Hayırlısını istemek

[color=blue]Hocam hayırlı akşamlar. 2ay önce işten ayrıldım ve şu anda iş arıyorum fakat bir türlü anlayamadığım bir konu var.Ben 14 yaşında kapandım ve 11 sene oldu ben kapanalı.3 yerden iş teklifi geldi ve açılmamı istiyorlar hocam artık nasıl bir dünyada yaşıyor olduk.Eski çalıştığm yerde yaklaşık 60 yaşında bir amca benimle tartıştı konu ise benim kapalı olmamdı.Hocam ben artık şaşırır oldum bu duruma ve şu anda eski çalıştığım yer tesettürlü bayan çalıştırmıyacakmış,borçlarımız çok var o yüzden acil tarafından iş bulmam gerekiyor.
Hocam dualarımın her başında herşeyin hayırlısını istemek gelir ve bu çalışacağım iş içinde geçerli.Bu size karşı bir soru gibi olmadı fakat hocam bana önericeğiniz veya cevap olarak yazacağınız iki cümle dahi bile beni rahatlatıcak.BANA ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN.



Öncelikle işsizlik Türkiyenin gerçeğidir. Daha önemlisi, işsiz gençlerin niteliklerini geliştirme yönünde yeterince çaba sarf etmemeleridir. işadamlarının hemen hepsinden defalarca şunu duydum: Türkiyede asıl sorun nitelikli işgücü azlığıdır. hep işverenler şundan şikayet ediyorlar: İşe kendi işi gibi tüm varlığıyla sahip çıkacak eleman bulsam, buna tanıklık etsem ortak bile olabilirim. maalesef insanlar işlerini yeteneklerini geliştirme derdi olmaksızın ve yarım yamalak yaptıkları için işsiz kalıyorlar. İşe yeterince sarılsalar ve kendilerini geliştirseler, kimse onları bırakmayacağı gibi zaten o durumda kısa süre içerisinde kendi işlerini kurmayı da öğrenebiliyorlar. kimseden maaş almak zorunda kalmıyorlar. En büyük sebep budur.

Başörtülü de baş açık da insanın yapabileceği bir çok iş vardır. Özellikle kendi yeteneklerini geliştirip bir sanat ortaya koyan, doğrudan bir sanat üzerinde azimle çalışan insanların böyle sorunları olmaz. Bu sorun sadece başkasının işinde, maaşla hizmet etmek istediğiniz zaman ortaya çıkabilir.

Eğer bir işyeri tesettürlü kadın çalıştırmıyorsa, o işyerinde tesettürlü kadın çalışmamalı demektir. Çalışırsa huzur bulamaz, onuru rencide olur demektir.

O işyerinde, kabul edilmediğiniz yerde- alacağınız maaş borçlarınızı ödeyebilecek mi gerçekten? İşe git gel, masrafları vs çıktıktan sonra geriye kalan tasarruf edebileceğiniz parayı aylık hisaplasanız kaç yılda bu işle borçlarnıızı kapatabileceğinizi hesapladınız mı? mektubunuzdan anladığım 14+11=25 yaşındasınız. Kaç yıldır çalıştığınıza ve şimdiye kadar ne kadar biriktirdiğinize bu çalışmanızın borçlarınızı ne kadar azaltabildiine bakın.

Hayırlısını istemek sözünü duymaktan yoruldum. Herhalde kimse hayırsızını istemez değil mi? Hayırsız olanlar bile hayırsızını istemezler. Dolaysıyla, önemli olan ne istediğimizi de bilmektir.

Borçlu olmak sizin seçiminizdi. Borçlu duruma düşmeyebilirdiniz. Allah hepimizi borçtan korusun ve kurtarsın. ben hep buna dua ederim. borç istemek bana ölüm gibi geliyor.

Size değil ama genel insanlara söyleyeceğim: Borç almaktansa hiç bir şeysiz kalmak daha iyidir. Gidip kullanılmız elbiseler giyinmek, çöpten bir şeyler bulup yaşamak borçlu yaşamaktan daha iyidir. Allah hepimizi bu durumdan kurtarsın. Borçlu olan evine hiç bir eşya almamalı, mutlak iktisatlı yaşamalı, gerekirse ayakkabısını bile bit pazarından almalıdır.

Ben borçlu duruma düşme ihtimaliyle vadeli alışverişten bile çekiniyorum. İnsanın asgari ihtiyacı günde yiyeceği bir ekmek ve biraz da ek gıdadır. Bu kadar ihtiyaç insanı hele bu zamanda borçlu duruma düşürmez.

