Aşkı nasıl anlamalı

Aşığım Evet!!!




KOCAMAN KUTULARIN üzerinde görürüz hep “Dikkat Kırılır!!” vb uyarıları ve buna mukabilde diğer gerekli işaretleri.. “Bu taraf üstte gelsin”, “şöyle taşıyın”, “üzerine yük koymayın” , “yağmurdan ve nemden koruyun” vs. vs. Tüm bu ibareler bize kutunun içindeki maddenin ne kadar ehemmiyetli ve önemli olduğu konusunda az çok bir fikir verir. Kendimizi kutunun üzerindeki işaretlere uyma zorunluluğunda hisseder ve henüz göremediğimiz bu maddeye ne de çok özen gösteririz.

Peki ezip geçtiğimiz, basıp ezdiğimiz yada çarparak varlığını hiçe saydığımız Rabbimizin yarattığı güzelliklere karşı nasıl muamele ediyoruz yada etmeliyiz? Öyle güzel ki Rabbin yarattığı her bir zerre sözüm ona sanat eserlerini aratmayacak nitelikte.. Oysa bizler yok sayıyoruz çoğu zaman bu eserleri.

Kar taneciklerinin fotoğraflarını gördünüz mü hiç? Nasılda güzel ve eşsiz yaratılışları vardır her birinin.. kimisi çiçekçilerin vitrininden özenle seçilmiş gibi, kimisi altıgen geometrik veya köşeli.. Lakin her birinde eşsiz bir yaratış göze çarpıyor. Ayaklarımızın altında umarsızca ezip geçtiğimiz kar tanecikleri, yüzümüze gözümüze düşen yağmur damlaları, tenimize değen ferahlatıcı rüzgar, ağaçların yaprakları ile çıkarttıkları uyumlu sesler.

Baharda çiçeğe duran, renkleri pembeye dönmüş dallar. Şimdi yeniden pür telaş ağaç dallarına yürüyen ve ağaçlara giysi olma görevini üstlenen, taze yeşil yapraklar.. Hatta dahi yaprakların kendisi, yaprakları taşıyan dallar, dalları barındıran gövde, gövdeyi taşıyan toprak, toprağın içinde canlıların tümü ve daha neler neler nasılda güzel tarif ediyorlar Rabbin mükemmel yaratışını.

Yeryüzünü, bizi ve içindekileri yaratan öyle büyük bir Sanatkar ki, eserlerinin üzerine gözümüze sokarcasına gösterilmesi gereken ehemmiyeti yazmak yerine, yaratmış olduğu en mükemmel varlığa, biz kullarına gönderiyor uyarıları Kutsal bir kitap ve gül gibi bir Nebi ile.. O halde bizler nahoş talimatlarla ve uyaranlarla karşılaşmadan, Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin deyişiyle, şefkat tokatlarını yemeden önce, gerekli ihtimamı gösterelim Rabbin yaratmış olduğu her bir zerreye..

Cennet kokularıyla dünyamıza teşrif eden minicik bir bebeğe, o bebecik için uygun olan sarayı anne karnında etten ve kandan inşa eden Rabbin, bebeciğin doğumuyla anne ve babaya verdiği şefkate, gözlerimize yerleştirilen ışıltılara.. Zamanımızın hoyratlığına inat halen daha var olan iyi insanlara ve iyiliklere ve daha bir çok güzelliğe daha fazla dikkat etmemiz lazım bizlerin..

Bizler, evet biz Müslümanlar.. Pür dikkat bakmalıyız çevremize ve teyakkuzda beklemeliyiz, her an karşımıza çıkabilecek bir sanat eserini.. Bazen sevimli bir kedi yavrusu, bazen bir ilkbahar dalı, bazen yaşlı bir teyzenin minnet dolu tebessümü, bir gazetenin köşesindeki tıbbi bir gelişme her biri hep Rabbi ve aslında her şeyin onun ilham etmesi neticesinde var olduğunu anlatmalı bize.. O yüzden O’nun hatırına sevmeliyiz yaşamayı ve yaratılmış her bir canı..

Büyük görmeden kendimizi, küçük görmeden karşımızdakileri, kardeş bellemeliyiz evreni.. Evreni ve içindekileri.. Çiçekleri, yaprakları, yağmur ve kar taneciklerini.. Böylesi mükemmel yarattığı için Rabb’e şükretmeliyiz bolca.. Sevda olmalı şükür içimizde.. Bakınca görmeliyiz, hayran olduğumuz tüm güzellikleri aslında Bir olan Rabbin var ettiğini..

Her bir sanat eserini keşifle beraber daha da bir artmalı sevdamız, aşkımız.. En azından ben biliyorum kendimi.. Beşeri aşık değilim ben lakin, sayısız aşklarım var benim.. Bulutlara sevdalı bu yürek... Lodos sonrası, yada yağmur öncesi yüklü bulutlara bakmaktan Leyla misali arşınlıyor yolları.

Başka bir vakitte Rabbin yarattığı güzel bir adaya aşık oluyor.. bambaşka bir vakit Rabbinin sanatlı yaratışına, güzel bir çiçeğin sapı ile çiçek başının bağlandığı noktada şahit oluyor ve yeniden O Yüce Rabb’e vuruluyor . O yüzden “Leyla’mısın , aşık mısın nesin?” serzenişlere bir cevap hükmü taşıyor bu satırlar.

Cisim yada madde aşkı değil bu benimki.. Yaratılışa, hem de öyle mükemmel bir yaratılışa duyulan aşk bu. Aşığım evet. Leyla’yım evet.. Leyla’yım Ben, Rabbimin Leyla’sı !!

Ve Aman Dikkaaaat!! Her an, her yerde, bizimle birlikte Rabbin var ettiği müthiş sanat eserleri!

16.03.2006

© 2007 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu