Pişmanlık Ne Büyük Bir Nimettir

Allah'ın dünya hayatında insana pişmanlığın nasıl bir his olduğunu tanıtmış olması bir nimet, hayır ve güzelliktir. Allah ahiretteki büyük ve gerçek pişmanlıktan önce dünyada da pişmanlıklar yaşatarak insanın düşünmesini ve ölüm vaktinden önce tedbir almasını istemiştir. Nitekim müminin dünyada yaşadığı pişmanlık hissi onun Allah'a yönelmesine, daha iyi ve daha güzel tavırlarda bulunmasına vesile olur. İnkar edenler ise yaşadıkları pişmanlığı çok kısa bir süre içerisinde unutarak isyankar tavırlarına devam ederler.

Müminin yaşadığı pişmanlık hissi ile iman etmeyen bir insanın yaşadığı pişmanlık hissi birbirinden çok farklıdır. İman etmeyen insanların yaşadığı pişmanlık son derece sıkıntılı, zorlu ve süreklidir. Allah'a tevekkül etmediğinden yaptığı bir hata veya karşılaştığı zor bir olay karşısında çok büyük bir sıkıntı yaşar. Olayları sürekli olarak kötüye yorar ve olumsuz değerlendirir. Hayır ve hikmet yönlerini görmeye çalışmaz. Bunun için de hayatının pekçok anında "keşke, vah, tüh, yazık oldu" kelimelerini çok sık kullanır. İçi kahır ve hüzün ile dolar. Ama elbette ki bu pişmanlığı sadece dünyaya yöneliktir. Bu durum onların dünyaya tutkulu bağlanmalarının, dünya hırsı içerisinde yaşamalarının ve ahiretten gafil olmalarının bir sonucudur. Oysa ahirette, dünyada yaşadığı pişmanlık ile kıyaslanmayacak derecede büyük bir pişmanlık ile karşılaşacağını bilmelidir. Çünkü Allah Fatır suresi, 37. ayetinde "inkarcılara dünyada öğüt alabilecekleri kadar bir ömür verildiğinden" bahsetmektedir.

İman etmeyenler uyarıcılar vesilesi ile defalarca uyarılmışlardır. İslam ahlakını ve uygulaması gerekenleri bilmektedir. Ama verilen her öğüdü göz ardı etmiş, hatırlatıldığında ise yüz çevirmiştir. İnkarında ısrarcı davranıp, kendisine tanınan vakti hoyratça ve nankörce kullandığından dolayı da azabı hak etmektedir. Ahirette yaşayacağı bu pişmanlık ise ne kendisine ne de bir başkasına hiçbir fayda getirmeyecektir. Eğer Allah bir kişi için cehennemi mekan olarak dilemiş ise, kimse bu azabı ondan geri çeviremeyecektir. İşte insanın asla geri dönüşü olmayan böyle bir pişmanlığı yaşamamasının tek yolu dünyada vakti varken Allah'a yönelmesi, O'ndan korkup sakınması, hükümlerine titizlikle itaat ederek güzel ahlakı yaşamasıdır.

Nitekim Allah Kuran'da gereği gibi iman etmeyenlerin gelip geçici pişmanlıklarından örnekler vermektedir. İnsana bir zarar dokunduğunda veya ölüm korkusu kendilerini sarıp kuşattığında gönülden katıksız bağlılar olarak, teslimiyetle Allah'a yöneldiklerinden, ancak bir nimet ve rahmete erdiklerinde ise hemen nankörlük edip Allah'ı unuttuklarından bahsetmektedir. Örneğin Yunus Suresi'nde insana denizde bir sıkıntı dokunduğunda, dalgalar kendisini sarıp kuşattığı ve boğulma tehlikesi ile burun buruna geldiği zaman ihlasla Allah'a sığındıklarından ve "Andolsun eğer bizi kurtaracak olursan, muhakkak şükredenlerden olacağız" diye dua etmeye başladıklarından, ancak Allah onları bu durumdan kurtardığında ise hemen nankörlük edip, eski taşkınlıklarına devam ettiklerinden bahsedilir. Buradan da anlaşılmaktadır ki dini yaşamayan insanların yaşadıkları pişmanlık ve teslimiyet sadece çaresizliklerinden, bir çıkış yolu bulamamalarından kaynaklanmaktadır ve geçicidir. Sıkıntının geçmesi, pişmanlık duydukları anları hemen unutmalarına neden olmaktadır.