Borçlu duruma düşen yürümek yerine taksiye binen, telefon kullanan, televizyon izleyen, bir tencere, iki tabak ve iki kaşık dışında bol eşya alan vs... Yani zorunlu ihtiyaçları dışında şeyler alan insanlardır genellikle.

Hiç eşya almayalım mı? Elbette, ancak paramızı kazandıktan sonra.... Bu zamanda bir çok genci borçlandırarak lüks eşyalarla evlendiriyorlar. bir ömür borç ödemekle geçiyor, kazanmanın huzurunu da yaşayamıyorlar.

Bazılarını da Allah bir hastalıkla bir musibetle vs. borçlu duruma düşürerek imtihan eder. Allah böyle imtihanlarda zor durumda bırakmasın. Borç takarak ölmek yüzlerce kez ölmekten daha kötü. Allah o duruma düşürmesin hiç birimizi. Tüm ibadetlerimizin bir avuç borcun alacaklısını ikna edemeyeceği günü düşünelim borç alırken.

Çok ağır mı yazıyorum. Ben ikinci el eşyaları çok kullandım ve söylemekten de utanmıyorum. Öğrenciliğimde ben bunu yaptım. Ankaranın itlafiye meydanından kullanılmış ayakkabı veya palto aldım, giyindim. Yıllar sonra bana çok kişi borçlandı. Şükürler olsun, bugüne kadar Allah beni ciddi anlamda borçlandırmadı. Aldığım ödünç kitaplar vsyi de unutmamaya çalışıyorum.

Borç almak zorunda olan, bunu sadece ekmek için yapıyorsa mantıklı olabilir. Ötesi sorunludur ve kolaylıkla borç alan kolaylıkla borçlu düşürülür.

Hele bankadan faizli borç-kredi alanlar... Eğer bir de faizin haram olduguğu bilen müslümanlarsa bunu yapanlar, işte yakında iflas edecek insanlar... Onlara bu gözle bakabilirsiniz. Çabuk tevbe edip dözeltmezler, hızla gerekirse varlıklarını satıp temizlemezlerse, tüm varlıklarını ve hatta aile bütünlüklerini bile kaybedebilirler. Üç kuruş kredi alacaklar ve uzun yıllarca altında ezilecekler. Geleceğimizi ipotek altına almayalım, alacaksak, varlıklarımızın borcumuzu fazlasıyla karşılayacağından emin olduktan sonra hareket edelim. Gelecekte kazanılacağı varsayılan değer hesaplanarak borçlanılmamalıdır.

Size önerim... örtünmeniz sizin ahıretle ilgili bir seçiminizdir ve mükafatını da göreceksiniz. işten ayrılmanızda örtünmeniz belki de sadece bahane olmuştur. Kolay kolay kimse çok yetenekli ve şirkete çok şey kazandıran bir elemanını işten çıkarmaz.

Siz bunun yerine, yeteneklerinize odaklanın. Öyle etkili ve yetenekli olmaya çalışın ki sizinle çalışan sizin işinizden yeteneklerinizden becerinizden çok şey kazansın. Böylece sizinle çalışmaya istekli olsunlar.

Sonuçta iş sahiplerinin başörtüsüyle derdi olmaz. Onlar müşterilerinin tepkilerini düşünürler. Sizin durumunuz giyiminiz vs'nin, müşteriyi uzaklaştırdığını algılıyorlarsa
başka bir çalışan bulmak isterler. Siz de özel çabanızla sempatinizle insanlığımızla, etkili söz becerinizle bu boşluğu kapamaya çalışabilirsiniz...

Vitrinde değil de arka planda çalıştığınız halde yine de başörtüsünden rahatsızlık duyuluyorsa o zaman başınız açık da rahatsızlık duymalısınız. Zira kadınlığınıza saygısız bir patronla başı açık çalışsanız huzurunuz mu olacak ve çalışabilecek misiniz?

Ya da daha mantıklısı, kendi işinizi yapmanın yollarını arayabilirsiniz. Bu forumda kendi başlarına işlerini kurmuş bazı insanlardan örnekler verdim. Onlara bakabilirsiniz.

-siz yine de iş aramayı sürdürün, ama aradığınız işin duurumunuza uygun olupolmayacağını da hesaplayarak başvurun.
-öte yandan boş zamanlarınızda hobi olarak seçtiğiniz bir yetenek alanı üzerinde çalışın. öyle bir konu olsun ki yarın çok başarılı olursanız o şisin asıl mesleğinize dönüşebilsin.

Profesyonel olmanın yollarını arayın kısaca ve asla boş durmayın.

Allah size hayırlı ve bereketli bir iş, helal kazanç, borçsuz bir hayat nasip etsin.

Muhammed Bozdağ
[url]www.yetenek.com[/url]
__________________[/color]

Konular