Abdulhamit Han Hz. ve Filistin
[font=Times New Roman][size=4]İsrail'in Gazze katliamı ve arkasından Davos olayı yıllar önce okuduğum ama şu anda kütüphanemin neresinde olduğunu hatırlayamadığım Sultan Abdulhamit'in "Siyasi Hatıratım" kitabını hatırlattı. Her sabah yaptığımız gibi dün de Mustafa Yılmaz ve Ahmet Kayır ile günlük olayları değerlendirirken söz dönüp dolaşıp yine Filistin'e ve İsrail'e geldi. Mustafa, Abdulhamit'in "Siyasi Hatıratım" kitabının kendinde bulunduğunu söylerek hemen açıp kitabın "Yahudi meselesi" başlıklı bölümünü okumaya başladı. Aslında konu toplumun önemli bir kesimi tarafından biliniyor olabilir. Ancak, bir meselenin bilinmesi ile özünün anlaşılması genellikle farklılık arz edebiliyor.
Bu bakımdan Abdulhamit Han'ın hatıratından Yahudilerle ilgili bölümü aktarmadan İsrail'in kurulmasına kadar geçen safha hakkında kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Yahudiler Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış vaziyette yaşıyorlardı. Güya bu dağınıklıktan kurtulmak için harekete geçtiler. İsrail devleti kurulalı 60 yıl geride kalmasına rağmen Yahudilerin İsrail'e toplandıklarını söylemek mümkün değildir. Yine ağırlıklı olarak dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış yaşamakta, buna karşılık bir ayakları yaşadıkları ülkede ise diğer ayaklarını da İsrail'e basmayı ihmal etmemektedirler.
Sözü uzatmayalım, Arz-ı Mev'ud olarak nitelendirdikleri Filsitin'de bir devlet kurmak ve zamanla büyük İsrail'i oluşturmak için ilk harekete geçtikleri tarih 1870'lere dayanır. Bu düşüncenin fikir babası da Teodor Herzl isimli bir Siyonisttir. Herzl önce dönemin Omanlı Padişahı Abdulhamit Han'a bir heyetle gelerek Filistin'den para karşılığı toprak satmasını istemişlerdir. Abdulhamit Han ileride burada bir devlet kurulacağını, maksadın Filsitinli Yahudilerin çiftçilik yapmaları olmadığını anlayarak bu isteği reddetmiştir. Teodor Herzl bu reddedilişe rağmen boş durmamış, 1897'de Basel'de Siyonist Kongresini toplayarak burada bir dizi kararlar alınmıştır. Bu kararların bir kısmı açıklanmış bir bölümü ise açıklanmamıştır. Açıklanmayan maddelerin başında Abdulhamit'in tahttan indirilmesi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması vardır. Neticede bir takım tertiplerle Abdulhamit tahttan indirilmiş ve Osmanlı Devleti'nin parçalanması sürecine girilmiş ve 1948 yılındada ABD ve İngiltere'nin desteği ile İsrail devleti kurulmuştur.
İşte bu noktada Sultan Abdulhamit'in hatıratına dönmek istiyorum. Sultan hatıratında 1895 tarihini taşıyan "Yahudi meselesi" başlığı altındaki bölümde şunları belirtiyor:
[b]"Yahudiler, Avrupa'da Doğu'da olduğundan daha fazla bir kudrete sahiptirler. Bu meselede bir çok Avrupalı devlet, çok artmış Semit ırkından kurtulabilmek için,Yahudilerin Filistin'e muhaceretini iyi karşılayacaklardır.
Fakat bizim memleketimizde kafi Yahudi vardır. Eğer Filsitin'de Müslüman Arap unsurunun faikiyetini muhafaza etmek istiyorsak Yahudilerin yerleştirilmesi fikrinden vazgeçmeliyiz. Aksi halde yerleştirildikleri yerde çok kısa zamanda bütün kudreti elde edeceklerinden, dindaşlarımızın ölüm kararını imzalamış oluruz.
Siyonistlerin şefi olan Herzl fikirleriyle beni ikna edemez. 'Yahudi çiftçisinin tekrar kuvvetlenerek sabanını kendi eliyle idare ettiği gün Yahudi meselesi hallolmuş olacaktır' sözü kendi görüşüne göre doğru olabilir. Herzl, dindaşları için toprak istemektedir.
Siyonistler Filistin'de yalnız ziraat yapmak değil, orada hükümet kurmak, siyasi temsilcilerini seçmek gibi şeyler de arzu ediyorlar. Bu haris tasavvurlarının manasını gayet iyi anlıyorum. Lakin Siyonistler bu teşebbüslerini kabul edeceğimi zannetmekle saflık ediyorlar. İmparatorluğumuz dahilinde, halkımızın fertleri olarak Yahudilere ne kadar kıymet veriyorsam, Filistin'e dair kurdukları tasavvurlara da o kadar düşmanım."[/b]
Sanıyorum uzağı gören devlet adamı böyle olur. Bugünü değil geleceği görebilmek devlet adamında olması gereken belki de ilk şarttır.
