Hazır sofra
[b][color=green]Hazır sofra
Yazar Adı: M.Said Arvas
Bir adam uzunca bir uykuya dalar, uyandığında yanı başında masaya dizilmiş bir sofra görse; üzerinde her türden yiyecekler ve içeçekler var, karnı da acıkmış, o yiyeceklere saldırırcasına koşar ve yiyebildiği kadar yemeye başlar.
Yemesine yesin ama, o sofrayı kimin hazırladığını, kimin onun aç olduğunu bildiğini ve ona acıdğını, dolayısı ile bu sofrayı hazırladığını bilmeli ve sofra sahibine teşekkür etmelidir.
Sahibini merak etmezse, ona teşekkürü bir borç olarak bilmezse büyük nankörlük yapmış olmaz mı?
Aynı bunun gibi, yeni doğan bir bebek için gıdası, daha o dünyaya gelmeden önce hazırlanmış onu bekliyor.
Annesine de, emzirme zevkini vermiş severek yavrusunu doyuruyor. Hem de dünyanın hiçbir mamasında bulunamayan mükemmel bir gıda ile.
Yavru büyünce artık annesinden değil, onun yerine iki büyük meme Rabbimiz tarafından her insana veriliyor.
Biri topraktan, diğeri ise hayvanlardan. Ömür boyu bunlardan besleniyoruz.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varsa; bunca nimetlerin, bedâva bulup teneffüs ettiğimiz havanın hiç mi hatırı yoktur.
Bize ışık ve hayat saçan güneşi biz mi çalıştırıyoruz. Cansız olduğu için bize acımış olması veya bizden korktuğu için bu iyiliği bize yapması düşünülemez.
O’nu yaratan bizim için yaratmış ve bize hizmet ettiriyor. Bulunduğu mesafeden bize biraz daha yaklaşsa yanarız, uzaklaşsa donarız.
Yaklaştığında uzaklaştırmaya, uzaklara gitse yaklaştırmaya kimin gücü yeter?
Havadaki oksijen yukarı çekilse ve bu da çok değil on dakika sürse, yeryüzünde hiçbir canlı kalmaz, hepimiz ölürüz. Her an teneffüs ettiğimiz hava ile hayatımız kurtuluyor.
Bildiklerimiz ve bilmediklerimiz o kadar çok nimetlere kavuşmuşuz ki, saymaya kalksak bitiremeyiz.
Bunları vereni tanır, ona hamd edersek, şükredersek, hem nimetler artar ve sonsuz saadetlere kavuşuruz.
Bunları vereni tanımazsak, şükretmezsek, nankörlük yapmış oluruz ve sonsuz azap görmeye kendi kendimizi müstehâk hale getirmiş oluruz
__________________[/color][/b]
Yazar Adı: M.Said Arvas
Bir adam uzunca bir uykuya dalar, uyandığında yanı başında masaya dizilmiş bir sofra görse; üzerinde her türden yiyecekler ve içeçekler var, karnı da acıkmış, o yiyeceklere saldırırcasına koşar ve yiyebildiği kadar yemeye başlar.
Yemesine yesin ama, o sofrayı kimin hazırladığını, kimin onun aç olduğunu bildiğini ve ona acıdğını, dolayısı ile bu sofrayı hazırladığını bilmeli ve sofra sahibine teşekkür etmelidir.
Sahibini merak etmezse, ona teşekkürü bir borç olarak bilmezse büyük nankörlük yapmış olmaz mı?
Aynı bunun gibi, yeni doğan bir bebek için gıdası, daha o dünyaya gelmeden önce hazırlanmış onu bekliyor.
Annesine de, emzirme zevkini vermiş severek yavrusunu doyuruyor. Hem de dünyanın hiçbir mamasında bulunamayan mükemmel bir gıda ile.
Yavru büyünce artık annesinden değil, onun yerine iki büyük meme Rabbimiz tarafından her insana veriliyor.
Biri topraktan, diğeri ise hayvanlardan. Ömür boyu bunlardan besleniyoruz.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varsa; bunca nimetlerin, bedâva bulup teneffüs ettiğimiz havanın hiç mi hatırı yoktur.
Bize ışık ve hayat saçan güneşi biz mi çalıştırıyoruz. Cansız olduğu için bize acımış olması veya bizden korktuğu için bu iyiliği bize yapması düşünülemez.
O’nu yaratan bizim için yaratmış ve bize hizmet ettiriyor. Bulunduğu mesafeden bize biraz daha yaklaşsa yanarız, uzaklaşsa donarız.
Yaklaştığında uzaklaştırmaya, uzaklara gitse yaklaştırmaya kimin gücü yeter?
Havadaki oksijen yukarı çekilse ve bu da çok değil on dakika sürse, yeryüzünde hiçbir canlı kalmaz, hepimiz ölürüz. Her an teneffüs ettiğimiz hava ile hayatımız kurtuluyor.
Bildiklerimiz ve bilmediklerimiz o kadar çok nimetlere kavuşmuşuz ki, saymaya kalksak bitiremeyiz.
Bunları vereni tanır, ona hamd edersek, şükredersek, hem nimetler artar ve sonsuz saadetlere kavuşuruz.
Bunları vereni tanımazsak, şükretmezsek, nankörlük yapmış oluruz ve sonsuz azap görmeye kendi kendimizi müstehâk hale getirmiş oluruz
__________________[/color][/b]
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan