Kadın

[color=indigo]Eski çağlarda, hemen bütün toplumlarda kadının hiçbir hak ve değere sahip olmadığı yaygın bir görüştür. Eski Çinlilerde kadın, kocasının kölesi sayılırdı. Kocası ve çocuklarıyla birlikte yemeğe oturamazdı; Ayakta durur, onlara hizmet ederdi. Mısır’da başlangıçta kadınlar erkeklerle aynı haklara sahip idiyseler de bu fazla uzun sürmemiş, Firavun’un emriyle yine köleleştirilmişlerdir. Batılılar tarafından uygarlığın beşiği olarak gösterilmek istenen Eski Yunan’da ise kadının hemen hemen kölelerle bir tutulduğunu görüyoruz. Koca karısını keyfince dövebildiği gibi başka birisine de armağan edebilirdi. Tüm miras erkek çocuklara kalırdı. Bir erkeğe edilebilecek en büyük küfür, ona “kadın” demekti. Bu aşağılamaların ötesinde ayrıca kadın tüm kötülüklerin kaynağı olarak da kabul ediliyordu. Eflâtun ve Aristo’nun kadının, erkeğin dûnunda/aşağısında olduğunu resmen ilan ettiklerini görüyoruz. Yunan’da bir erkeğin dengi yine bir başka erkektir. Bu bakımdan Yunan töresinde homoseksüelliğin bir fazîlet olarak algılanmasına şaşmamak gerekir… Eflâtun, bu konudaki görüşlerini günümüz homoseksüellerinin el kitabı durumunda olan Ziyafet adlı eserinde açıkca beyan etmiştir. Eski Roma’da ise kadın, babasından kocasına aktarılan bir maldı. Sonraları kadına birçok hak tanınmışsa da, eğitim eksikliği yüzünden bu haklarını kullanamamıştır. Açıkça görülmektedir ki gerek Yunan’da, gerekse Roma’da kadın erkeğin aşağısında kabul edilmiştir.

Yahûdilikte de kadının hiçbir değeri yoktur. Yahûdilerin her sabahki duâlarında şu cümle geçmektedir: “Ezelî ilâhımız, kâinatın kralı, beni kadın yaratmadığın için sana hamd olsun.”

Kadını aşağılama geleneğinin Hıristiyanlıkta daha da güçlendiğini görüyoruz. Zira Hıristiyanlara göre kadın, haram meyveyi Âdem (a.s.)’e yedirerek cennetten kovulmasına ve böylece insan neslinin günahkâr olmasına neden olmuştu. Bu yüzden Hıristiyanlık cinsel ilişkiyi bir günah ve kirlenme saymaktadır. Aziz Augustin’e göre insanın karısı veya bir fâhişeyle cinsel ilişkide bulunması arasında maddî bakımdan pek fark yoktur. Zira her ikisi de günahtan hâli değildir. Nihayet Papa Gregorie, iki asır sonra Aziz Augustin’in öğretisini onaylayacaktır: “Karı kocaların ilişkileri de günahtan hâli değildir.” Kısacası, Hıristiyanlıkta kadın kötülüğü, şeytana uymayı ve ayartıcılığı temsil ediyordu. Bu sebeple büyük ilâhiyatçılardan biri olan İskenderiyeli Clement’e göre, “Kadın, kadın olmaktan ötürü utanmalıdır.”

Gelelim Câhiliyye dönemi Arap toplumuna, genellikle bütün tarihçilerin kabul ettiği üzere kadının hiçbir değeri yoktu. Öyle ki kadın olmak utanç verici bir durumdu. Bu yüzden kız çocukları diri diri toprağa gömülüyorlardı. Kadının miras hakkı yoktu. Kısaca kadın, erkeğin kölesinden başka bir şey değildi.

Kur'an'dan anladığımıza göre, müşrik Araplar kendi zihinlerinde düşük ve değersiz saydıkları kızları Allah'a lâyık görüyorlar, beğenip hoşlandıkları erkekleri ise kendilerine izâfe ediyorlardı (16/Nahl, 57). Meleklerin de Allah'ın kızları olduğunu iddiâ ediyorlardı (43/Zuhruf, 19). Allah Teâlâ ise Arapların kendilerince değersiz bulduklarını Allah'a, değerli saydıklarını kendilerine ayırmalarını kendilerine ayırmalarını "çarpık bir paylaşma" olarak niteliyor (53/Necm, 21-22). Ve kızları diri diri toprağa gömecek kadar aşağılamaları hakkında "bak ne kötü hüküm veriyorlar!" (16/Nahl, 59) buyuruyor.

