ÜZERİMİZDE OYNANAN OYUNLAR

"Günümüzde asıl önemli olanın, öncelikle insanların 'itikad'ının
>korunması olduğunu düşünüyorum.
>
> İtikad, öncelikle İslam'ı tam benimsemeyi gerektiriyor.
> Bugün Müslümanlar'ın 'İslam algıları ve İslam'ı yorumlayış biçimleri'
>yozlaşıyor. Bu, ahlaki yozlaşmadan daha önemli bir sorun.
>
> Şeriatsiz bir İslam anlayışı inşa ediliyor. Bu, birkaç kanaldan yürüyor:
>
> Birincisi, Müslümanlar demokratlaştırılıyor. Demokrat bir müslümanlık
>yorumu yerleştiriliyor. Akparti aslında bu projenin bir parçası. Bu açıdan
>Saadet de çok sağlam sayılmaz ama, daha iyi durumdalar. Aslında bu konuda
>sayfalar dolusu konuşmak gerekiyor.
>
> İkincisi, Fethullah Gülen kanalıyla, Müslüman-Ehli Kitab ayrımı
>önemsizleştiriliyor. Cihad gibi kavramlar yok ediliyor.
>
> Üçüncüsü, milliyetçiler tarafından Ümmet kavramı ve Müslümanların
>birliği ideali yok ediliyor.
>
> İngilizler'in meşhur edebiyatçı ve düşünürü Bernard Shaw, "Her alçağın
>son sığınağı vatanseverliktir" diyor. Biraz abartılı olabilir, fakat
>Türkiye için bir ölçüde geçerli olduğu şüphesizdir. Bakıyorsunuz ki, adamın
>ölçüsü Kur'an ve Sünnet ve Şeriat olmadığı için, en olumsuz kişiler,
>'Vatanseverdir, milliyetçidir' denilerek savunulabiliyor.
>
> Firavun da milliyetçiydi, Hz. Yakub'un soyundan gelenlere karşı Kıpti
>milliyetçiliği yapıyordu. Firavun da vatanseverdi, Mısır'ı çok seviyordu ve
>ülkesini kalkındırmıştı. Nasıl bireyler fakir olmak istemezlerse, devletler
>de fakir olmak istemez, zenginleşmenin çaresine bakar. Aile için evsever,
>millet için vatansever olmak bir meziyet değildir, incanın cibilliyetinin
>bir yansımasıdır. Ama milliyetçiler, bunu ideoloji haline getirirler; ve
>Kur'an'ı, Sünnet'i, Şeriat'i genelde unuturlar.
>
> 2002 yılında, BBP'lilerin haftalık Hür Gelecek gazetesinde 9 ay yazdım.
>Milliyetçilik konusunu etraflıca ele aldığım için, birkaç yazar rahatsız
>oldu ve önemli bir isimleri, fikirle cevap veremediği için, ima ile hakaret
>yolunu seçti. Bu yüzden, orada yazmayı bıraktım. Bir yıl sonra tekrar
>yazmam ricasında bulundular. Bu defa, Şeriat nosyonu üzerinde durmak
>istiyordum. Sadece bir ay yazabildim. Damarına milliyetçilik bulaşan böyle
>oluyor. En akıllısı Deli Bekir, o da zincirde yatur.
>
> Dış güçlerin en kolay kullanabildikleri tipler milliyetçilerdir. Türk,
>Kürt, İranlı, Arap fark etmiyor. Hepsi, dış güçlerin oyununa gelmeye daima
>hazır ve nazırdır. Hepsi, pusulasız gemidir. Prof. İlber Ortaylı, "Osmanlı
>İmparatorluğu'nda Alman Nüfuzu" kitabında, Türkiye'de Turancılığı, Rusya'ya
>karşı Almanlar'ın başlattığını açıklıyor. Soğuk Savaş döneminde Almanlar
>yerine Amerika milliyetçilerin akıl hocası oldu. 1990 sonrasında ise, SSCB
>yıkıldığı için, Türkiye'deki eski İslam soslu milliyetçiliğin yerini
>solcu-milliyetçilik (ulusalcılık) aldı. MHP-DSP koalisyonu tesadüf değildi.
>
> Dördüncüsü, yanlış tasavvuf yorumları ile, İslam sadece ahlaka
>indirgeniyor.
>
> Mesela:
> Sanıyorum altı-yedi ay önceydi.. Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, Zaman'dan
>Nuriye Akman'a bir röportaj vermiş ve, kavganın 'Müslümanların Şeriatçıları
>ile Kemalist Şeriatçılar' arasında yaşandığını söylüyordu.
> Bu, son derece tehlikeli, veballi ve yanlış bir yaklaşımdı.
>
> Günümüzde önemli olan, isyan ahlakı gibi kavramlar etrafında bir
>duyarlılık geliştirmeye çalışmak değil, İslam'ı iyi anlamak, yani Kur'an ve
>Sünnet'i iyi anlamak, Kur'an ve Sünnet'e olan bağlılığı diriltmeye
>çalışmaktır.
>
> Nitekim Peygamber Efendimiz s.a.s., 'sünnetine yapışanların yüz şehit
>sevabı kazanacağını' belirtiyor.
>
> Bu, çok önemlidir.
>
> Temel mesele;
> 1. İslam'ı ibadet ve fıkhıyla, ukubat ve muamelatıyla bir bütün olarak
>anlamak, İslam'ın bir hayat nizamı, bir sosyal düzen olduğunu, hayatın her
>boyutunu düzenlediğini anlamaktır.
>
> 2. Şeriat'in önemini anlamaktır.
>
> Allahu Taala, "Nuh'a dinden vahyettiğimizi size Şeriat kıldık"
>buyuruyor. Yine, Casiye 18'de, "Sonra seni işte bir Şeriat üzere kıldık.
>Sen ona uy, bilmeyenlerin hevasına (şahsi arzularına) uyma" buyuruyor.
> Önemli olan, Şeriat'i benimsemek ve Şeriat'e uymaktır.
>
> 3. Şeriat'siz ya da Şeriat'i küçümseyen bir tasavvuf anlayışının
>sapıklık olduğunu anlamaktır.
>
> İbrahim Hakkı Erzurumi k.s., Marifetname'de, tasavvuf erbabının on taife
>olduğunu, bunların dokuzunun sapık olduğunu, hak üzere olanların ise Kur'an
>ve Sünnet'e bağlı olanlar olduğunu belirtir.
>
> Sonuç olarak:
> İsyan ahlakı gibi kavram ve felsefeler, en iyi ihtimalle insanların
>Ehl-i Sünnet'e olan bağlılıklarını, sahih itikatlarını bozabilir, başka da
>bir faydası olmaz.
>
> Kimse, bugünkü yanlışlıklarla uğraşmaz, tutup Hz. Muaviye eleştirisi
>yapmaya başlar. Bugüne gelince, bugünkü uygulamalar, kaşla göz arasında,
>'toplumun mutluluğu, gelenekleri, iradesi' olarak 'meşrulaştırılır'.
>
> Asıl önemli olan, Kur'an ve Sünnet'e bağlılık düşüncesini canlandırmak,
>Şeriat nosyonunu güçlendirmektir.
>
> Bu yapılmadığı zaman, Müslümanlar'ın sağlıklı bir itikada da, ahlaka da,
>zihniyete de sahip olmaları mümkün değildir."
>
> S. Say. 16 Haziran 2007

Prof.Dr.M.ESAD COŞAN