Abdulhamit'in bu değerlendirmesi üzerinde yoruma bile gerek yok. Zaten bu tavrı sebebiyle tahttan indirilmiş, emperyalist güçler tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasının en önemli sebeplerden birisi de bu Filistin'de İsrail devletinin kurulması hedefidir.[/size][/font]
Abdülkadir Özkan
Bu bakımdan Abdulhamit Han'ın hatıratından Yahudilerle ilgili bölümü aktarmadan İsrail'in kurulmasına kadar geçen safha hakkında kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Yahudiler Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış vaziyette yaşıyorlardı. Güya bu dağınıklıktan kurtulmak için harekete geçtiler. İsrail devleti kurulalı 60 yıl geride kalmasına rağmen Yahudilerin İsrail'e toplandıklarını söylemek mümkün değildir. Yine ağırlıklı olarak dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış yaşamakta, buna karşılık bir ayakları yaşadıkları ülkede ise diğer ayaklarını da İsrail'e basmayı ihmal etmemektedirler.
Sözü uzatmayalım, Arz-ı Mev'ud olarak nitelendirdikleri Filsitin'de bir devlet kurmak ve zamanla büyük İsrail'i oluşturmak için ilk harekete geçtikleri tarih 1870'lere dayanır. Bu düşüncenin fikir babası da Teodor Herzl isimli bir Siyonisttir. Herzl önce dönemin Omanlı Padişahı Abdulhamit Han'a bir heyetle gelerek Filistin'den para karşılığı toprak satmasını istemişlerdir. Abdulhamit Han ileride burada bir devlet kurulacağını, maksadın Filsitinli Yahudilerin çiftçilik yapmaları olmadığını anlayarak bu isteği reddetmiştir. Teodor Herzl bu reddedilişe rağmen boş durmamış, 1897'de Basel'de Siyonist Kongresini toplayarak burada bir dizi kararlar alınmıştır. Bu kararların bir kısmı açıklanmış bir bölümü ise açıklanmamıştır. Açıklanmayan maddelerin başında Abdulhamit'in tahttan indirilmesi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması vardır. Neticede bir takım tertiplerle Abdulhamit tahttan indirilmiş ve Osmanlı Devleti'nin parçalanması sürecine girilmiş ve 1948 yılındada ABD ve İngiltere'nin desteği ile İsrail devleti kurulmuştur.
İşte bu noktada Sultan Abdulhamit'in hatıratına dönmek istiyorum. Sultan hatıratında 1895 tarihini taşıyan "Yahudi meselesi" başlığı altındaki bölümde şunları belirtiyor:
[b]"Yahudiler, Avrupa'da Doğu'da olduğundan daha fazla bir kudrete sahiptirler. Bu meselede bir çok Avrupalı devlet, çok artmış Semit ırkından kurtulabilmek için,Yahudilerin Filistin'e muhaceretini iyi karşılayacaklardır.
Fakat bizim memleketimizde kafi Yahudi vardır. Eğer Filsitin'de Müslüman Arap unsurunun faikiyetini muhafaza etmek istiyorsak Yahudilerin yerleştirilmesi fikrinden vazgeçmeliyiz. Aksi halde yerleştirildikleri yerde çok kısa zamanda bütün kudreti elde edeceklerinden, dindaşlarımızın ölüm kararını imzalamış oluruz.
Siyonistlerin şefi olan Herzl fikirleriyle beni ikna edemez. 'Yahudi çiftçisinin tekrar kuvvetlenerek sabanını kendi eliyle idare ettiği gün Yahudi meselesi hallolmuş olacaktır' sözü kendi görüşüne göre doğru olabilir. Herzl, dindaşları için toprak istemektedir.
Siyonistler Filistin'de yalnız ziraat yapmak değil, orada hükümet kurmak, siyasi temsilcilerini seçmek gibi şeyler de arzu ediyorlar. Bu haris tasavvurlarının manasını gayet iyi anlıyorum. Lakin Siyonistler bu teşebbüslerini kabul edeceğimi zannetmekle saflık ediyorlar. İmparatorluğumuz dahilinde, halkımızın fertleri olarak Yahudilere ne kadar kıymet veriyorsam, Filistin'e dair kurdukları tasavvurlara da o kadar düşmanım."[/b]
Sanıyorum uzağı gören devlet adamı böyle olur. Bugünü değil geleceği görebilmek devlet adamında olması gereken belki de ilk şarttır.
Abdulhamit'in bu değerlendirmesi üzerinde yoruma bile gerek yok. Zaten bu tavrı sebebiyle tahttan indirilmiş, emperyalist güçler tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasının en önemli sebeplerden birisi de bu Filistin'de İsrail devletinin kurulması hedefidir.[/size][/font]
Abdülkadir Özkan
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan