Toplumumuz nereye gidiyor?

[color=olive][size=18px]Toplumumuz nereye gidiyor?

13 Kasım 2007

İnsana ve vatana saygısızlık edenin vatan sevgisi sahtedir, laftadır, değersiz ve faydasızdır.
Dr. Muhammed Bozdağ

[email]mbozdag@yetenek.com[/email]

Toplumumuz nereye gidiyor?

Yetenek.com sitemizde düzenlediğimiz son ankete katılanların % 82’si toplumumuzda hızlı bir ahlaki çöküş yaşandığını düşünüyor. Bu denli kötü olmayabilir, ama bu gözlem ciddiye alınmalıdır.

Trafikte bir aracın uzaklardan sürekli selektör yaparak hızla yaklaştığını görüyorsunuz. Başka bir aracın arka camı iniyor ve bir muz kabuğu yola savruluyor. Yollar tacizlerle, bencilliklerle dolu.

Sokakta yürüyorsunuz; birisi aniden sizi itip geçiyor. Birisi yolunuzu kesiyor, yol rica ediyorsunuz, sert bir bakış fırlatıyor. Çıkar söz konusu olunca, kalabalıklar birbirinin hakkına, sırasına riayet etmiyor.

Sokakta bir kadın, gözlerini alıkoyamayan yüzlerce erkeği psikolojik bunalıma sokan bir giyimle salınarak ilerliyor. İki genç filan köşede, mahrem kalması gereken erotik davranışlardan çekinmiyor. Ailelerin, çocukların gözleri önünde…

Gelenin ambalaj kağıdını, gidenin pet şişesini savurduğu kimi sokaklar, öğlene kadar mezbele oluveriyor. Yayalardan, sürücülerden pek çoğu ışığa bakmadan atlıyor yola. Bazı apartman bahçeleri aylarca temizlik görmemiş.

Bazen iğrendirici üsluplara tanıklık ediyorum. Yanımdan geçen bir gencin aniden birisinin anasına sövdüğünü duyuyorum. Sokakta bile argo konuşmaları daha çok duyar olmaktan midem bulanıyor.

İnternette yanılarak sohbet ortamlarına giriyorum, kullanılan dilden ürperiyorum. Dünyanın en tatlı dillerinden Türkçe’yi kirletmekten çekinmeyenlerin çokluğuna şaşırıyorum.

Biz büyük bir millet değil miyiz? Değil miydik? Büyük millet böyle mi olunur?

Yabancıların iyi yönlerini örnek gösterince, yabancı hayranlığıyla suçlanırız. Sloganlar uçuşur: Biz en yüce milletiz, bizim bizden başka dostumuz yok! Vatan sana canım feda!

Bir Batı ülkesinde yarım saat elimdeki küçük çöp parçasını atacak yer bulamayınca cebime koydum. Bomboş yoldan parka geçmek için ışığa kadar yürüyüp bekleyen yaşlı kadından etkilendim; hiçbir yerde kırmızı ışıkta geçemedim. Bir diğer ülkede, ortasında durduğum yolda, geçenler benden özür dileyerek yol istediler. Yanıma kimse selam vermeden oturmadı, göz göze geldiğim herkes “merhaba” dedi. Bazı yabancılar çok güçlüyseler, işte aralarında korudukları bu sosyal edep yüzündendir.

Bu günlerde Kamu Yönetimi Uzmanı Nihat Aytürk’ün Nobel Yayınlarından çıkan “Ailede, Toplumda ve İş Hayatında Davranış Kuralları” isimli eserini inceliyorum. Bu değerli kitabı okumamız gerektiğini düşünüyorum. Bu kitap insan kalitemizin, davranış edebimizin gelişmesine ve atalarımızın düzeyine yükselmesine büyük katkı sağlayabilir.

Sokakta nasıl yürümeli, araca nasıl binmeli, kişilere nasıl davranmalı, nasıl selamlamalı, uğurlamalı, giyimde, kuşamda, davranışta nelere dikkat edilmeli… Evde, otelde, sokakta, cenazede, sofrada, törenlerde, ziyaretlerde, telefon ederken, mektup yazarken hangi saygı ve edep kurallarına ihtiyacımız var?

Anne-babalar sorumludur. Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur. İnsana davranış edebi kazandırılamıyorsa, fizik kimya öğretmek hayırlı bir nesil yetiştirmeye yetmez. RTÜK ve TV kanalları üzerlerine düşeni yapmalı. Ahlaksız ve edepsiz davranışları toplumun gözüne sokmanın da sonucudur bu gelişen tablo.

İnsan kalitesi tüm değerlerin temelidir. İnsanımızın manevi şerefini, gönül üstünlüğünü, öz saygısını kaybedersek, onun bunun kendini beğendiremeyen taklitçisi olmaktan kurtulamayız. Bireysel sorumluluklarımızı yerine getirsek, toplumu geliştiren iyi örnekler çoğalacaktır.

İnsan sevgisinin göstergesi insan saygısıdır. Vatanı sevmek lafla değil, vatanı temiz ve sevilir kılarak, dürüstlükle ve nezaketle mümkündür. İnsanına hakaret et, vatanımı seviyorum de. Sokaklarını kirlet, vatanımı seviyorum de. Olmaz böyle şey. İnsana ve vatana saygısızlık edenin vatan sevgisi sahtedir, laftadır, değersiz ve faydasızdır.

[/size][/color]