Herşey göründüğü gibi olmuyor .... !

[size=18px]"Akılı bir zat ata binmişti. Uyumakta olan adamın ağzına yılan aktığını gördü. Yılanı ürkütüp kaçırayım diye atını sürdü ama yılan adamın ağzından içeri girmişti...

Akılı süvari, yapılacak tek işin, yutana hissettirmeden yılanı çıkarmak olduğunu bildi. Hemen atını sürdü,kamçısını uyuyan adama öyle bir şiddetle vurdu ki,ilk vuruşta uyandırdı.Bir-iki daha vurdu. Adam kaçarak bir ağacın altına koştu.

Ağacın altında dökülmüş taze ve çürük elmalar vardı. Süvari bir kamçı daha vurunca adam elma ağacına kaçtı.Süvari "çürük elmaları ye!" diyerek vurmaya devam etti.
Dehşet ve korkuya kapılan adam çürük elmaları o kadar yedi ki, çıkaracak gibi oldu. Elmaları yiyen bağırdı," ey emir, ben sana ne yaptım ki bana kahredersin? şurada ne güzel uyuyordum.

şiddetli kırbaçları ve çürük elmaları yemem reva mıdır? Eğer benim hayatımda, senin bana bir adavetin varsa, Öldür de kurtulayım. Bu kadar zulüm olmaz ki ....
Seni gördüğüm saat ne kadar uğursuz bir zamanmış senin yüzünü görmeyene ne mutlu."Sözleri bitmeden kamçıyı öyle şiddetle yedi ki,yeniden koşmaya ve elmaları yemeye başladı.Süvari, rüzgar gibi ,adamın peşini bırakmadı, akıllı süvari adamı gece vaktine kadar koşturdu. Vaktaki çürük elmalar sıcak havada şiddetli koşma sonucu, midenin içinde çalkalana çalkalana şurup haline geldi dekken kustu ve kapkara yılanı da hortum gibi çıkardı.

Adam hayretle bir yılana baktı,birde süvariye. Yılanın kendinden çıktığını görünce süvarinin atının önünde secdeye kapanır gibi yere kapandı.O çirkin, kara yılanın muhakkak ölümüne sebep olacağını bildiğinden, kırbaçların acısı geçti, koşmanın yorgunluğuda bitti.

şimdi ne yapması lazım? "Seni gördüğüm saat ne kadar uğursuz bir zamanmış.Senin yüzünü görmeyene ne mutlu" diyen adam şimdi ne yapacak? "Sen hakikaten Cebrail (a.s) mısın,bana yetiştin.

Sen Hüda-iTeala `nın velisi misin ki Hızır (a.s) gibi yetiştin.
Sen, ben uyurken yılanın ağzıma girdiğini ne bildin? Çıkarmanın usulünü nasıl bildin ? Seni gördüğüm an hayatımın en mübarek saatiymiş." diyerek pişmanlığını dile getirdi. Hazret-i Mevlana buyuruyor ki:

" Eşek , eşekliğinden kaçar, sahibi kurt, kuş yemesin diye merhametinden onu yakalamak için koşar". Bu koşma, ziyandan koruma ve kurtarmak içindir.
Hastalık artınca doktor ameliyat eder. Ameliyat çirkin bir şeydir. İnsanın vücudunu kesip biçerler.Doktora:"zalimsin" diyemeyiz.
Doktor: "Sen ameliyat olmasaydın ölürdün." der.

O zaman ,o doktora yüzlerce bıçak helal olsun deriz. Bunun gibi , ağzından yılan çıkan adam pişmanlık içine girdi ve özür diledi:" Ey efendi,ey şeyhin şah, önceki kötü sözleri cehaletim söyletti." dedi .Bizlere düşende budur. Pişmanlık içinde olup ALLAH ` dan özür dilemeliyiz. buna tövbe, istiğfar denir.[/size]

Konular