ELMALILI MERHUMDAN BİR TEFSİR

[size=20px][b]ELMALILI MERHUMDAN BİR TEFSİR [/b][/size]


[color=darkblue][size=12px][b]

Ey İman edenler! Allaha, nasıl (sığınıp) korunmak gerekiyorsa öyle korunun, hakkıyla müttaki olun ve ancak müslümanlar olarak can verin.

Hep birlikte Hablullaha (Allahın ipine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allahın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, o, kalplerinizi birleştirmişti. İşte onun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi o kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.

Allaha (sığınarak) hakkıyla korunmak takva mertebeleri[/color]nin en mükemmelidir.
Bu da Allah yolunda hakkıyla, gücünün yettiği kadar gayret etmek ve bu hususta hiç kimsenin kınamasından korkmamak, hatta anası, babası veya kendi aleyhinde bile olsa Allah için adalet ve doğruluktan ayrılmamaktır. Allaha hakkıyla müttaki olmak ve her halde Müslüman olarak ölebilmek için de her şeyden önce Allahın ipine tam yapışarak tevhid üzere toplanmak ve ayrılıklardan çekinmek lazımdır.

Şu halde önce kalplerin birleşmesi, ikinci olarak fiillerin birleşmesi hak dinin esaslarının en büyüklerindendir.[color=red]

Ben, kendi başıma, yalnızca dinimi, imanımı koruyabilirim[/color] demek tehlikelidir.

Kendi başına kalmak isteyen fertlerin, iman ve İslâm üzere hüsn-i hatime (yani iman) ile ahirete gidebilmesi şüpheli olur. Ferd zorlama ve baskı altında her şeyini kaybedebilir.

Çünkü (Hadisi Şerifde)[color=red] Allahın kudreti cemaatle beraberdir [/color](buyurulmaktadır).

Dinin dünyada en büyük feyzi de bu toplumun kuruluşundadır. Bunun içindir ki, toplumlarını yitiren veya perişan edenler muhakkak perişan olurlar. Fiilî sebepler karşısında ilmî deliller, çoğunlukla hükümlerini yerine getiremezler. Her mümin, Hakkın bir izafi tecellisine ulaşmıştır. Hakk tecellî ise bütün bağların toplanmasıyla hakk tevhidin ortaya çıkmasındadır.

Hablullah, Allah Teâlâya kavuşma sebebi olan delil ve vasıta demektir ki, Kurân, İslam, ahid, taat, itaat, cemaat, ihlas, Allaha söz verme, Allahın emri diye rivayetlerle tefsir edilmiştir ve hepsi birbirine yakındır. Bu âyetin cemaat ve ictimaiyyet ile emir olduğunda şüphe yoktur. Bununla beraber burada cemaat, Hablullahın aynı değil, ona yapışmanın mahsulüdür.

Korkunç bir yolun kenarına çekilmiş olan bir ip veya bir kuyuya düşmüş olanları çıkarmak için uzatılmış bir ip ve ona gereğince iyice tutunmuş bir toplum düşününüz. İşte bu tasavvurdan meydana gelen heyet-i ictimaiyye Kurân etrafında devamlı yükselen bir İslâm cemaatinin misalini teşkil edecektir.

Bu itisam (tutunma) için herhangi bir cemaat olmak da kâfi değildir. (Âl-i İmran Sûresi, Ayet 102-103, Meâl ve Tefsiri)
[/b][/size]

Konular