Oysa makbul olan pişmanlık bir kere yaşandıktan sonra, asla unutulmayan, hatalı bir tavırdan kesin bir tevbe ile dönülmesine vesile olan pişmanlıktır. Gerçek pişmanlık, insanın ahlakında köklü ve kalıcı olan olumlu değişiklikler meydana getirir. Samimi pişmanlığı kalbinde hisseden mümin bundan sonraki yaşamını sadece Allah'ın istediği gibi bir kul olmak için geçirir. Ve hataları için Allah'a tevbe edip, bağışlanma diler ve tevekkül eder. Tüm olayları yaratanın Allah olduğunu bildiğinden pişmanlık duyduğu tavırlarından bir ders ve hikmet çıkarır. Bundan sonraki yaşamında her yapacağı tavrı Kuran'a göre ölçüp tartar.

İnsanın dünya yaşamında unutmaması gereken en önemli gerçek, Allah'ın hoşnut olacağı bir kul olması gerektiğidir. Bunun dışında dünyaya yönelik elde ettiği maddi ve manevi her türlü şeyi ecel vaktinin gelmesi ile birlikte geride bırakacaktır. Kendisi bu dünyada sahip olduklarının sadece bir bekçisi hükmündedir. Dünya hayatı da kısa bir süre için uğranılmış bir durak yeri gibidir. Ahirette pişmanlık yaşamaması için insanın bu dünyayı sahiplenmemesi, sanki hiç bitmeyecek gibi bir ömrü varmışçasına bir ahlak içerisinde olmaması gerekir.

Şura Suresi'nin 47. ayetinde "Allah'tan, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden evvel, Rabbinize icabet edin. O gün, sizin için ne sığınılacak bir yer var, ne sizin için inkar (etmeye bir imkan)" diye bildirilir. Dünyada iken inkar edenler, ahirette yaşadıkları pişmanlıkları telafi edebilecek, sığınacak hiçbir merci ve mekan bulamayacaklardır.
Unutulmaması gereken bir diğer gerçek de ölümün insana bir nefes kadar yakın olduğudur. Bu yüzden insan Kuran ahlakını yaşamayı ileride bir zamana asla ertelememelidir. İman eden bir insan vicdanında bulduğu doğruyu, aldığı samimi kararları, irade ve sabır göstererek geciktirmeden uygulamalıdır. Bunun için de insanın gün içerisinde sürekli olarak vicdan muhasebesi yapması gerekir. Göstermiş olduğu tavırdan Allah'ın razı olup olmayacağını sürekli düşünmelidir. Eğer bir kusur veya eksiklik görürse, hemen daha güzeline yönelmeli ve hatalarından dolayı bağışlanma dilemelidir. Çünkü dünya hayatı boyunca yaptığı küçük büyük tüm ameller hesap gününde hesaba çekilecek, duyduğu pişmanlık ise artık bir fayda vermeyecektir.

4 yorum

Ynt: Pişmanlık Ne Büyük Bir Nimettir

eyvallah...

günahlardan sakinmak, tövbe ile ugrasmaktan daha kolaydir. (Hz Ömer.ra)

14.03.2009 - Gölge

Ynt: Pişmanlık Ne Büyük Bir Nimettir

[quote=osmanlim ]
Allah razi olsun ders alinacak paylasim.
[/quote]

13.03.2009 - hhmercan

Pişmanlık Ne Büyük Bir Nimettir

[quote="talib"]Allah razi olsun ders alinacak paylasim.[/quote]

08.06.2008 - hadra

Pişmanlık Ne Büyük Bir Nimettir

Allah razi olsun ders alinacak paylasim.

08.06.2008 - talib

Konular