Yine Kur'an, çeşitli konuları işlerken, kadının toplumsal, hukukî uygulamalarda uğradığı zulümlere işaret ediyor. Meselâ: "Kadına zorla mirasçı olmanız size helâl değildir." (4/Nisâ, 9) mealindeki âyetten, kadının mal gibi miras kalması ve kadına zorla mirasçı olunması şeklindeki zulmün câhiliyye döneminde yürürlükte olduğunu anlıyoruz. Zıhar'ı yasaklayan âyetler de Kur'an'ın tâbiriyle "çirkin" bir geleneğin varlığına işaret ediyor. Boşanma ile ilgili âyetlerde, kadınların haklarını koruma noktasında mü'minlere Allah'tan korkmalarını emrediyor. Bu ve bunun gibi birçok âyetlerle, kadının câhiliyye dönemindeki, hukukî uygulamalarda zulme mâruz kaldığını, yaratılış itibarıyla da hor ve hakir görüldüğünü anlıyoruz.

Bu paylaşımdan sonra artık biz modern yerliler kadın hakkında şu tarifi yapabiliriz.. Kadın: İnsanın dişisi. Erkeğin eşi. Dişi'nin erişkin olanı. İslâm'da erkekle kadın bir bütünün parçaları, biri diğeri için vazgeçilmez hayat arkadaşı, İbadet ve muamelelerde cinsiyet ayrılığından doğan önemsiz bazı farklar dışında, dinî görev ve sorumluluklarda kadın-erkek eşitliği esastır diyebiliriz.

19. Asırdan itibaren İslâm toplumunda da kadının yeri çok tartışılmış, çeşitli inanç çevreleri ve düşünce akımları bu konuyu kendi açılarından ele almışlar sağolsunlar. "Geleneksel kadın", "Türk kadını", "Avrupaî kadın", "çağdaş kadın", feminist kadın", "özgür kadın", "müslüman kadın" bugün savunulan başlıca kadın tipleridir ki daha da sayabileceğiniz aşikar... Kadın konusunu çeşitli açılardan inceleyen bu tür farklı, hatta birbirine zıt görüşlerin ileri sürülmesi, konunun daha iyi anlaşılması bakımından esas itibarıyla faydalı ise de, bazen kavram kargaşasına yol açtığı için sakıncalı ve hatalı da olabilmektedir. Zâten uzun zamandır yaşadığımız ülkede de kadın hakkında yazı yazmak ve yayın yapmak bir âdet haline gelmiştir. Son yıllarda sadece Müslümanlar tarafından bu konuda yazılan iki yüzün üzerindeki kitap ve sayısız makale de bunun bir örneğidir. Kadın konusunda kimin, neyi, ne adına, niçin ve ne maksatla savunduğu iyi bilinmelidir. Aksi halde İslâm'la ilgisi bulunmayan birtakım görüşler İslâm'a mal edilebilir; hakla bâtıl karıştırılabilir. Unutmamalı ki, bâtılın en tehlikelisi, hak adına ve içine haktan bazı şeyler karıştırılmış olanıdır. Az da olsa içinde bâtıl bulunan hak da hak olma özelliğini kaybetmiş olabilir…

Elimde kadınlar ile meşrulaşmış birkaç bintane yazıdan sadece bir demetini sizler ile paylaşmak istiyorum bu konuda hemen hemen herkesin kendine göre bir çizgisi vardır elbette ancak eline mikrofon alan ve boş vakitleri satın almak isteyen ömür zengini insanların mikrofonlarından ve yazılarından düşen bir çok incileri gelin birlikte okuyalım. İşte buyrun kadın hakkındaki çarpık sözler, saçmalardan seçmeler…

"Her parasız kadın, koca peşinde koşan bir mâcerâperesttir." (G. Bernard Shaw)
"Kadının sözüne, bülbülün sesine pek kulak asma!" (Kalevala -Fin Destanı-)
"Kadın: Kaçınılması imkânsız bir kötülük kaynağı... Vesvese yatağı... Hoşa giden bir belâ... Bir iç tehlike. Gönülleri avlayan güzel eşkıya. Süslü püslü bir musîbet..." (Hıristiyan Büyüğü, Aziz Chrysostem)
"Kötü kadınlar bunaltır, iyi kadınlar da sıkar." (Oscar Wilde)
"Kadınlar, genellikle, ağırbaşlı erkeklere karşı iffetli görünürler, ama çapkınlara karşı değil!" (Fonvizin)
"Kadınları çok sevmiş olmanın cezâsı, onları daima sevmektir." (André Maurois)
"Kadın; yılanların en tehlikelisi, zehrinin ilâcı bulunmaz." (Bhartrihari)
"Kadında hayvan niteliği üstündür. Çünkü kadın, renge ve kokuya düşkündür." (Celâleddin Rûmî)
"Pek az kadın vardır ki, değeri güzelliğinden ömürlü olsun." (La Rochefoucauld)
"Aşk ve kadın; bütün öteki fenâlıklar, cinâyetler bunlardan dal budak salarlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
"Kadın erkeklere zevk vermez, keder verir, dert verir." (Anatole France)
"Kadınlar Cehennemin kapısıdır." (Hıristiyan Büyüğü, Aziz Hieronymus)
"Kadın kısmı kediye benzer. Sevmek istersen kaçar, yüz vermediğin zaman yaltaklanır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
"Dünya, kadınlarla doludur, kadınlar ise hile ve desise ile dolu." (Gelett Burgess)
"Akıllı bir kadın, iki kere budaladır." (Erasmus)
"Bir kurşunla vurul da, bir kadına vurulma!" (Faruk Nâfiz Çamlıbel)
"Kadınlar mâbedlerde evliyâ; sokaklarda melek; evlerinde şeytandırlar." (George Wilkins)
"Kadın, insanın kalbine, şeytanın girmesini temin etmek için açılan bir kapıdır. Erkeği, yasak ağaca sürükleyen varlıktır. İlâhî kanunu bozan, Allah'ın yeryüzündeki sûreti, çehresi olan erkeği aldatan iğrenç bir mahluktur." (İlk Hıristiyan liderlerinden Tertullian)
"Kadınlarla görüşmeye mi gidiyorsun? Kamçını unutma!" (Nietzsche)
"Kadından azgın hayvan, kadından azgın ateş yoktur." (Aristophanes)
"Kadınlar sade bal değil; zehir tesiri de yaparlar." (Halide Edip Adıvar)
"Erkekler, bilgiç kadınlardan nefret ederler." (Tennyson)
"Kadın devamlı erkeğin sessizliğinden; erkek de kadının o ebedî çenesinden şikâyetçidir." (Raif Necdet Kestelli)
"Kadının huyu, giydiği elbise ile değişir." (La Bruyére)
"Bir kadınla konuşurken ona gülümse, fakat dinleme." (Ly-Kin)
"Kadın her yerde kadındır. Bir melekle konuşmaktansa bir erkekle konuşmayı daha çok ister." (M. W. Holmes)
"Kadınların yanına mı gidiyorsun? Sakın kaçmayı unutma." (Nietzsche)
"Kadınların çoğu, uyandırılmadıkları için iffetli kalmışlardır." (Ovidius)
"Kadınlar, başka kadınlar için giyinirler, başka kadınların kocaları olduğu için evlenirler, başka kadınları kıskandırmak için evlerini süslerler. Başka kadınlar olmasaydı, kadınlar ne iyi olacaktı." (Paul Corey)
"Bir tek kadın cana yakın olabilir, fakat iki kadının bir araya gelmesi bir fâciadır, çünkü iki kadının, ancak üçüncü bir kadını fedâ etmek pahasına anlaşabileceğine inanıyorum." (Sacha Guitry)
"Kadın, gerekli olan bir kötülüktür. İstenen bir belâdır. Evin ve âilenin en büyük tehlikesidir. Ahlâksız ve edepsiz bir sevgilidir. Yaldızlı, aldatıcı bir musîbettir." (Hıristiyan Büyüğü, Aziz Sustam)
"İki kadın birbirleriyle sıkı fıkı arkadaş olunca, bu üçüncü bir kadının iki arkadaş kaybettiğini gösterir." (S. L. Perssey)
"Bir kadının yüreğindeki kötülük, yüzünde okunur." (Stendhall)
"Kadın, köpek ve dut ağacı, onları ne kadar döversen o kadar kazanırsın." (Thomas Fuller)
"Kadın, insanın gölgesi gibidir; kovalarsanız kaçar, kaçarsanız kovalar." (Chamfort)
"Kadın; en kederlisi eğlence düşkünü bir tâife." (Abdülhak Hâmid Tarhan)
"Kadın olsun da bir sözü cevapsız bıraksın, olacak şey değil; meğer ki dilsizini bul!" (Shakespeare)
"Kadın nedir ki? Doğanın işlediği bir yanlışlık." (Congreve)
"Kadın, istenildiği sürece melekten farksız, elde edildikten sonra da şeytandan beterdir." (Decourcelle)
"Kadın, Cehennemin kapısıdır." (Eflatun)
"Kadının istediği iki şey vardır: Erkeğin gözüne girmek, kadının gözüne çarpmak." (Franz Werfel)
