ZehirliOk Forum

[color=maroon][b]Önemine binaen, mühimdir !!!

İslamiyet’in, imanın ne olduğunu biliyor. Önemli olan, verilecek cevaba [color=green]"ne kadar yaşantım uygun"[/color] diyebilmek, o önemlidir.

Sosyal aktivitem gereği vakıflarda, derneklerde sürekli bulunduğum için, toplantı, seminer türü değişik programlara oldukça katılmaya gayret ediyorum. Ağırlıkta görüyorum ki, [color=green]namaz kılmayanlar kılanların nerdeyse on katı büyüklüğünde[/color]. Tahmini oranda bakarsak -ki bu resmi bir araştırmanın sonucudur- ülke nüfusunun namaz ehli (namaz kılma yaşına gelmiş) içindeki kılmayanların sayısı yüzde yetmişin üzerindedir.

Hal böyle olunca elbet ilk anlatılması gereken [color=green]namaz[/color] oluyor. Oluyor ama darılmalar, alınmalar başlıyor bu sefer. “[color=green]Girme kulun Allah ile arasına, ben kendimden sorumluyum sen benden değilsin, başkasının bana karışma hakkı yok, her koyun kendi bacağından asılır![/color]” gibi benzeri ifadeler kullanılıyor. Halbuki bunlar -özür dilerim- çok [color=green]cahilce[/color] ifadelerdir. İnsanlar dini anlatmayacakta kimler anlatacaktır ve din anlatılmayacak mıdır? Ne işsizlik, ne terör, ne enflasyon, ne bilmem ne, ülkemizin en büyük sorunu NAMAZ sorunudur. Nasıl bir Müslümanlık, İslamiyet anlayışımız var ki, NAMAZ ehli değiliz yani [color=green]hem Müslüman’ız diyoruz hem de namaz kılmıyoruz, bu nasıl bir anlayış?... [/color]

Namazsızlık halini öylesine benimsemişiz ki, onu kılmamanın verdiği çok ağır vebalin neticesi bizi hiç mi [color=green]ürkütmüyor[/color]? Şimdi, namaz kılmamanın verdiği ağır cezaları, vebali burada yazacak olursam, bu sefer ayrı bir sorun çıkıyor [color=green]“İnsanları korkutuyorsun!” [/color] diyorlar. Hatta kaç defa karşılaştım, namaz hakkındaki seminerde anlattığım ara bölümlerde namaz kılmamanın dinen vebali, günahı ile ilgili deyimimde, bir kaç kişi, “sen nerden biliyorsun, -haşa- sen Allah mısın ki buna kara veriyorsun, kılmıyoruz diye bizi günahkar olmakla suçluyorsun, buna Allah karar verir!” dediler. Aslında mantıki açıdan bakacak olursak, zaten biz kimseyi ferdi ve toplumsal olarak, “sen günahkârsın cehennemliksin, sen cennetliksin” gibi ifade kullanamayız zaten bu ayrı bir günahtır. Bir insan namaz kılmamakla herhalde sevap kazanmaz değil mi? İçki içmek sevap mıdır, kasten adam öldürmek, hırsızlık yapmak, zina yapmak sevap mıdır? Değil! Bunlar büyük günahlardır. Peki, Allahın emrinden birisi olan namazı terk etmek niçin günah olmasın? Bunu ben mi ilan ettim ki, “sen buna karar veremezsin” deniliyor? [color=green]Bu Allah’ın kesin bir vaadidir[/color]. Ama…

Ama, aması var işte...

DİN, samimice anlatılan ve anlatılması gereken bir olgudur. Ama evvelinde anlatanın ilk önce kendisini [color=green]Allah rızası için yaşaması gereken bir olgu[/color]. Allah cc, Kur'an-ı Kerimde ve peygamber efendimizde sav hadisi şeriflerinde birçok yerde insanların işledikleri hataların neticelerinde neyle karşılaşacağını bildirmiştir. Elim ve yakıcı aynı zamanda da kesintisiz bir azaptan bahsediyor Kuranı kerim. Buna mukabil, hiç bitemeyecek olan nimetlerden de.

Yani, cehennemden cennetten bahsediyor. Onları kimin hak edeceğini de bildiriyor. Herkes biliyor olmalı ki, kimler cennete girer kimler cehenneme girer bellidir. İşte biz bu bilgiler ışığında insanlara anlatıyoruz. Ancak kesinlikle “sen cennetliksin sen cehennemliksin” demek asla olmaz, olamaz da.

Fakat bir düşünün, bir kişi elinden geldiği kadar haram helal dairesi içinde yaşıyor, namaz niyaz ehli, yani varıyla yoğuyla ihlas ile Allah için yaşıyorsa bu adam cehennemlik denilir mi? Bunun tam tersi, bir başka kişi de hayatın her türlü haltını yapıyorsa, haram helalde sınır tanımıyorsa, günahın bini bir para deyip içine alabildiğine girmişse, bu adam içinde cennetliktir denilmez. Ne var ki [color=green]hakikat son nefeste belli olur[/color]. Tabi ki insanların [color=green]görünüşleri ile son nefesleri bir olmayabilir[/color]. Günah içinde yaşayıp imanlı ölmekte vardır, ibadetli bir hayat içindeyken imansız ölmekte vardır. Şu da vardır, [color=green]“Nasıl yaşarsan öyle ölürsün nasıl ölürsen öyle dirilirsin”[/color] hadis şerifi de şunu ifade ediyor. Sen hayatın boyunca, ilim amel konusunda hakikaten bir gayret içinde olursan, Allah cc senin amelini (gayretini) inşallah boşa çıkarmaz. Ama sen “[color=green]hayata bir defa geldim canım, bir daha mı geleceğim[/color]” deyip yarın ahirette olacakları hesap etmeden, aldığın ilahi emirleri, ibadetleri yapmadan bir hayat geçirerek cenneti hayal edecek olursan, şimdi ne diyeyim ben? Neticede suçlu sen olursun. Kimseyi suçlayamazsın.

[color=green]Namaz kılmayan elbette kafir değildir. Ama bilinen şu var ki hiç bir kafire namaz farz değildir. Kafirler zaten namaz kılmazlar. Namaz Müslüman'a imandan sonra gelen en büyük emirdir.[/color]

Vasfımız insan olmaktır. İnsanız biz, aklı başında bir insanız. [color=green]Akıl, bizi diğer canlılar arasından ayıran en büyük ve başta gelen özelliktir. Akıl, kâr ve zararı analiz edebilen büyük bir nimettir. [/color] Bir şeyin kârı mı zararı mı var, bunu akılla hesaplayabiliriz ve akılla tedbir düşünürüz. Düşüne biliyoruz değil mi? Düşünce de ayrı bir büyük nimet. Öyle düşünmeliyiz ki, ilk başta namaz olmak üzere, hangi ibadetler hayatımızda yoksa onu telafi etme, [color=green]“zararın neresinde dönsek kârdır”[/color] zihni ile hareket edecek olursa inşallah kar edenlerden oluruz.

Selam ve dua ile.


(alıntı)[/b][/color]