TERK EDİLEN SÜNNETLER

Zamanımızda terk edilen çok sünnet vardır. Bir hadîs-i şerîf meali şöyledir: “Ümmetim bozulduğu zaman sünnetime sarılana yüz şehit sevabı vardır.” [Taberani, Hâkim]
Bilhassa şu sünnetler daha çok terk ediliyor:
Müsafeha etmek, yani sünnete uygun tokalaşmak unutulmuştur.
Sakal, sünnet üzere bırakılmıyor.
Namazlarda başı örtmeye önem verilmiyor.
Abdestte eller ve ayaklar üç defa yıkanmıyor. Parmak araları üç defa hilâllenmiyor.
Aksıran Elhamdülillah demiyor. Dinde öyle bir şey olmadığı hâlde, Çok yaşa deniyor. Hâlbuki elhamdülillah demesi sünnet, bunu duyan Müslümanın da Yerhamükellah demesi farzdır.
Selâm sünnete uygun verilmiyor. Bu sünnet de unutulmuştur. Yalnız tanıdıklara selâm vermek ise, kıyamet alâmetidir.
Câmiye giren, Kur’ân ve tesbih okunmuyorsa oradakilere selâm vermiyor. Câmide selâm verilmez sanılıyor.
Abdestte kaplama, yani başın tamamı mesh edilmiyor. Malikî ve Hanbelî’de kaplama mesh farz olduğu hâlde, bu sünnet genelde yapılmıyor. Sadece farzla iktifa ediliyor.
Duâda eller sünnet üzere açılmıyor.
Cenaze namazı olduğu zaman sünnet olan tesbihler terk ediliyor ve Âyet-el kürsî okunmuyor...
Bir sünneti ihya edene 100 şehit sevabı verildiğine göre, bir farzı ihya edene ne kadar çok sevap verileceği düşünülerek, bilhassa farzlar hiç ihmal edilmemelidir.