"Az güzel bir kadın, çirkin erkekten çok daha çirkindir." (Gautier)
"Kadınları güzel yapan Tanrı, sevimli yapan şeytandır." (Victor Hugo)
"Kızların çoğu, hiçbir yere gitmemektense yanlış yolda yürümeyi düşünürler." (Doris Marie)
"Bütün kadınlar, sönmektense, yana yana tükenmeyi tercih ederler." (Montherlant)
"Kadınlar kendilerini sevenler için değil; onlara hükmedenler için can verirler." (Halide Edip Adıvar)
"Her dilde, şiirin konusu zevce değil sevgilidir. Kahramanı zevce ve konusu evlilik olan hikâyeden daha tatsız ne olabilir?" (Ahmet Hâşim)
"İnsanın karısı ile geçirdiği iki zevkli gün vardır: Birincisi, karısı ile evlendiği gün; ikincisi, karısının gömüldüğü gün." (Thomas İngeland)
"Öyle sanıyorum ki, insanın uygar yapabileceği son şey kadın olacaktır." (G. Meredith)
"Kadınların bizi mutlu etmek için bir tek usûlleri vardır; halbuki bizi mutsuz etmenin bin bir türlü yolunu bilirler." (Heinrich Heine)
"Kadın zayıftır, gariptir; kendini beğenmişlik onu kör eder, boş arzular onu etkisi altında tutar." (George Sand)
"Düşünen bir kadın, boyanan bir erkek kadar iğrençtir." (Lessing)
"Kadın, üzerinde her şeyin döndüğü bir vidadır." (Tolstoy)
"Yanındayken bal, uzaklaşınca zehir; kadın öyledir." (Bhartrihari)
"Kadın, çok defa en çok hoşlandığı şeye dudak büker." (Shakespeare)
"Hiçbir zaman hem zeki, hem güzel bir kadına rastlamadım." (Montherlant)
"Sözden hafif ne var? Şimşek. Şimşekten hafif? Rüzgâr. Rüzgârdan? Kadın. Kadından? Hiçbir şey!" (Seneca)
"Kadın, o bir kelebektir ki, her önüne gelen ağaca konar ve sonra uçar." (Süleyman Nesib)
"Kadının nefes aldığı yerde hava bozulur." (K. Kisfaludy)
"Kadın, süslü ve büyülü bir hiledir." (Raif Necdet Kestelli)
"Kadın, erkekten arslan yüreği içinde, kuzu itaatı ister." (Cenap Şehabettin)
"En tatlı kadın dahi acıdır." (Nietzsche)
"Kedi, ağzı şapırdayanın, kadın kesesi şıkırdayanın yüzüne bakar ve dizine çıkar." (Refik Halit Karay)
"Dünyada en iyi kadın, anasından doğmayandır." (Firdevsî)
"Kadını yedir, giydir, mücevherlerle ve başka güzel şeylerle süsle, fakat ona akıl danışma!" (Pançatantra)
"Kadınlar, erkeklerle eşit olmak için uğraşırlar, bunu sağladılar mı, o andan sonra erkeğe üstün olurlar." (Cato)
"İşte kadın! Ne olurdu ellerine düşmeden kollarına düşebilseydik." (A. Birce)
"Kadın; saçı uzun, aklı kısa bir varlıktır." (Schopenhauer)
"Bir kadının sevgilisine söyledikleri, rüzgârların ve hızla akan suların üzerine yazılmalıdır." (Catuli)
"Ne gariptir ki kadınların çoğu sevdikleri halde sevmiyor, sevmedikleri halde seviyor görünürler." (Raif Necdet Kestelli)
"Hâtun kişidir düşmeni her hâb u huzûrun -Kadındır düşmanı, her uyku ve huzurun-." (Fâzıl Ahmet Aykaç)
"Kadın erkek birbirini ikmâl eder, diyorlar; halbuki çoğunlukla biri diğerini noksanlaştırır." (Cenap Şehabettin)
"Kadın, her şeyi gören gözü bile aldatır." (Dostoyevski)
"Kadınlar kadar intikam almaktan zevk duyan canlı yoktur." (Juvenal)
"Kadınlar güller gibidir, bir defa açıldılar mı, yaprakları hemen dökülmeye başlar." (Shakespeare)
"Kadın, deniz gibidir, hiç güvenmek olmaz." (Tevfik Fikret)
"Kadın erkeği kılıçsız zapteder ve ipsiz bağlar." (Tos)
"Kadınlar istediler mi "sâhiden" hasta olurlar, hattâ kibirleri uğruna ölürler bile." (André Maurois)
"Kadınlarda fecî olan şey, ne onlarla, ne de onlarsız yaşanabilmesidir." (Byron)
"Her kadın ağlayıncaya kadar haksızdır, ağlar ağlamaz hak kazanır." (Haliburton)
"Bana göre; en çok korkulacak şey kadınlardır." (Said bin Müseyyeb)
"Dünyada en güç şey, kadını memnun edebilmektir." (Rıfat Necdet Evrimer)
"Akmayan dam, tütmeyen baca, kaynanasız koca." (Atasözü)
"Koca; devamlı kiracı." (Âlî Bey)
"Kocasının hastalığından en çok üzgün görünen bir kadın bile içinden sevinir. Çünkü kocası daima gözünün önünde ve avucunun içindedir." (Raif Necdet Kestelli)
"At, at oluncaya kadar sahibi mat olur, derler. Bazı koca da, karısı kadın oluncaya kadar iki kat olur." (Refik Halit Karay)
"Bir koca, eşinin iyi bir kadın olup olmadığını gösteren evlilik belgesini yüzünde taşır." (G. Gardony)
"Evindeki şerefsizliği en son koca öğrenir." (Juvenalis)

