduğum kitaplar arasında beni en çok etkileyen bu kitap oldu.”
    Hakan Selim SAKA, İstanbul: “Bir hayat daha yaşama şansını bundan 5 yıl önce değişen şartlarımla kazandım. Değişiklik Risale-i Nur ile başladı ve devam ediyor. Daha nerelere gideceğimi ve daha ne şekilde karşılık göreceğimi bilmiyorum. Bunları bir daha fark etmemi sağladığınız için Rabbime şükrettim. Başarılarınızın devamını dilerim. ”
    Fatih KURT, Kahramanmaraş: “Kişisel gelişimle ilgili bir çok kitap okudum. Okuduğum kitapların içinde en fazla bu kitaptan verim aldığıma inanıyorum. Yazarın seminerleri ve motivasyon kasetleri hakkında özellikle adresine bilgi gönderilmesini irca ediyorum. Uygun olduğum zaman katılmayı düşünüyorum. Cevap verirseniz çok sevinirim. Saygılarımla”
    Sami UÇAN, Konya: “Her şeyden öte, insanlığı ölçü alıp ortaya böylesine bir eser çıkarmanız ve benim gibi yüz binlere çıkış kapısı sunmanız bizleri bahtiyar etmiştir. Eminim kitabınızı okuyanlar kabuklarını çatlatıp eski dünyalarına yeniden merhaba demişlerdir. Dualarımız sizinle. Yolunuz açık olsun.”
    Gülnihal GÜL, İstanbul: “Sohbet eder gibi sindire sindire okuduğum terapi kitabı diyebilirim. Canımın sıkıldığı zamanlarda bana güven veren, kendimi iyi hissetmeme sebep olan, gülümseten, umut vaat eden bir kitaptı. ”
    Fatma BAŞ, İzmir: “Bu kitabı okuduktan sonra varlığımın çok değerli olduğunu fark ettim. Günlük hayatımda yalnız olmadığımı ve olmayacağımı anladım; hayatıma manevi bir renk ve hava geldiğini hissediyorum. Yaşadığım olayların perde arkasını görmeye ve hissetmeye başladım.”
    Emel BEYDOĞAN Kütahya: “Kitabı hazırlarken son derece samimi, gayretli ve itinalı çalıştığınızı fark etmemek mümkün değil.”
    Nesrin KUDAY, Afyon: “Ruhsal Zeka ile bir çok şey daha anlam kazandı. Kendime güvenimin gelmesi, hayatının her anını anlamlandırma çabası, ne istediğini bilme, olayları yorumlayabilme, hedeflerime odaklanmam müthiş şeyler. … Eserlerinizden alıntılar yapıyor ve bunları sık sık tekrar ediyorum. Yıllarca alışılmış, bizi ilerlemekten alıkoyan kalıplardan kurtulmak ne kadar güzel. Özgürlük işte bu. Hayatta sevgiyi keşfetmek harikulade.Binlerce teşekkürler.”
    Teslime YILDIZ, Ankara: “Yaşamıma önemli şekilde yön veren değerli eserlerin sahibine en derin şükranlarımı bu satırlar vasıtasıyla sunuyorum. Bu mutluluğu yaşatan ve hadsiz şükürlerimin tek ve gerçek sahibi Yüce Rabbim’in selamı üzerinize olsun. ‘Hayatın bu sisli yollarında, can çekişen yüreğime, bir yağmur damlası serinliğinde yetişen eserlerinizin devam etmesini diliyorum.’ Dualarınıza muhtaç kardeşiniz.”
    Ali KÜTÜKTE İstanbul: “Hayatımda okuduğum en nadide kitaplardan biri. Kendime olan güvenimi inanılmaz ölçülerde arttırdı. Hayatta başarılamayacak iş olmadığını örnekleriyle ispat etti.”
    Harun ALİOĞLU, İstanbul: “Kitaplarınız tek kelimeyle muhteşemdi, harikaydı, mükemmeldi. Önceden bu tür kitapları okumuştum, ama çok sıkıcı gelmişti. Bu tür kitapları okumayacağım dedim. Ta ki arkadaşlarım sizin kitapları tavsiye edinceye kadar. Ancak bunu da söyleyeyim, Ruhsal Zekanın ilk 60 sayfası biraz ağır geldi bana.”
    Emine BATTAL, Rize: “Yazarın kitabıyla daha önce tanışamamanın ıstırabını yaşıyorum. Herkesin okumasını arzuladığım bir kitap. Bu formu doldurup gönderebiliyorsam, bu cesareti yazara borçluyum.”
    Yılmaz SONBAY, Rize: “Bu sahada bizim lisanımızla söz söyleyen insan sayısı hayli az. Bu yüzden çalışmalarınızı takdirle karşıladım. Kitabın yazım amaçlarından biri de para imiş gibi geldi bana. Bu amacı hedeflerinizin arasından çıkarırsanız, daha başarılı olursunuz…. Selamlar”
    Hüseyin BEKTAŞ, Bursa: “Sahasında büyük bir boşluğu doldurduğuna inandığım Ruhsal Zekayı okumaktan duyduğum sevinç kadar da üzüntü duydum. İsterdim ki böylesi güzel eserleri ortaokul yıllarımda okuyabileyim. Kitabınızı zevkle okudum ve meslektaşlarıma da tavsiye ediyorum.”
    Ruhullah DERELİ, Isparta: “Tereddütle aldığım kitabınızı okuma esnasında sayfalar ilerledikçe, 20-25 yıl önce bu kitaba ulaşabilseydim diye düşündüm., Sizleri tebrik ediyorum.”
    İsmail ÇAĞLIYAN, Bolu: “Kitap çiftçinin mahsulünü daha iyi büyüyebilmesi için üzerine serpilen kimyasal gübre ve yabani otlardan arındırılmak için sıkılan ilaç gibi, insanın ruhsal dünyasının aydınlanması, daha kuvvetli şekilde hayatın samimiyetle yaşanmasına, sosyal çevreye pozitif enerji yayabilecek karakterlere sebep olabilecek mükemmel bir eser. Ayrıca psikolojik arenada muhakkak uğranıp görülmesi gereken bir doğa harikası değerinde bir eser. Uyarıcı, yeri geldiğinde sakinleştirici, tıpkı ilaç değerinde. Yüce Yaratıcıdan başarınızın devamını, yeni eserlerinizi, sağlık ve mutlulukla dolu günlerin sizlerle olmasını dilerim. ”
    Mehmet AYDIN, Trabzon: “Güzel gönlünüzle görmüş, güzel ellerinizle yaşmışsınız. Sizi nasıl takdir ettiğimi gönlünüze sorun. Kişi gelişimine katkı sağlamak ve bunun kitabını yazmak neymiş görsünler ve tüm dünya anlasın [/color][/size]