ZehirliOk Forum

Halis ECE

[b][size=24px][color=darkblue]Gece namazları...[/color][/size][/b]

[b]Hasan-ı Basrî [/b](k.s.) hazretleri demiştir ki:

[b]"Kul, işlediği günahı sebebiyle geceleri namaz kılmaktan, gündüzleri de oruç tutmaktan mahrum bırakılır."[/b]

Âlimlerden bir zât ise şöyle demiştir: [b]"Ey insan, oruç tuttuğunda kimin yanında ve ne ile iftar ettiğine dikkat et. Çünkü kulun kalbi ve tefekkürü, yediği şeye göre değişir ve ilk hâline bir daha dönemez." [/b]

Bir diğeri de şunları söylemiştir: [b]"Nice yiyecekler vardır ki, sahibinin gece kıyâmına mâni olur. Nice bakışlar vardır ki, Kur’an okumaktan alıkoyar. Kul bir şey yer veya bir iş yapar da, bunlardan dolayı bir sene boyunca gece ibâdeti yapmaktan mahrum bırakılır. Güzel bir tedkik ve iyi bir araştırma ile neyin artırıcı, neyin noksanlaştırıcı olduğunu bilebilir,[/b] [günahları azaltabilirsin]. [b]Ve ancak günahları azaltarak kayıplarını görebilir, onlara vâkıf olabilirsin." [/b]

Kezâ denilmiştir ki; [b]"Gece namazının uzun olması, kıyâmette rahatlık sebebidir ve bu namaz, büyük günahlara keffârettir... Gece namazları, farz namazlardaki eksiklikleri telâfi eder."[/b] (1)

[color=blue][b]GECE İBÂDETİNE KALKABİLMEK İÇİN YAPILACAKLAR[/b][/color]

Hadîs-i şerifte buyuruldu ki; [b]"Kul, gece ibâdetine kalkabilmek için, şu üç şeyden yardım sağlamalıdır:

1. Helâl yemek,

2. Tevbeye yönelmek,

3. Allâh’ın vaîdi (cehennemi)nin korkusu, va‘di (cenneti)nin şevk ve recâsı (ümidi) içinde bulunmak." [/b] (2)

Demek ki, kulu gece ibâdetlerinden mahrum bırakan veya onu uzun süre gaflet içinde kalmaya mahkûm eden üç sebep vardır. Bunlar;

a) haram ve şüpheli yiyecekler yemek,

b) Israrlı bir şekilde günah işlemeye devam etmek,

c) Dünya düşüncesinin kalbe gâlip gelmesidir.

[b]Dünya düşüncesi ve sevgisinin gâlip geldiği kalp, ne Allâh’ın azâbını hatırlar, ne de cennet ve Cemâli’ni özleyip ümitvâr olur.[/b] (3)

[u][b]DİPNOTLAR[/b][/u]
(1) Ebû Tâlibi’l-Mekkî k. s., Kûtu’l-Kulûb, Gecenin ve teheccüd ehlinin evsâfı bahsi.
(2) Buharî, Sahîh, Teheccüd, 13.
(3) Ebû Tâlibi’l-Mekkî, a.g.e. ve bahis.