………….. diye giden binlerce söz… Bu kelamı sarf eden insanların sözlerinin içi ne kadar tutarlı? Konuştukları, yazdıkları kelimelerin ve içlerinin kaç tanesinin içi dolu bunu ise siz okuyucuların insafına sunmak istiyorum…

Kadını hor gören ve yanlış yargılarla itham eden görüşlerin sahiplerini de belirtiyorum ki, sadece Doğuluların kadını aşağıladığı zannedilmesin. Nice Batılı ve Batılılaşmış yazar ve bilgin de cinsiyet ayrımcılığını çirkin şekilde vurgulamıştır. İbret olsun diye örnekleri geniş tutmuşumdur. Aslında Doğululardan ziyâde, Batılıların temel kültürleri ve din anlayışları kadın düşmanlığına ve istismarına uygundur ve Batılıların kahir ekseriyeti, bayanları ya hor görür, ya da değer verir gözükerek istismar eder.

Evet! Allah'a teslim olmuş, sorumluluk ve yetkilerini bilen, görevlerinden kaçmadığı gibi İslâmî ve insanî haklarını da savunup mücâdelesini veren, onuruna sahip, tesettür ve iffetini bayraklaştırmış, İslâmî hareketin gönül dinamiği kadınlara selâm olsun! Selâm olsun analarımıza, eşlerimize, kızlarımıza ve bacılarımıza!

yusa ırmak[/color][size=18px][/size][i][/i]