KARDEŞLİK DUAMIZ...

Biz dua ile değer bulduk, dua silahını kuşandık.Dua ile Rabbimizle irtibatlandık.



“De ki Dualarınız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?”(Furkan-77)



Müminler dua ile büyüdüler… Dua ile direndiler... Dua ile yürüdüler…Ve daha da önemlisi ; kardeşlerini dualarına ortak kıldılar. “Kardeşlik Duası” hiç eksik olmadı. İman kervanı, “kardeşlik duası” ile hedefe yol aldı... Sırat-ı mustakimde “kendilerine nimet verilenler (kardeşlerin)in yolunu” talep ettik. Tazarrumuz ve recamız bu idi. “Fatiha” ,”Kardeşlik duamızdı.” “ Fatiha” ile kardeşlik kapısını açıyorduk.



“Bizi sıratı mustakime hidayet eyle.

Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna…”(Fatiha-6-7)



Namazla açtığımız kapıyı, namazdan sonra kardeşlerimizin yüzüne kapayabiliyoruz. Kardeşlik nimetinin şükrünü yapmakta gaflete düşebiliyoruz. Bize ne oldu? Kardeşlerimizi dualarımıza ortak kılabiliyor muyuz? Bencilliğimiz dualarımıza da mı yansıdı? Kardeşlerimiz ne zaman dualarımıza konu olacak? Yoksa musalla taşına mı erteledik? Dualarımızda hangi zamiri kullanıyoruz? “Ben” mi, “Biz” mi ? Mazlum kardeşlerimiz için hiçbir yardım imkanımız yoksa, duada mı edemeyiz? Hastanın duasının müstecab olduğuna birilerinin bizi ikna etmesi mi gerekiyor veya mazlumların ve gariplerin duasına ihtiyaç duymayacak mıyız? Kaldı ki mazlumların duası ile Allah’ın yardımı arasında perde bile yok. Duanın gücüne iman eden Çeçen mücahidleri, dünya Müslümanlarına dua çağrısında bulunuyorlardı.



“(Savaş gitgide kızışıyor kalpler parçalanıyor.Durum çok ağır. Vahşice saldırılar bitmek bilmiyor. Dünyada ki bütün düşmanlar bize karşı işbirliği içerisindeler. Uçaklar üzerimize bomba yağdırıyor. Top ateşi dinmek bilmiyor. Sığındığımız dağlar ise, kar ve buzlarla kaplı.



Ey İslam Ümmeti!



Aranızda Allah’a verdiği sözünde duracak kimse yok mu? İçinizde, samimiyetle ve alçak gönüllülükle ellerini Rabbine kaldırdığı zaman duası kabul edilecek bir tek kişi yok mu? Ya da bizi dualarınızda damı unuttunuz? Nerede gece yarılarındaki ısrarlı dualarınız? Şimdi, gece yarılarındaki dualarınızda bizleri unutacaksınız da ne zaman hatırlayacaksınız? Allah Rasulü(sav), şehid olan 70 Arkadaşı için dualar etmişti. Bugün binlerce Müslüman kardeşliniz öldürülürken, sizin desteğiniz nerede?



“ Müslümanların başına bir felaket geldiğini duyduğunuzda Allah’a yakarınız., onlara merhamet edip, zafer nasip etmesi için dua ediniz.”



Ruslara karşı ilk savaşımızdaki dualarınızı unutmuş değiliz.



Ey İslam Ümmeti! Dualarınızda bizi unutmayın, zafer için bizi desteklemekten vazgeçmeyin.”



Çeçenistan Komutanları 22 Şubat 2000 (Yeni Şafak)



Kardeşlerine dua ibadetini hatırlatıyorlar. Kuvvetler üstü kuvvetle temasa geçmelerini istiyorlar. Kardeşlik gücünün, duanın gücünde saklı olduğuna inanıyorlar.



Rasulullah (sav) da Bi’ri Maune faciasından sonra ashabı ile birlikte müminler için günlerce kunut duasında bulunmuştu.



Bedir’de müşriklerle karşı karşıya geldiğinde ellerini Rabbine açıp şöyle yakarmıştı:



“Allah’ım! Sen şu bir avuç cemaati yok edersen, artık sana, yeryüzünde kulluk edecek hiç kimse kalmaz”



Ümmeti için bu niyazla çırpınıyordu.



Peki, şu olaya ne diyeceğiz?



Hz. Ömer (ra) anlatıyor:



“Umre yapmak için nebi (as) dan izin istemiştim, izin verdiler ve: “Kardeşim, beni de duanda unutma” buyurdular. Bu tarzda hitap buyurmaları, benim için dünyaya bedeldir.”(Ebu Davud-Tirmizi)



Sübhanallah!



Hz. Muhammed (sav), Hz. Ömer (ra) den dua talep ediyor… İşte o bizi böyle eğitiyor, işte O’nun talim ve terbiye farkı… Bu terbiyeden geçen Hz. Ömer (ra) ise şu dua ile kardeşlerini gözetiyor.



“Allah’ım benim ölümümü tek bir rekat namaz kılan ya da tek bir kere dahi olsa secde eden bir adamın elinden yapma. (Eğer böyle olursa) kıyamet günü senden hicab duyarım.”



Kardeşlik ruhunda ufuk çizgi … Canına kast eden katili de olsa bir Müslüman kardeşinin kendisinden dolayı muazzeb olmasına gönlü razı değil. Bir Müslümanın canı yanmasın istiyor. İşte kardeşlik hassasiyeti….



Kardeşlik zirvesinde gezinen Hz.Ömer, kendisine suikast yapıldığı zaman, ağır yaralı durumda iken, ilk öğrenmek istediği şey, katilin kimliği? Kiralık katilin Müslümanlardan olmadığını öğrenince rahatlıyor. Şükür ki, Ömer’in kanına giren bir Müslüman eli değil...



Ya biz? Müslüman kardeşlerimize yağdırdığımız beddualara ne diyeceğiz? Lanetimizden kurtulmayan müminlerle nasıl yüzleşeceğiz?



Dua fırsatımız varken kin, haset, husumet ve hilelerden soyutlanıp duaya duralım. Ulaşamadığımız kardeşlere dualarımız ulaşabilir. İslam kardeşliğini selam ile besleyip, dua ile koruyalım. En güzel dua ile..



“Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. İman etmiş olanlar için kalplerimizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz, şüphesiz ki sen çok şefkatli ve merhametlisin.” (Haşr-10)



Hz. Musa (as) ın duasına iştirak edelim.

“Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla, bize acı, sen merhametlilerin merhametlisisin” (Araf-151)



Bilemiyorum bu satırları okuyanlar, satırları yazanı dualarında hatırlarlar mı acaba?



Kabristanda ziyaret ettiğimiz, kardeşlerimizin mezar taşları dua özlemini dile getiriyor. Ölen kardeşlerimize en güzel hediye; dua…



Bizi kardeşsiz bırakma Allah’ım!



Bizi kardeş kılan Rabbim! Kardeşlerimize ruh ver!



Ramazan Kayan

2 yorum

KARDEŞLİK DUAMIZ...

Amin

Amin

Amin

27.07.2007 - nisyan

KARDEŞLİK DUAMIZ...

Gerçekden çok güzel bir yazı daha dualarımızı eksik etmeyelim müalüman kardeşlerimizden Allah tüm müslümanlara yardım etsin ve muzaffer eylesin çeçenistandaki afganistandak,i ıraktaki tüm müslüman kardeşlerimize Allah yardı etsin

27.07.2007 - keceemre

Konular